kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
7 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Egemen Demirtaş

Kendi içkimizin kıymetini bilmek için aperatif olarak da içmeliyiz

Giriş Saati : 02.08.2008 19:14
Güncelleme : 02.08.2008 19:19
Efe Alkollü İçecekler CEO'su Egemen Demirtaş'tan Türkiye'de ve dünyada rakı tüketimiyle ilgili bilgiler aldık...

- Türkiye'de rakı tüketimi ne durumda?
- Türkiye'nin geçen yılki rakı tüketimi 43 milyon litre.

- Dünyada en çok Türkiye'de mi rakı tüketiliyor?
- Dünyada anasonlu içkiler pazarı, 230 milyon litre civarında. Bunun içinde rakı var, arak var, uzo var, Pernod var, Ricard var. İspanya'da birtakım anasonlu içkiler var. Dolayısıyla Akdeniz havzası ve Ortadoğu'da anasonlu içkiler tüketiliyor. Ve biz bunun en büyük kısmını tüketmiyoruz.

- Kimler en çok tüketiyor?
- Mesela Fransa'da anasonlu içki tüketimi, Türkiye'den yüksek. Bunun sebebi aperatif olarak içmeleri. Bizim de rakıyı daha çok yaygınlaştırmak için, aperatif olarak içme geleneğini geliştirmemiz lazım.

- Bunda herhalde çabuk çarpan bir içki olmasının etkisi var, değil mi?
- Bahsettiğim aperatiflerin çoğu da karışım olarak içiliyor zaten. Biz onu rakının delikanlılığına pek yakıştıramıyoruz galiba. Ama bir yandan da mesela votka, bütün Türkiye'yi fethediyor. Her şeyle karıştırılıyor çünkü. Rom da, tekila da giderek artıyor. Bunlar sek içilmiyor genelde, suyla da içilmiyor. Aslında biz rakıda en zoru yapıyoruz, diğerini de yapsak başka içkilere ihtiyaç kalmayacak. Rakı baş ağrıtmaz mesela. Çünkü çok saf bir alkolle yapılıyor.

- Efe Klasik'i yenilemeye nasıl karar verdiniz?
- Klasik, bizim ilk ürünümüz. Bizim için manevi değeri var. O yüzden yeniledik. Lezzetini daha da artırdık.

- İçeriği değişince nasıl oldu?
- Daha toklaştı. Çok denemeden geçti. Çeşitli şekillerde damıtmalar yaptık, pek çok numune çıktı. Bir süre sonra harmanlama fikri ortaya çıktı. Rakıda daha önce hiç yapılmamıştı bu. Bitmiş ürünlerimizden karıştırdık. Yaş üzüm, Klasik Efe, Kara Efe'yi karıştırdığımız numuneler de yaptık. Ama tadımlardan çıkan, Kara Efe ve Klasik Efe'nin karışımı oldu.

- Bol bol sarhoş oldunuz herhalde o dönem...
- O yüzden tadımları akşam üstlerine almaya çalışıyorduk. Aslında bu işi kitabına göre uygulamak için, sabah 10.00'da aç karnına tadım yapmanız gerekiyor. Yedi örnekten birer yudum tadıyoruz. Damak yoruluyor, sonra bir daha bakayım diyorsun. Üzerinde konuşmaya değer bir şeyler varsa sohbet etmeye de başlıyorsun. Sonra bir bakıyorsun çerezler filan, öyle gidiyor... Bu şekilde bizim beğenilerimiz ortaya çıktı. İzmir'de bizim güvendiğimiz, rakı tadımını iyi yapan hocalar, rakıyı seven kişiler var profesyonel olarak çalışan. Onlardan bir grup topladık. Orada ilk üçe giren ürünler belli oldu. Ondan sonra 200 kişilik bir tadım yaptık İstanbul'da. Orada da Kara Efe ve Klasik Efe karışımı bir numara çıktı. Sonra Aydın Bey'i fabrikaya çağırdık tadım için. Ama bizim gönlümüzde o seçilen yatıyordu. "Ya başka bir şey seçerse..." diye endişe de duymuyor değildik. Ama Aydın Bey de onu seçti. Hatta bir kez daha karıştırıp tekrar denettik, yine onu seçti.

- Rakıyla ilgili yanlış bilinenler, yanlış uygulamalar neler?
- Mesela kimileri hala, rakının anasondan üretildiğini düşünüyor. Üzümden olduğunu bilmiyor. 'Rakı sadece suyla, buzla içilir; kebapla, balıkla içilir, başka zaman içilmez,' diyenler var. Almanlar rakıyı ve uzoyu sek içiyorlar ve shot yapıyorlar. Ayrıca rakılı kokteyller var. Nane, şeker ve limon suyu çok yakışıyor rakıya. Rakı mojito çok güzel oluyor mesela. Zencefil çok yakışıyor, kahve çok yakışıyor. Örneğin kahve likörüyle karıştırılınca çok değişik bir tadı oluyor. Hiçbir şey yok diyelim. Taze naneyi yıkayıp, rakı koyacağınız bardağa bolca basın, sonra da rakınızı hazırlayın üzerine. Çok güzel oluyor. Ama her seferinde o naneyi değiştirmek lazım. Tabii bunlar akşamcılar için değil. Gündüz, mesela havuz başı için çok uygun.