İstanbul'u finans merkezi yapma vizyonu bir yana, İstanbul Borsası'ndaki yatırımcıları ve spekülatörleri Londra'ya kaptırdığımızı yazmıştık.
SPK Başkanı Turan Erol, borsadaki yabancıların şemsiyesi altında görülen yüzde 72'lik hisse senedi sahipliğinin yüzde 30'unun yerlilere ait olduğunu tahmin ettiklerini söyledi. Yani borsanın toplamının yüzde 24'ü yurtdışına göç etmiş. İstanbul Borsası'ndaki işlemlerini ağırlıklı biçimde Londra üzerinden yaptırıyorlar.
Daha yüksek maliyetli olmasına karşılık yerlileri yabancı kimliğine bürünmeye zorlayan faktörlerin başında,
vergi düzeni etkili. Bunun yanında SPK'nın gözetim ve denetiminden kaçmak, pozisyonlarını gizlemek de ikinci belirleyici gibi geliyor bize.
Büyük yatırımcılar ve spekülatörler işlemlerini yurtdışına kaydırırken geriye ne kaldı? Geride kalan yerlilere düşen hisse senedi sahipliği yüzde 28 düzeyinde. İşlem hacminden ise yüzde 70 civarında pay alıyorlar. Yani yabancılara göre 8 kat daha fazla işlem yapıyorlar. Rakamlarda böyle görünüyor.
-
Görünen durum- Merkezi Kayıt Kuruluşu'nun temmuz sonu itibariyle verilerine göre, borsada toplam yatırımcı sayısı 962 bin gözüküyor. Bu sayı 2000 yılında 1 milyon 385 bine kadar çıkmıştı. Yani
resmi rakamlar üzerinden 423 bin yatırımcı kaybedilmiş . 2000 yılına göre sayıdaki gerileme yüzde 30. Ekonominin ve şirketlerin büyümesine, enflasyonun düşmesine ve temettü veriminin ön plana çıkmasına rağmen yatırımcı sayısı azalmış. Yani
tam da hisse senedine yatırımın yapılması gerektiği bir dönemde yerliler borsadan kaçmış. Yerli yatırımcıların borsadaki hisse senetleri üzerindeki sahipliğinde ciddi azalmalar meydana gelmiş.
-
Gerçek durum- Ancak gerçek durum daha da iç karartıcı. Çünkü 962 bin hisse senedi yatırımcısının portföy büyüklüklerine bakılınca, en azından bu sayının yarısını elemek gerektiği ortaya çıkıyor. Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi,
450 bin kişinin portföyü 100 liranın altında. Yani hesap artığı, unutulmuş, çekilmemiş bakiyeler. Yoksa 100 liraya bir lot hisse almak bile mümkün olmayabilir.
İkinci yatırımcı dilimine, 100 lira10 bin lira arasında portföye sahip olanları koyduk. Burada da terkedilmiş ve uykuya bırakılmış hesaplar olabileceği gibi, 10 bin liraya yaklaştıkça küçük yatırımcıların varlığından söz edilebilir. Yine de borsada anlamlı bir şekilde işlem hacmi yapacak, parasını büyütecek bir büyüklük değil. Bu iki dilimin toplam yatırımcı sayısı 826 bine ulaşıyor. Portföy büyüklüğü de 965 milyon lirada kalıyor. Bu da toplam yerli portföyünün ancak yüzde 3.6'sı ediyor.
-
Söz büyüklerin- Buna karşılık 10 bin lira ve üstü portföy büyüklüğüne sahip 137 bin kişi var. Sahip olduğu potföy tutarı ise 26 milyar lira ile yerlilerin toplamının yüzde 96.4. Yani
anlamlı bir portföy büyüklüğüne sahip yerli yatırımcı sayısı olsa olsa 137 bin olabilir. Daha fazla değil. Rakamlar böyle diyor. Buna bıyıklı yabancılar katılsa bile sayı olarak fazla bir artış olmayabilir. Ama sahiplik oranı yüzde 24 artar.
-
Niyet var mı?- Sermaye piyasasının yerli ayağını geliştirmek ve eski gücüne kavuşturmak, ağır bir ev ödevi yapmayı, hazırlığı ve sabrı gerektiriyor. Ondan da önce, yerlilerin önemi konusunda farkındalık, istek ve kararlılık olmalı galiba.
- Sonuç- "Tecrübe iyi bir ilaçtır ama kimse hasta olmadan önce içmez." Alman Atasözü
Yayın tarihi: 22 Ağustos 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/22//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.