Çöpçatan yarışmalarında koca seçmeye çalışan hanımların klişe bir cümlesi var: "Beni taşıyacak bir erkek arıyorum..." Sanırım bu cümle onlara izledikleri magazin programlarından kalan bir tortu... Hani şov dünyasının ünlü kadınları boşta kaldıklarında magazin mikrofonlarına öyle söylerler ya... Ama magazin ünlülerinin anlatmak istedikleri, "Benim şöhretimi taşıyacak, olur olmaz nedenlerle kıskançlık krizine tutulmayacak, ünümün altında ezilmeyecek erkek arıyorum" şeklindedir. Kısmet arayanlar ise bu "taşıma" meselesini tamamen duygusal (!) sebepler üzerine oturturlar. Adam karşısına gelir gelmez, "Evin, araban var mı? Ayda kaç para kazanıyorsun? Ömür boyu bana bakabilecek, rahat ettirebilecek misin?" gibi soruları sıralarlar. Yani aradıkları, koca değil adeta onları "taşıyacak" bir hamaldır... Benim izlediğim programlarda dikkatimi çeken, kısmet arayan kadınların yüzde 80'inin çalışmak için bir arzu duymamaları. Onlar için çöpçatan programları son kurtuluş yoludur. Şöyle ensesi kalın bir adam bulmak için piyasa yeridir. Şimdi sözüm, sıkı feministlere: Niye bu tür programlara ve oralara çıkan hemcinslerinize tepki göstermiyorsunuz? Programlar "antika mezatına" dönmüşken, kadınlar erkeği sömürerek yaşayan parazitlere çevrilmişken, niye isyan etmiyorsunuz?
Yayın tarihi: 4 Eylül 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/04/gny/haber,1173E165ADDF4282918FC024DF5983EA.html
Tüm hakları saklıdır.