Şam'ın şekeri ve Arap'ın yüzü

Asmalı Konak dizisi sayesinde fındık, incir, üzüm ve tütünün ardından yeni bir ihraç kalemimiz oluştu. Türk dizileri artık Arap televizyonlarında soluksuz izleniyor. Örneğin Dubai'den 22 Arap ülkesine yayın yapan MBC'de gösterilen Gümüş'ün yayınlandığı saatlerde 4 milyon kişi ekran başına geçiyor, sokaklar boşalıyor. MBC ile Kanal D arasında yapılan anlaşmaya göre Ihlamurlar Altında, Haziran Gecesi, Binbir Gece, Yaprak Dökümü ve Menekşe ile Halil de Arap ülkelerinde gösterilecekmiş. Pana Film de Kurtlar Vadisi'nin gösterimi için bazı Arap televizyonları ile görüşme halindeymiş. Araplar, batı dizilerindeki kadar müstehcen sahneler olmadığı için Türk dizilerini tercih ediyorlarmış. Arap TV'lerinde bölüm başına bin dolardan müşteri bulan yerli diziler yeni bir sektör oluştururken, insan "Dizi satıp, petrol alsak ihya oluruz" diye düşünmeden edemiyor. İşin garibi, Samanyolu ve Kanal 7 ayakta uyurken, Arap pazarına önce diğerlerinin girmesi... Sanırım Araplar henüz Beşinci Boyut, Büyük Buluşma, Şubat Soğuğu, Yağmurdan Sonra, Hakkını Helal Et, Sır Kapısı, Doksandokuz ve diğerlerini fark etmedi... Peki ya yapımcılar ekrana yeni diziler sürmeden önce hazır bekleyen Arap pazarını düşünerek, "düzeltmeler" yapacak mı? Zaten bizim dizi film karakterlerimizin "cinsel hayatı" yoktu. Çoğu gayrı meşru, bu kadar çocuğu ne ara yaptıkları ayrı bir tıbbi inceleme konusuydu. Yine de yapımcılar arta kalan öpüşme ve sevişme sahnelerini iyice ayıklamak zorundalar. Metres sayısı da 4'ü aşmamalı. RTÜK zaten içki konusunda hassas. Görünen o ki yeni dönem dizilerinde masalar ayran ve şerbet ile donanacak. Araya bolca, "inşallah", "maşallah", "estağfurullah" da serpiştirdiniz mi, gelsin Arap dolarları...