kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Ağustos 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Saraybosna'nın kalbi' elbet hala kırık

ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR
ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR
İLİŞKİLİ HABERLER
Saraybosna'nın kalbi' elbet hala kırık
Gözünüzü kapamadığınız takdirde kurşun ve bomba tahribatlarının olduğu gibi bırakıldığı bazı binaları görmeden Saraybosna'ya girişiniz mümkün değil! Zamanında trajediye epeyce seyirci kalan Batı şimdilerde vicdanını rahatlatmaya çalışıyor, bir nevi umudun 'tutunma' yeri olarak star isimleri de cezbediyor. Bu yıl da yeni yeteneklerden Hollywoodlu sinemacılara kadar geniş yelpazedeki konuklarıyla hareketli ve bereketli bir festival yaşandı. Mesela; ünlü Amerikalı aktör Kevin Spacey, insanları evlerinden, topraklarından vazgeçememek adına yaşam mücadelesi verdiği Saraybosna'da yaşamanın önemini vurguladı. Festivalin gediklisi İngiliz Mike Leigh kuşatma altında başlayan bu sanat etkiliğinin kutsallığında dem vurdu, Todd Haynes ve Charlie Kaufman gibi Amerikalı bağımsızlar festivali sanatın yıkıma karşı direnişi olarak yorumladı.

ACILARLA BAŞ ETMEK
Nitekim cumartesi günü yapılan ödül töreniyle sona eren 14. Saraybosna Film Festivali'nde 'En İyi Film' seçilerek 'Saraybosna'nın kalbi' ödülünü kazanan 'Buick Riviera'nın esasen derdi de savaşın henüz sona ermediğini vurgulamaktı. Goran Rusinovic filmi, yalın ve etkileyici bir üslupla baktığı meselesinde kışkırtıcı olmaktan da çekinmemişti. Filmin sonunda belirttiği gibi Bosna Hersek'teki savaş nedeniyle kabul ettiği 'istenmeyen' mültecileri nüfus yoğunluğunun en az olduğu Motana civarlarına yerleştiren ABD'nin karlarla kaplı bölgesinde tesadüfen karşılaşan bir Boşnak ile Sırp'ın 'ödeşememe' hikayesi zaaflarına rağmen gayet etkileyiciydi. Filmin iki başrol oyuncusunun 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülünü paylaşmaları da şaşırtıcı olmadı. Balkanlar'ın ünlü oyuncuları olan Leo Lucev ile Stavko Stimac ile ödül öncesi ve sonrası görüştüğümüzde, bölgede yaşanan acılarla kolayca baş edilemediğini ve açıkça yüzleşmeden affetmenin çok mümkün olamayacağını söylediler. 'Kötülüklerin insan ruhundaki hesaplaşamama duygusundan ve karanlık labirentlerinden' söz ettiğimizi de hatırlatırsam filmin jüri başkanı Nuri Bilge Ceylan'ı nereden etkilediği konusunda ayrıca fikir sahibi olabiliriz.

İZLEYİCİNİN İLGİSİ
Gerçi ödül Ceylan'ın sahnede bizzat açıkladığı gibi oybirliğiyle verilmiş ödül bir ödüldü ve Atilla Dorsay'ın başkanlığını yaptığı uluslararası sinema yazarları yani FIPRESCI jürisi de ödülü aynı filme verdi. Bu yıl üç filmle yarıştığımız festivalde bize düşen ise Hüseyin Karabey'in yönettiği 'Gitmek' filminin başrol oyuncusu Ayça Damgacı 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülü oldu. Toplam 10 filmlik yarışmada daha fazla ödül beklesek de sadece dört ödül kategorisi olduğunu hatırlatalım. Nitekim Derviş Zaim'in Saraybosna'da büyük ilgi gören 'Nokta' filmi veya Özcan Alper'in Locarno'dan taze ödüllü 'Sonbahar'ı elleri boş dönse de, izleyicinin takdirini kazanan filmler olarak hatırlanacak. Doğrusu Damgacı'nın ödülü sürpriz olmadı ama Mehmet Ali Nuroğlu'na ödülü gönülden veren yabancı sinema yazarları da eksik değildi. Coğrafyamız üzerideki politik açmazlara insan doğası üzeriden yaklaşan filmlerimiz zaten Balkan sinemasının önemli yapıtları olarak değerlendiriliyor.
Haberin fotoğrafları