kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
31 Ekim 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Atatürk cahilleri

Turkcell firması, Atatürk'ün özel hayatını da anlatan 'Mustafa' adlı filme sponsor olmadığı, daha doğrusu önce niyetlenip sonra vazgeçtiği için Aydın Doğan medyası tarafından topa tutuldu.
( Not: Bu eleştiriyi yapmalarının nedeni " fevkalade Atatürkçü " olmalarından değil. Turkcell, Doğan Grubu'na reklam vermiyor, ona köpürüyorlar.
Madem o kadar Atatürkçüler kendileri niye desteklemedi? Hem verdikleri para da yabana gitmezdi: Yönetmen Can Dündar kendi çalışanları.)
Turkcell çekinmekte haklı. Filmi destekleseydi, bu kez de " Vay efendim, Atatürk'ün özel hayatına giren bir filme nasıl arka çıkarsınız " diye laf edilirdi.
Siz bakmayın Doğan medyasının Turkcell'e vurabilmek için ' Mustafa'yı çok önemli bir filmmiş gibi göstermelerine.
Tersi olsaydı, yani Turkcell filmi destekleseydi; bu kez de önce filme çamur atar, sonra " Böyle bir filme nasıl sponsor olursunuz, siz Atatürk düşmanı mısınız " derlerdi.
Çünkü bunların amacı 'gerçek' değildir.
Onların gözünde gerçek ikiye ayrılır.
1) Çıkarlarına yarayan gerçek.
2) Çıkarlarını zedeleyen gerçek.
Mesela CHP Başkanı Deniz Baykal ne diyor?
- " Atatürk günde bir büyük rakı içen, kadınlara zaafı olan birisi olarak gösterilmiş. Zaafları olabilir. Ancak, Atatürk gibi bir adamın sofrası bu resim olamaz. Atatürk'ün sofrası Cumhuriyet coşkusunun yaşandığı bir sofradır. "
Deniz Baykal da biliyor o sofrada yaşanan tuhaflıkları. Mesela koca koca bürokratlar ve bilimciler; Atatürk'ün sorularına " onu tatmin/mutlu edecek bir cevap veremeyip fırça yiyecekleri korkusuyla " birbirinin ardına saklanırdı.
O sofrada " cumhuriyet coşkusu " yaşandı elbette. Ama tavana kurşun da sıkıldı, davetliler olur olmaz güreştirildi de! (Vereyim mi başka örnekler?)
- Şu cümle de Baykal'a ait: " Böyle bir filmde Atatürk için önde gelen algılama zaafları değil, eserleri olmalıydı. " Her gün bu ülkede Atatürk'ün eserleri anlatılıyor. Anaokulundan başlayıp ölene dek aynı şeyleri dinliyoruz. Bıkmadınız mı? Sıkılmadınız mı? Bazıları da başka gerçeklerden, yani sizin saklamaya çalıştığınız olaylardan söz etsin.
- " Atatürk kendi döneminin tüm liderleri diktatör olduğu halde bu yönde hiçbir eğilimi olmayan bir liderdi. Hep çoğulcu demokrasi istedi " diyor Baykal.
Madem Atatürk hep demokrasiyi istedi; niye Terakkiperver ve Serbest fırkaları kapattı? Niye çok partili yaşama geçmedi? ( Osmanlı bile son döneminde çok partiliydi!)
Niye en azından bir " hedef olarak " CHP'nin 6 Ok'unda 'Demokrasi' yok? Hadi eskiden olmadı, şimdi niye yok?
Baykal da biliyor söylediklerinin uydurma olduğunu. Ama işine böyle konuşmak geliyor.
- " Filmde, cumhuriyeti kurmak için birlikte hareket ettiği arkadaşlarını sonradan yemiş, onlara ihanet etmiş gibi gösteriliyor. Bunlar gerçek değil. Arkadaşlarına saygı duymuş, sevmiş ama devrimler sırasında yolları ayrılmış " diyor Baykal.
Milli Mücadele döneminin kalburüstü simalarından sadece ikisini çevresinde tutmuştur Atatürk. Bunlar İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak'tır.
Ortak özellikleri şunlardır: 1) İkisi de Kurtuluş Savaşı'na önceleri inanmamıştır. (Yani zaafları vardır.) 2) İkisi de Atatürk'e yürekten bağlıdır. Onun verdiği kadar yetkiyle yetinirler. 3) İkisi de statükocu tiplerdir; atılım yapabilmek için Atatürk'e muhtaçtırlar.
Ne demiş şair: " İnsanoğlu gerçeğin fazlasına tahammül edemez. "