İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ı hayırlısıyla yolcu ettik ve İstanbul halkı rahat bir nefes aldı. İstanbul'a kimler geldi, kimler geçti, hiçbirinde yollar bu kadar uzun süre trafiğe kapatılmadı. Bir yandan da metrobüs inşaatı... Bakalım kış gelince, E-5'ten arabalar geçebilecek mi?
Keşke Devlet Başkanları, Ankara'da ağırlansa! Zaten İstanbul, trafik açısından başlı başına bir felâket. Mesafeler uzak, hava rutubetli, insanlar burnundan soluyor. İran Cumhurbaşkanı, iddiaya göre, Anıtkabir'e gitmemek için İstanbul'a geldi. Nedir bu Ahmedinecad'ın Atatürk karşıtlığı? Tabii bir kılıf uydurdular. Sözde Abdullah Gül İstanbul'daymış da, onun için ziyaret bu kentte gerçekleşmiş!!! Gül o kadar kaba mı? Kalkar Ankara'ya giderdi İran Cumhurbaşkanı'nı karşılamaya.
Anıtkabir'i ziyaret etmeyi istememek, bir kıskançlıktan kaynaklanıyorsa, yani
"Neden bizim ülkemize de bir Atatürk gelmedi de, Pehlevi Hanedanı'na kurban edildik" haleti ruhiyesi içindeyse Ahmedinecad, bunu anlayışla karşılayabilirim.
Evet... evet... belki tepki değildir, kıskançlıktır. İran'a gittiğimde, birçok İran'lı aydının,
Türkiye'yi kıskandığına şahit olmuştum.
Türkiye, laik demokratik bir ülke olarak gelişip serpilirken, İran, dinin siyasete alet edildiği bir zeminde kavrulup kaldı.
Yayın tarihi: 16 Ağustos 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/16//haber,35E85CA17AD245E88DFD2B11818857EA.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.