Organik efsaneler
Giriş Saati : 05.04.2008 17:57
Güncelleme : 06.04.2008 01:15
Bir organik gıda merakıdır aldı başını gidiyor. Satın alıp yemek şöyle dursun, kimileri kendi yetiştirmek üzere toprak alıp organik tarımcılığa soyunuyor. Peki yere göğe sığdıramadığımız bu gıdalar gerçekten sanıldığı kadar besleyici ve yararlı mı? Yapılan araştırmalar organik besinler hakkındaki mitlerin birçoğunun doğru olmadığını gösteriyor. En azından şimdilik.....
Çevreye yararı büyük
Organik sebze ve meyveler yetiştirilirken diğerleri gibi ilaçlamaya ya da kimyasallara ihtiyaç duyulmuyor. Dolayısıyla toprağa geçen yabancı madde miktarı da azalıyor. Bu da çevre için iyi bir şey. Ancak organik tarımdan alınan verim, normal tarıma göre yüzde 50 daha az. Örneğin toprağınızdan yılda 50 kilo domates alıyorsanız, organik domates yetiştirmek istediğinizde bu miktar 25 kiloya düşüyor. Bu da organik tarım yapmak için çok daha fazla alana ihtiyacımız var demek. Dünya Gıda Enstitüsü uzmanları, doğada normal tarım sayesinde 15 milyon hektarlık ormanlık bir alanı koruduğumuzu, tamamen organik tarıma geçersek aynı miktar ürünü almak içinse 10 milyon hektar ormanı kesmek zorunda kalacağımızı söyüyor. Daha az ürün yetiştirmeyi göze almak ise bizi, gelecekte dünyada çok daha az yiyecekle yaşama tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.
Lezzeti farklı ve daha güzel
Organik sebze ve meyvelerin tadının geleneksel yöntemle yetişenlerden daha farklı ve lezzetli olduğunu söyleyen tüketiciler olsa da, bu bilimsel olarak kanıtlanmış değil. Sadece elmanın daha farklı lezzette olduğu biliniyor, onun da daha iyi mi kötü mü olduğu tartışılır. Uzmanlar bir ürünü lezzetli kılan şeylerin; doğru iklim, doğru toprak ve doğru zamanda ekim olduğunu söylüyor. Ve elbette dolapta büzüşmesini beklemeden, taze taze yemek...
Çok daha besleyici
Bu konudaki araştırmalar hâlâ devam ediyor. Kimileri organik domatesin diğerinden daha fazla C vitamini içerdiğini söylerken, kimileri de organik çilek ve mısırda daha çok kanserojen madde var diyor. Yani kısaca organik gıdaların çok daha besleyici ve sağlıklı olduğu kesin olarak ispatlanmış değil. Bir besinin değerini artıran ise toplandıktan sonra raf ömrünün ne kadar olduğu. Örneğin ıspanak, içindeki tüm demiri bir hafta içinde kaybediyor. Dolayısıyla bilinçli tüketilmedikten sonra, organik ıspanak yiyip yememek size bir şey katmıyor.
Yıkamadan da yenebilir
Nasıl ve nerede yetişmiş olursa olsun, tüm bitkiler topraktan ve sudan aldıkları birtakım bakteriler içerir. Özelllikle kavun-karpuz, marul, ıspanak, domates, soğan gibi toprakta yetişen meyve ve sebzeler... Bu yüzden organik olsun olmasın, hiçbir şey bol suyla yıkanmadan yenilmemeli!
Uzun yaşamak için gerekli
Tabii organik patatesten yapılmış diye cipsleri, içindeki şeker organik diye, kurabiye ve bisküvileri paket paket yemediğiniz sürece... Unutmamanız gerekiyor ki öyle ya da böyle şeker şekerdir ve de hiçbir patates kızartılmadan cips olmaz! Uzun ve sağlıklı yaşamak için öncelikle porsiyonlarınızı küçültmelisiniz.
Yayın tarihi: 7 Eylül 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/07/pz/haber,270E86D79E034CEDBFB8088E85261587.html
Tüm hakları saklıdır.