Malum, bizler yardımlaşmayı genellikle "Ramazan" ayında hatırlarız. Oysa birbirimizin yardımına koşmak, fakir, fukaranın, güçsüzün, mağdurun derdine derman olmak "pide" gibi sadece Ramazan'a özgü bir güzellik olarak kalmamalı. atv de Ramazan arifesinde elini çabuk tutup, toplumsal dayanışmanın güzel örneklerini sergilemek üzere "Kırık Kalpler Kulübü" adlı programı gündüz ekranına sürdü. Ne yalan söyleyeyim, içinde bu denli yoğun "sosyal mesaj" barındıran bir programın günümüzde hak ettiği kadar ilgi görmeyeceğinden kaygılıydım. Nitekim, program hedef kitleye varana ve "fark edilene" dek, önemli bir süre geçeceğe benziyor. Ama ben yine de programdan umutluyum. Zira "çaresizliğin" kadere dönüştüğü günlerde Kırık Kalpler Kulübü, mucizelerin aslında "yardımlaşma" dan geçtiğine, kanatsız meleklerin aramızda dolaştığına hepimizi inandıracak. İlk hafta eline geçen 160 lira aylıkla, büyük imkansızlıklara direnerek yaşam mücadelesi veren Ayşe Şenpınar ve Down sendromlu kızı Tanay'ın düşlerinin gerçek olması için çaba harcayacaklar. Hayaller gerçek olur mu olmaz mı şimdilik bilmiyorum ama buradan Down sendromlu hastaların yakınlarına çağrıda bulunmak istiyorum. Nasreddin Hoca damdan düştüğünde yardım etmek isteyenlere "Bana damdan düşen birini getirin" demiş. Şimdi ekranda "damdan düşen" biri ve ona yardımcı olmak, rehberlik etmek için çırpınan 5 melek var. Bakarsınız, oradaki fikirler, çözüm arayışları sizin de işinize yarar... Ha, bu arada unutmadan, ben meleklerin bu kadar alçaktan uçtuğunu bilmiyordum!..
Yayın tarihi: 7 Ağustos 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/07/gny/haber,A4AE0F08203F480993005A127E2B8813.html
Tüm hakları saklıdır.