Bask ayrılıkçı terör örgütü ETA'nın siyasal kanadı Batasuna partisinin bir zamanlar liderliğini yürüten Arnaldo Otegi dün sabah sessiz sedasız tahliye edildi. Otegi'nin siyasal kariyeri
Türkiye'de de bazı kesimlerin ders çıkarmaları gereken bir hazin sonla noktalandı.
Batasuna'nın liderliğine geldikten sonra şiddeti, silahlı mücadeleyi reddetti, Bask sorununun ancak diyalogla ve uzlaşmayla çözülebileceğini savunmaya başladı. Ancak ETA bu çizgiden memnun değildi. Çifte baskı politikasını devreye soktu: Bir yandan bombalar patlatarak Batasuna'yı zor duruma soktu, bir yandan da Otegi'ye "Ya çizgimize gelirsin ya dışlanırsın" dayatmasında bulundu.
Otegi bu baskılar sonucu söylem ve çizgi değiştirdi. Bu da ona "Terörü övmek" suçundan 15 ay hapis cezasına çarptırılmaya maloldu.
Dün cezasını doldurup serbest bırakıldı. Cezaevinin kapısından özgürlüğe adımını attığında onu sadece birkaç yakını karşıladı. Çünkü Batasuna kapatıldı. Ayrıca ETA'nın siyasal vitrini olan diğer iki Bask partisine 3 yıl faaliyet yasağı getirildi. Ve nihayet ETA kendini kanıtlamak için hapsi bile göze alan Otegi'yi "Çizdiğini" ilan etti. Bask sorununda kendinden başka kimsenin muhatap alınmaması politikalarının sonucu olarak.
50 yaşındaki Otegi hayatının bundan sonraki yıllarını kullanılıp atılmışlığın utancıyla geçirecek.
Türkiye'de de benzer süreç yaşanıyor. Anayasa Mahkemesi'nde DTP hakkındaki kapatma davasında sona yaklaşırken (16 Eylül'de sözlü savunma yapılacak) PKK hem tahriklerinin, hem de -
anlaşılan-Kürt siyasetçilerin üstündeki baskılarının dozunu artırdı. Örgütün tahrikleri mayınlarla (Daha dün Refahiye'de facianın eşiğinden dönüldü) ve bombalarla yaşamımıza yansıyor. Baskıları ise Emine Ayna gibi bazı Kürt siyasetçilerin pervasızlığın da ötesine geçen çıkışlarıyla.
DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın hazırladığı iddianamede kapatma talebi için saydığı gerekçelerin hiçbirinde "Şiddeti övmek" suçunun bulunmadığını belirterek, bunun kendilerini umutlandırdığını söylüyordu.
Anlaşılan
bazı DTP'liler şimdi o eksiği kapatmak ya da Başsavcı Yalçınkaya'ya yeni gerekçeler, yeni deliller sağlamak için çırpınıyorlar. Hele DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna'nın bu yöndeki "İnsanüstü" çabalarına maşallah diyecek yok.
Amaçları DTP'yi kapattırmak Son bir ayda mikrofonu her kürsüye çıkışında söze PKK ile başlayıp PKK ile bitiren, "PKK'nın muhatap alınmasını", "PKK ile diyalog kurulmasını" isteyen, Öcalan için imza kampanyalarında başı çeken, bütün bu icraatlarına beklediği tepki gelmeyince gözünü iyice karartıp PKK'nın ilk eylemleri olan 15 Ağustos 1984'teki Eruh ve Şemdinli baskınlarını "Kürtler'in zafer bayramı" ilan eden Emine Hanım son demecinde adeta akan suları durdurdu! Buyurun:
"Bombalı saldırılar savaşın bir parçasıdır!" Yani, Güngören'de, İzmir'de, Mersin'de, Hatay'da yapılan bombalı saldırılar, terör değil, savaş!
Amaç sabır taşını çatlatmak. DTP için son umut kırıntılarını yok etmek. Partinin kapatılmasını garantilemek. Genel Başkan Ahmet Türk'ün "Bazı arkadaşların söylemleri bize umutla bakan kişilerin umutlarını kırıyor. O çıkışlar çözüme hizmet etmiyor" (Yeni Şafak gazetesine verdiği mülakat) hatırlatmaları bile fayda etmiyor. Çünkü onlar kulaklarını Ahmet Türk'e değil, İmralı'ya çevirdiler.
Mutlaka kapattıracaklar DTP'yi. Böylece 2009 Mart'ındaki yerel seçimlere girmesini de önlemiş olacaklar. Kürtler de seçilmiş temsilcilerinden yoksun kalınca PKK'ya yönelecekler. Hesapları bu! İmralı da Ayna ve benzeri "Şahinler"i de bu sonucu sağladıkları için "Aferin"le ödüllendirecek!
Gözleri iyice kararmış o "Siyasiler"i bir çift lafımız var:
Arnaldo Otegi'nin sonunu unutmasınlar. Ahmet Türk'ün uyarısını da: "Geçmişte şahin olup da tüyü dökülen kuşlara dönenleri çok gördük." İnanmıyorlarsa, PKK'nın kullanıp kullanıp attığı mendillerin ve ortadan kaldırdığı maşaların uzun listesine bir göz atsınlar...
Yayın tarihi: 31 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/31//safak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.