Ceket, ayakkabı ve çanta gibi deri ürünleriyle tanınan Desa şimdi de hazır giyim koleksiyonu hazırlıyor. Desa'nın yeni tasarımcısı İtalyan Fred Tutino, artık Desa'nın çok daha renkli bir yüzü olduğunu söylüyor..
Bugüne kadar Desa deyince aklımıza hep deri ceketler, ayakkabı ve çantalar gelirdi. Ama artık Desa, hazır giyim koleksiyonuyla da dikkat çekiyor. Tekstile el atmaya karar verince ünlü İtalyan tasarımcı Fred Tutino ile anlaşan Desa'cılar, Tutino'nun hazırladığı 2008 İlkbahar/Yaz koleksiyonuyla çehrelerini de değiştirmeyi başarmış. Artık Desa mağazalarına girince alışık olduğunuz siyah, kahverengi ve bej gibi renklerin yanında sarıları, morları, yeşilleri de görüyorsunuz. Tutino, Desa'ya kazandırdığı yeni çehreyi anlattı.
*
Bugüne kadar Zara da dahil olmak üzere birçok büyük markanın tasarımcılığını yaptınız. Bir Türk markasıyla çalışmaya nasıl karar verdiniz?
İlk başta proje çok ilgimi çekti, çünkü
Türkiye sınırları içindeki bir markayı dünya markasına dönüştürmek istediklerini söylediler. Belli seviyedeki bir markayı yepyeni bir seviyeye taşımak çok heyecan verici benim için. Bu eylülde Desa olarak Londra'da bir mağaza açacağız, ardından da diğer mağazalar gelecek.
BİZİM MİRASIMIZ DERİ*
Desa'nın çizgisini değiştirdiniz mi, yoksa klasikleşmiş çizgisini mi devam ettiriyorsunuz?
Biraz değişiklik yaptığımızı söyleyebiliriz. En başta Desa için bir konsept oluşturmakla işe başladık. Koleksiyonlara yeni renkler ve materyaller ekledik. Tabii deri bizim başlıca materyalimiz, o bize kalmış bir miras. Şirket olarak da deriyle ilgili bilmediğimiz şey yok. Şimdi bu bilgileri; daha modern ürünler yaratmada kullanıyoruz.
*
Desa için hazırladığınız koleksiyonu anlatır mısınız?
Koleksiyonu hazırlarken esin kaynağımız Romy Schneider'ın başrolünü oynadığı, 1969 yılında çevrilmiş bir Fransız filmi oldu. Aslında genel olarak ilkbahar/ yaz koleksiyonumuz için en büyük ilham kaynağımızın 70'ler olduğunu söyleyebilirim. Desa bu sezon yepyeni renklerle tanıştı. Örneğin bejler, açık griler, kahverengilerin yanı sıra parlak sarı, mor, pembe, mavi gibi renkleri de kullandık. Bir de hazırladığımız koleksiyonda, A kesimine geniş yer verdik. Yani üstte dar olup, alta doğru genişleyen kesimler bu koleksiyonda bolca var. Ayrıca her şeyin çok hafif olmasını istedik. Deri ceketlerimiz bile çok hafif oldu.
*
Desa'cıları yeni renklere alıştırmak zor oldu mu?
Bugüne kadar hep deriyle çalıştıkları için deride kullanılan renklere alışıktılar. Başta da kullandığımız renkler biraz fazla geldi ama kısa zamanda onlar da bunu çok sevdiler.
70'LERİN RUHU VAR*
Desa için sadece tekstil ürünleri değil, aynı zamanda ayakkabı ve çanta da tasarlıyorsunuz değil mi?
Bence ayakkabı ve çanta her geçen gün moda içinde daha da önem kazanıyor. Koleksiyonun geneliyle aynı çizgiye sahip olmaları gerekiyor. Koleksiyonun genelinde olduğu gibi ayakkabı ve çantalarda da 70'lerin ruhunu yansıtmaya çalıştım. Bu yaz her şey çok hafif ve sade olduğu için ayakkabıların daha iddialı, uzun topuklu olmasına dikkat ettim.
*
Başlıca esin kaynağınızın 70'ler olduğunu söylediniz. 70'ler sizi neden bu kadar etkiliyor? 70'ler şu an çok mu moda?
Evet çok moda ve gelecek sezonda da öyle olacak. İnsanlar, 70'ler modasının çok 'ucuz' ve çok disko tarzı olduğunu söyler. Ama bence 70'ler modasının çok şık yanları da var. Örneğin 70'ler Yves Saint Laurent için çok parlak bir dönemdi.