Abuzittincim,
Ben sana bu mektubu yazarken (Perşembe) Olimpiyat'larda toplam, 1'i altın 4 madalya kazanabilmiştik. Yani dağıtılan 680 adet madalyadan 4 tanesi nasibimize düşmüştü. Tabii daha bir iki madalya alma ümidimiz var idi. Mesela Elvan, Cuma günü, 5 bin finalinde yarışacaktı. Keza, Bekele de. Bekele, bu mesafede henüz 15 dakikanın altına inemedi. Ne derece başarılı olabilir, soru işareti ama Elvan 5 bin metrenin, 14.24.68'le eski Dünya Rekortmeni.
Bizim muhterem spor basınımız atletizmde "Dünya Rekortmeni" olmanın ne anlama geldiğini pek kestiremediğinden, Elvan o muhteşem tacı taşıdığı yıllarda, medyada, "Sergen'in transfer dedikoduları" kadar dahi ilgi görmediydi. Tıpkı dün, Olimpiyat tarihimizde, 2 Türk atletinin aynı mesafede final yarışmaya hak kazanmasını kavrayamadığı gibi. Elvan ve Bekele'nin 5 bin metrede finale kaldıkları günün ertesinde gazeteler bu iki kızımızdan ziyade yeni Futbol Federasyonu Başkanı ile çalışma arkadaşlarının boy boy fotoğraflarını basmayı yeğlediler.
Ama kızmamak lazım Abuzittincim.. Bizdeki spor anlayışı bu! O zaman Olimpiyatlarda aldığın madalya da, dünyadaki prestijin de bu kadar olur.
Neyse dönelim Cuma günü yapılan yarışmaya. 5000'de Elvan ne yaptı bilemiyorum. Dediğim gibi mektubu sana yarıştan 1 gün önce yazıyorum. Elvan inşallah madalya almıştır. Ama pek sanmıyorum.. Nedeni "Zorla koşturuluyormuş" gibime geliyor. Üzerinde "mahalle baskısı"nın bi çeşidi var yani.. Çünkü Elvan bünyesi çok kuvvetli bi sporcu değil.. 45 kiloluk vücudu hem 10 bini arkasından da 5 bini ne derece kaldırabilir?
Üstelik 10 binden iki gün sonra, iki gün arayla 2 tane 5 bin koşuyor. Benim en büyük korkum, bu kadar yük altında kızcağızın yeniden sakatlanması (Tandon problemi var) ve geçen yıllarda olduğu gibi pistlerden uzak kalması ! Üstelik 10 binde yaptığı derece, 29.56.34.. Dünyanın en iyi 3. derecesi. Yani çok zorlu bi yarış oldu bu Elvan için.
Ben beklerdim ki spor yazarlarımız Elvan'ın 5 bin koşacağı açıklandığında itiraz etsinler veya en azından bu kararı tartışsınlar. Makul karşı görüşler de olabilir elbette. Ve bu konuda yanılmayı çok isterim ama korkarım ki bu yarışta Elvan harcanacak! Üstelik 10 bindeki başarısına da gölge düşecek.. Diyorum ya inşallah yanılmışımdır.
Evet.. Abuzittin kardeşim biz atletler hakkında atar tutarız da acaba bi atletin günde kaç kilometre idman yaptığını bilir miyiz?
Mesela Elvan.. Her gün antremanda kaç kilometre koşuyor dersin? 5 kilometre mi, 10 mu, yoksa 15 mi?.. Haftanın altı günü, her gün en az 25 kilometre koşmak zorunda Elvan.. En az 25 kilometre! Bu kadar ağır idman isteyen kaç branş var? Elektronik hesap makinenle çarp bakalım Elvan şimdiye kadar Ankara'yla İstanbul arasında kaç defa gidip gelmiş. Veya kaç kez dolaşmış Ekvator'u?
Atletizm çok zor bi spordur kardeşim. Futbol gibi değil. 90 dakika durursun son saniye popona çarpıp giren top gol olunca ertesi gün kahramansındır. Atletizmde pistte tek başınasın. Yukarda bir Allah ve aşağıda sen! Ve Tanrının avuçlar dolusu alın teri dökmeyen atletin boynuna madalya taktığını hiç görmedim. Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
tecellister@gmail.com (Hıncal'ın notu.. Güneş, Milli 800 ve 1500'cüydü. Gazeteciliğe de, bizim ünlü Yeni Gün'de atletizm yazarı olarak başlamıştı. Bu işi bu ülkede en iyi bilen adamlardan biridir. Hem içerden bilir, hem dışarıdan..)
Bugünkü Tüm Yazıları
Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar
Yayın tarihi: 24 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/24//haber,0D1DBA5EAC414D35BDA778EB9579A27F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.