kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Ağustos 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Sevince hiçbir şey zor gelmiyor

NESLİHAN TUNÇ
02.08.2008
Güzel oyuncu ve sunucu Didem Erol neredeyse, terrier cinsi köpeği Deyzi de hep onun yanında. Felçli olduğu için özel bakım isteyen Deyzi'yi seyahatlere, film setlerine, canlı yayınlara götüren Erol, minik köpeğini mutlu etmek için elinden geleni yapıyor..
Sadece modası geçtiği için köpeğini sokağa atanların çok olduğu bir dönemde, bunu yapanları utandıracak güzel dostluk hikâyeleri de çıkmıyor değil. İşte bunlardan biri güzel oyuncu ve sunucu Didem Erol ve felçli köpeği Deyzi'nin dostluğu. Çocukluğundan beri hayvanlarla iç içe büyüdüğünü söyleyen Didem Erol, Deyzi'yi üç yıl önce bir pet-shop'ta görmüş ve âşık olmuş. Onların çok mutlu başlayan hikayeleri, Deyzi'nin bir yaşındayken ortadan kaybolmasıyla bir kâbusa dönüşmüş. Deyzi iki gün içinde bulunmuş ancak sakatlanmış ve omuriliği kırılmış durumdaymış. Bir yandan köpeği bulunduğu için çok sevinen Didem Erol, hayvanın sakatlığı nedeniyle çok da üzülmüş. Yakın çevresi köpeğin uyutulması yönünde baskı uygulasa da güzel oyuncu bunu aklına bile getirmemiş. Deyzi'yi iyileştirmek için akla gelebilecek her türlü tedaviyi yaptıran Erol, bu özverili sevgi hikâyesiyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

- Deyzi nasıl sakatlandı?
- Bir yaşında, kızgınlık dönemindeyken veterinerinden kaçtı. İki gün sonra bulduk. Künyesinde telefonumuz yazıyordu. Oradan aradılar. Almaya gittik. Sakatlandığını gördük. Bel kemiği kırılmıştı. Başına ne geldiğini bilmiyorum. Veteriner iri ırk bir köpeğin saldırmış olabileceğini söyledi. Ya da koşarken yüksek bir yerden düştü.

UYUTMAYI DÜŞÜNMEDİM
- Onun sakat olduğunu öğrendiğinizde neler hissettiniz? Uyutmayı hiç düşündünüz mü?
- Hayır hiç düşünmedim. Çok kişi uyutmayı önerdi. Annem de dahil. "Senin için de onun için de çok zor olacak," dedi. Onun için çok değişen bir şey yok. İyi bakıldığı sürece mutlu bir köpek o. Benim açımdan zor oldu tabii. Çok yoğun çalışıyorum ve günde beş kez bezini değiştirmek gerekiyor. Ama çok sevince hiçbir şey zor gelmiyor.

- Ne gibi zorlukları var?
- Tedavi sürecinde çok zorlandık. İki defa ameliyat oldu. Beline platin takıldı. İlk ameliyatından sonra iki hafta Deyzi'nin yanında veteriner koltuğunda uyudum. İlk bulunduğunda şoktaydı. O zamanki yüz ifadesini hiç unutmayacağım. Bilinci çok açık olmamasına rağmen beni gördüğünde ellerimi yaladı. Beni bırakma,' diyordu gözleriyle. Ameliyattan sonra gece gündüz sürekli ağlıyordum. Yanında ağlayıp onu üzmemek için eve gidip ağlayıp sonra tekrar yanına gidiyordum. Köpeği olmayan kimse bunu anlayamaz. O benim çocuğum gibi.

- Tedavi olarak neler yapıldı?
- O zamanlar ben Almanya'da bir program sunuyordum. Haftada üç gün Almanya'ya gidiyorduk birlikte. İki gün Almanya'da, bir gün Türkiye'de akupunktur tedavisi uygulandı. Almanya'da sakat köpekler için havuzlar var. Onlara gittik. Manyetik kemerler denedik. Pasif jimnastikle kaslarını çalıştırdık. Akupunktur sayesinde ayaklarını hissediyor. Ayağını çimdiklediğiniz zaman çekiyor. Homeopati ilaçları kullandık. Kesin bir şey söyleyemiyorlar. Üç yıl sonra iyileşen hayvan da var, üç gün sonra ayağa kalkan da var. Hayvanlarda omurilik insanlardan farklı, kendini yenileyebiliyor. Kök hücre tedavisi denemeyi düşünüyorum. İngiltere'de 12 sakat köpekten dokuzunu yürüttüler bu yöntemle. Az da olsa ümidimiz var.

- Onu her yere götürmek zor değil mi?
- Yavruluğundan beri benimle her yere gelmeye alışık Deyzi. Çok uslu ve terbiyeli bir köpek. Disiplinine çok önem verdim. Bütün komutları biliyor ve yerine getiriyor. Setteki ortamı çok iyi anlıyor. Sessiz bir şekilde çekim bitene kadar yanıma hiç gelmiyor. Sakat olması terbiyesiz bir köpek olması için sebep değil. Özgüveni ve sosyal hayatı da yerinde bir köpek. Evde çok uzun saatler yalnız kalmasına gönlüm el vermiyor. Ayrıca bezi çok dolduğu zaman ayağından düşüyor ve bu kez eve sabahın 3'ün gelip her yeri çamaşır sularıyla temizlemek var. Yanımda taşımak hem onun için hem de benim için daha rahat oluyor.

- Kısırlaştırdınız mı?
- Hayır. Bir kez anne olmasını isterim ama iyileşirse tabii. Şu andaki durumuyla anne olması çok zor. Her kızgınlık döneminde sahte gebelik yaşıyor. Cik cik diye bir oyuncağı var. Onu ağzında taşıyor. Memelerinden süt geliyor. Anne olmaya çok istekli ama kader...

TEKERLEK ÇOK İŞE YARADI
- Tekerlekli yürüteç rahat ettirdi mi?
- Evet çok işe yaradı. İlk önce bize ödünç verdiler bir yerden. O şekilde alıştı. Sonra kendi tekerleğimizi sipariş ettik. Amerika'da sakat hayvanlar için ürünler hazırlayan bir şirket var. www.doggon.com adlı internet sitesine hayvanın ölçülerini giriyorsunuz, size uygun bir tekerlek hazırlayıp gönderiyorlar. Deyzi'nin yürüteci 300 dolardı.

- Deyzi gibi köpeği olanlara ne söylersiniz?
- İnsanları vicdanlarıyla baş başa bırakmak lazım. İlk başta tabii ki zor ve acı geliyor. Vazgeçmemelerini rica edeceğim. Ben biraz tasavvufla da ilgileniyorum ve Deyzi'nin bana Allah'ın bir hediyesi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca o bana geri geldiğine göre, bundan benim almam gereken bir ders olduğuna inandım. İkincisi de, eğer ölmesi gerekiyorsa Allah alırdı onun canını. Hiçbir canlının canını almak benim üzerime vazife değil.
Haberin fotoğrafları