kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Ağustos 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Orada iyi şeyler oluyor

Sunucularından Gülşen Yüksel zaten bizim kızımız, diğer sunucu Müge Dağıstanlı ise magazin girdabında dik durmayı başarabilmiş ender gazeteci kardeşimiz, yapımcısı Semercioğlu Ailesi de kadim dostlarımız olunca, perşembe sabahı henüz kargalar kahvaltılarını etmeden, "Orada Neler Oluyor?" programı için Kanaltürk stüdyolarındaydık. Hem gecikmiş bir "hayırlı olsun" ziyareti hem de "orada neler olduğunu" daha yakından görmek için "yarım saat oturup, kaçmak" üzere anlaşmıştık. Ama sohbet öyle keyifliydi ki, iki saatin nasıl geçtiğini anlamadım. Bir kere Gülşen Yüksel, Müge Dağıstanlı, Meral Kaplan ve Buket Dereoğlu gibi dört güzel ve zarif hanımefendinin arasında oturmak her erkeğe nasip olmazdı, keyfini çıkarttım. Önce hep birlikte Şarkı Söylemek Lazım yarışmasındaki performansı için Meral Kaplan'a takıldık. Ben "Ilık zeytinyağı getirin, kulağıma akıtacağım" dedikçe Meral'den çimdik yedim. Buket Dereoğlu "rol arkadaşı" Alman kurdu Pulsar'ın marifetlerini anlatırken hepimizin ağzı bir karış açık kaldı. Bu yıl Altın Kelebek ödül töreninde Pulsar'a "altın kemik" verilmesi önerim, stüdyo ahalisi tarafından coşkuyla desteklendi. Hınzır ikili Gülşen ve Müge'nin minik tuzaklarına düşmemek için hep savunmada kaldım. Onlar isim istedikçe, ben lafı yuvarladım. Ama yine de programı izleyenlerin televizyon sektörünün perde arkası hakkında detaylı bilgilere ulaştığına inanıyorum. Velhasıl, yaz ekranının nöbetçi sabah hasbıhalcileri Gülşen ve Müge'nin neden her gün pür dikkat izlendiğini yerinde inceleme fırsatı buldum. Bizim kızlar insanın ağzından laf almasını iyi biliyor. Ama bunu yaparken kimseyi acıtıp, incitmiyorlar. Öyle, özel hayatları didik didik ettikleri filan da yok. Gülşen bunu kanıtlamak için şöyle dedi: "Eğer özel hayatlara girmek istesem, örneğin Yüksel Ağabey'e televizyon izlemekten ne zaman evlenmeye fırsat bulacağını sorardım" deyiverdi... İlahi Gülşen, kendimce bir mazeret bulmuşum işte, kurcalamasana kardeşim...