kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Eylül 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

'Sütçü Ramiz' ve ailesinin sürprizleri devam edecek!

MUSTAFA KIZIL
'Elveda Rumeli' fanatikleri ekran başına! Geçen yıl pek çok ödül kazanan atv dizisi, sürpriz dolu yeni bölümleriyle bugünden itibaren her pazartesi izleyicisiyle buluşacak..
Bu gece yeni sezonun ilk bölümü ile ekrana gelecek olan 'Elveda Rumeli'nin çekimleri tam gaz devam ediyor. Başrollerini Erdal Özyağcılar, Şebnem Sönmez, Gülçin Santırcıoğlu, Tolgahan Sayışman, Filiz Ahmet, Berrak Tüzünataç ve Tuna Orhan'ın paylaştığı dizinin Makedonya'daki setinde hareketli günler yaşanıyor. Geçtiğimiz yıl, aralarında Demet Akbağ'ın da bulunduğu pek çok ünlüyü konuk eden dizide bu sezon da sürprizlerin olacağı belirtiliyor. Yapımcılığını Adam Film'in yaptığı, Serdar Akar'ın yönettiği 'Elveda Rumeli'nin 'Sütçü Ramiz'i Erdal Özyağcılar ve eşi Fatma'yı canlandıran Şebnem Sönmez ile çekim aralarında sohbet ettik...

HALKIMIZ DESTEKÇİMİZ

* Geçen yıl 'Elveda Rumeli' için başarılı bir sezondu değil mi?

Erdal Özyağcılar:
Bu başarıda, senarist ve yönetmen arkadaşlarımızla beraber bizim kenetlenmemizin etkisi çok büyük. Burada yurtdışında olmanın verdiği bir ekip ruhu var. Milli Takım gibiyiz! 'Dosta düşmana karşı dörtlük bir iş yapalım' havamız Buradaki en büyük destekçimiz halkımız. İzleyenlerin bize verdiği bir ve hırsımız var.

* Nasıl tepkiler aldınız bugüne dek? E.Ö.: Aldığımız güzel tepkiler biz tatildeyken de devam etti. Yaz boyunca izleyicilerimizin tepkisini daha yakından görme olanağı yakaladık.

Şebnem Sönmez:
Aynı fikirdeyim. Yaz aylarında Türkiye'de daha çok kaldığımız için tepkileri yakından gördük.

* 'Elveda Rumeli' sayesinde buraya Türkiye'den ya da başka ülkelerden göçmenler gelmeye başlamış...
Ş.S.: Evet... Geçtiğimiz gün Almanya'dan dört kişi geldi ve 'Sizin için geldik' dediler. Bu bizi çok mutlu etti.

* Yanlış hatırlamıyorsam, buraya gelenler arasında 'Biz böyle konuşmuyoruz' diyenler olmuş...
Ş.S.: Burada yaşayan Türkler'in dilini konuşan çok değişik azınlıklar var. Üsküp, Boşnak ve Makedon Türkleri... Hepsi onlar gibi konuşalım istiyorlar.

SİT-COM DİYE BAŞLADIK

* Bir yıl önce bu işe başlarken bu kadar başarılı olacağını, böyle büyüyeceğini bekliyor muydunuz?
E.Ö.: Ben tahmin ediyordum ve öyle olacağını biliyordum. Tarkan Karlıdağ ve Alican Yaraş ile konuşmuştuk. Zaten senaryo bana ilk geldiğinde böyle bir şey değildi; sit-com'du. 'Yabancı Damat'tan sonra yapamayacağımı söyledim. Mesela dizi sessiz çekilecekti; 'Olmaz' dedim. Büyük bir prodüksiyon olursa olur, 'O zaman ben varım' dedim. Gidip bir köy evine kapanıp, 'Makedonya'da çekiyoruz' demek olmazdı. Hepsi 'Aklın yolu bir' dedi ve proje tekrar değişti. 'O zaman bu iş gider' dedim ve böyle bir iş çıktı.

* 'Elveda Rumeli'nin verdiği bir de beraberlik mesajı var...
E.Ö.: Biz kıskançlıklarıyla, kavgalarıyla, sevgileriyle bir aileyi anlatıyoruz. 1890'da Pürsıçan'da yüreği, şefkati ve sevgiyi paylaşan bir aileyi ekrana taşıyoruz. Bizim tarihsel yapımızda oradan buraya göç eden gerçekten çok insan var; onlara da selam gönderiyoruz. Ş.S.: 'Bütün zorluklara rağmen sevgi her şeyin üstesinden gelir' gibi bir mesaj iletiliyorsa doğrudur. Bizim amaçladığımız hedef bu olabilir. İnsan her yerde insan... Dekor değişir, kostüm değişir ama insan hep aynıdır. Bütün insanların kaçamayacağı tek yer şefkat ortamıdır. İnsanlar sevgiye 'Hayır' diyemez. Biz de birbirini çok seven insanların bütün zorlukları aşabileceklerini anlatıyoruz.

NASIL UYDURABİLİRİZ?

* Hikayeye baktığımızda anlatılan olayların ve karakterlerin pek çoğu gerçek karakterler. Peki 'Sütçü Ramiz' de gerçek mi?
Ş.S.: Tabii ki gerçek. Yoksa nereden uyduracağız bütün bunları? E.Ö.: Hayal mahsulü şeyler olduğu kadar bir o kadar da gerçek şeyler var.

* İkinci sezon için döndüğünüz Makedonya'da neler yapıyorsunuz?
E.Ö.: Burada hakikaten çok fazla şey yapılmıyor. Çalışmaktan pek bir şeye vakit kalmıyor. Ezber yapıyoruz. Çünkü sahneye iyi ezber yapıp çıkmamız gerekiyor. Şebnem'in de, benim de sete girmeden en az iki saat çalışmamız gerekiyor. Günde 15-20 sahne oluyor. Eve geldiğimizde de adım atacak halimiz olmuyor. En fazla yaptığımız şey; otelin 50 metre ilerisindeki bara gidip, muhabbet etmek.
Haberin fotoğrafları