Bunca kötülük arasında, ölüm kalımla ilgili olay etrafında, bir teselli buldum.
Binbir konuda apayrı iki
"yazar", bir insanın hayat hakkı için aynı duyarlılıktaydı.
Hem
Yıldırım Türker, hem
Hikmet Çetinkaya..."Erol Zavar'ın yaşam ve tedavi hakkı" için yazdılar.
16 ameliyat olmuş, vücuttan çok sayıda tümör alınmış, kanserli...
İki yaşındaki kızının, ikinci bebeğe hamile eşinin önünden 7 yıl önce
"içeri" alınmış,
"yasadışı örgüt üyeliği" nden mahkum 41 yaşında bir
insan."Dışarıda tedavi hakkı" verilmiyor.
Bir bakıma, denebilir ki...
İdam olmayan ülkede, hukuk susuyor, sanki
"ölüme mahkummuş" gibi! (
Okkır'ın ölümü gibi, aynı!)
Sahi, memlekette, cezaevlerinde
"ölüm cezası" hüküm sürmekte mi hala?
Hukukun tıbba, tıbbın hukuka, her ikisinin hayata bir diyebileceği yok mu?
Adalet ve tababetin vicdanları yok mu! "Var olabilir" der gibi yaptı,
"Adalet" Bakanı:
"Geceyarısı Ekspresi abartılıydı ama hakikat payı da vardı." Demek öyle!
Biz,
"yabancıların bu film yüzünden bizi gaddar göstermesi"ne kıza kıza yıllar devirdik; oysa cezaevine düşen kendi çocuklarımızın, yazanlarımızın, gezenlerimizin hali
"ekspres"ten beterdi.
"Katar yükü" azap ve ıstırap!
"Adalet" Bakanı
Şahin bu samimiyetle belki
Zavar ile ilgilenir, Ergenekon'dan tutuklu
Ferit İlsever'in hastalığını belki ciddiye alır, belki iki yıldır
"tutuklu" Füsun Erdoğan' ın başka cezaevindeki eşi
İbrahim Çiçek ile
"yasal hak" eş görüşmesinden yararlanmasını sağlar.
Belki bunlar olmaz. Katar, gece gündüz tümünü önüne katar gider!
Not: Kalp kriziyle düşen
Ömer Lütfi Mete' nin de hayata kalpten tutunmasını, bir an önce iyileşmesini dilerim. TGC neredeyse her gün bir kayıp duyuruyor. Her gün bir parça kopuyor!
Yayın tarihi: 4 Ağustos 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/04//haber,EAF5267739ED43B7B9899A0842A312B5.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.