Ölüm ovası: Dilovası
HABER MERKEZİ SADIK GÜLEÇ
Ergenekon'da ismi sıkça geçen Dilovası Kooperatifi, ülkücü, solcu ve bazı askeri yetkililerin yollarının kesiştiği kanlı bir kavşak gibi. İlginç isimleri yan yana getiren ise limandaki rant..
SABAH Ergenekon iddianamesinde geçen Dilovası Motorlu taşıyıcılar Kooperatifi'ni araştırmak için Dilovası'na gitti. Burada yerel siyasetçiler, nakliyat şirketleri sahipleri ve gazeteciler ile konuştu. SABAH'a konuşan Dilovası'ndan çeşitli kişiler isimlerinin verilmemesini isteyerek bu dönemi anlattılar. İddianamede "Dilovası" kodlu gizli tanığın ifadelerinde yer alan kooperatif, "Ergenekon'un askeri kanadı" olduğu öne sürülen kişilerle, örgütlü geçmişi bulanan "solcu" isimlerin bir şekilde yollarının kesiştiği mekan. Tarihinde ölümler ve infazlarla anılan "kritik önemde" bir yer.
SOLCU ÖĞRENCİLER KURDU
Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi, Mehmet Terzioğlu'nun başkanı olduğu yeni adıyla Dilovası Nakliyeciler Birliği hala ünlü Çolakoğlu kavşağında bulunuyor. Kooperatif 1978 yılında solcu gençlerin ve dönemin mafya liderlerinden Dündar Kılıç'ın desteği ile kuruluyor. Ve kurulması ile birlikte Dündar Kılıç yerel mafya liderlerinden Saffet Yıldırım ile Dilovası limanı için çatışmaya giriyor. Kooperatif 12 Eylül Askeri darbesi ile birlikte kapatılıyor. Bu dönemde Dilovası limanında gümrük bulunmuyor fakat gemilerden gelen malları 'Gümrük Muhafaza kolcuları' denetliyor. Liman kaçak malların girişi için de uygun bir ortam oluşturuyor. Eski Gümrük ve Tekel Bakanlığı müfettişi Necati Can Dilovası limanı için şunları söylüyor. "Oraya Bermuda şeytan üçgeni derdik. Haydarpaşa, Darıca ve Dilovası limanlarının oluştuğu üçgende gemiler kaybolurdu. Akaryakıt, sigara, sanayinin kullandığı bazı ekipmanlar buralardan girerdi."
'SUSURLUK OLMASAYDI ÖLMÜŞTÜK'
Bu döneme tanıklık etmiş, kooperatifin eski bir üyesi ise şunları söylüyor: "Kooperatif 12 Eylül'den sonra 87'de tekrar faaliyete geçti. Çeşitli gruplar arasında gerginlikler oluyordu. Fakat 92'de Cemil Ata, Mehmet Terzioğlu, Salim, Emin Alkılıç gibi adamlar bir ittifak yaptılar. Sonra Kürşat Yılmaz, Hadi Özcan filan da devreye girdi. Herkes payını aldı. Ben de aldım. O zaman burası İzmit Derince Gümrüğü'ne bağlıydı. Büyük bir rant vardı. Bu kooperatifin içinde yer alan birçok insan bir şekilde öldü. Kooperatifin izin verdiği kişilerin dışında kimsenin mal taşıyamayacağını söyleyen eski kooperatif üyesi sistemi "malı taşıyan da buraya ayrıca ödemesini yapardı. Toplanan para dağıtılırdı. Memurlar, yönetim, jandarma bu havuzdan alırdı" diyerek anlatıyor. Rakiplerin birer birer öldürüldüğünü söyleyen tanıklardan biri "Yaşamamız mucize oldu. Eğer sonradan Susurluk meselesi patlamasaydı. Burada çok ölüm olurdu. Yaşamamız Susurluk'a bağlı, Susurluk olmasaydı bizi de götürmüşlerdi" diyor.
Yayın tarihi: 7 Ağustos 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/07//haber,32AFC334D77F4463963C5FBE8BA25354.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.