kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Temmuz 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Terörün maskesini indireceğiz

Yeni Haber
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan, Güngören'deki terör saldırısıyla ilgili olarak, "Maskenin ardındaki yüz ortaya çıkarılacak. Terörün maskesini indireceğiz. Caniler bunun hesabını verecek. Bize bu acıyı yaşatanlar hesabını verecek" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Güngören'deki terör eylemini gerçekleştiren canilerin, bunun hesabını verecekleri belirterek, ''Burada büyük acımızı milletimizle paylaşırken, yüreğimiz yanmış olması, terörle mücadelede bize asla bir adım dahi geri dönmeye veya bir adım geri adım attırmaya asla neden olmayacaktır'' dedi.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmasına, 'Bugün sadece AK Parti Grubumuza değil, bu kürsüden bütün milletime seslenmek istiyorum. Zira bugün yüreğimizdeki acıyı 70 milyon insanımızla yediden yetmişe, bütün milletimizle paylaşarak teselli bulabileceğimizi düşünüyorum'' diye başladı.

İstanbul Güngören'de alçak bir terör örgütü eliyle 10 dakika arayla patlatılan iki bombanın insanlık düşmanı terörün kalleş yüzünü bir daha gösterdiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''Teröristler, yalnızca çöp kutusuna iki bomba bırakmakla kalmamış, aynı zamanda çöp kutularına o kirli ruh dünyalarını, eşkallerini de
bırakmışlardır. Şüphesiz büyük devletimiz, bu maskenin ardındaki yüzü er veya geç ortaya çıkaracaktır. Şeytanca tezgahladıkları cinayet planıyla 17 masum insanımızı aramızdan aldılar. 154 insanımızı yaraladılar. Dün arkadaşlarımla birlikte İstanbul Güngören'deydim. Milletimizle birlikte omuz omuza vermeye çalıştığımız o masum insanların tabutların gittiği şehirleri ve o sönen veya söndürülmek istenen ocakları, yaşadığımız müddetçe unutmayacağız. Yüreklerimizden kopan canları sonsuzluğa uğurlarken, biliyorum ki milyonların vicdanı, milyonların yüreği de oradaydı. O temiz yürekleri, o aydınlık 70 milyon vicdanı, ben de şahsım, grubum ve tekrar milletimizle kaynaşan o ruhla milletçe selamlıyoruz.Yüreklerimizden kopan canları sonsuzluğa uğurladık ama orada milletimizin bütün yüreğini gördük. O temiz yürekleri, o aydınlık 70 milyon vicdanı gördük.''

''CANİLER, HESABINI VERECEKLER''


Hayatlarını kaybedenlere bir kez daha Allah'dan rahmet, ailelerine sabır, hastanelerde tedavileri devam edenlere yaralılara da şifalar dileyen Erdoğan, şöyle dedi:''Bize bu büyük acıyı yaşatanlar, masumiyetine bu kadar kast eden caniler, elbette bunun hesabını vereceklerdir. Milletimizin, bu konuda müsterih olmasını özellikle diliyorum. Caniler hak ettikleri cezaya er veya geç çarptırılacaktır. Bu konuda güvenlik güçlerimiz yoğun bir şekilde istihbarat örgütlerimizle birlikte çalışmalarını sürdürüyor.

Burada büyük acımızı milletimizle paylaşırken, yüreğimiz yanmış olması, terörle mücadelede bize asla bir adım dahi geri dönmeye veya bir adım geri adım attırmaya asla neden olmayacaktır. Şunu çok açık ifade etmemiz lazım. Sıcak bir yaz akşamı, bir pazar akşamı, mutena bir semtte ki yaklaşık 20 yıl öncesi o semt çok farklı bir semtti ama 20 yıl içinde orada çok farklı bir semt meydana geldi. Vatandaşlarımızın birbirleriyle sohbet edecekleri, dertleşecekleri bir semt meydana geldi. Bu semtte, alışveriş yapacakları, oturup dertleşecekleri tamamen trafiğe kapalı, halkın dertleşme imkanını bulduğu bir zemin oluştu. Ve burada 10 dakika aralıkla yapılan bu terör eylemi, akılsız değil, akıllıca planlanmış bir olaydı. Çünkü bunlar insanlıktan nasibi almamış mahluklardı. Ve eylemlerini de bu şekilde gerçekleştirdiler. Bunun hiçbir şeyle tanımı, tarifi mümkün değil. Çünkü huzur içinde yaşanan bir şehirde, çocukların, kadınların, savunmasız insanların bu şekilde hedef alınması, ancak canice, kalleşçe insanlara kasteden terörün o bilinmeyen veyahutta tahmin edilen yüzlerinden biridir.''

"TERÖR KARŞISINDA BU ÜLKE TEK SESTİR, TEK YÜREKTİR''

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla, askeriyle, polisiyle, yargısıyla, bütün kurum ve kuruluşlarıyla terör karşısında bu ülke tek sestir, tek yürektir. Her kim terörle, cinayetle, şiddetle, bombayla, silahla, kalleşlikle, ihanetle Türkiye'nin istikrarsızlığa sürükleneceğini, Türkiye'nin yörüngesinden sapacağını düşünüyorsa, bilsinler ki hiç bir zaman bunu başaramayacaklardır'' dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, Güngören'de meydana gelen terör saldırısını değerlendirdi. Saldırıda 17 vatandaşın ebediyete intikal ederken, bunların içinde 6'sının çocuk olduğuna dikkat çeken Erdoğan, ''Bu çocukların 4 tanesi 2, 3, 4 yaşlarında çocuklar. Bunu insanlıktan nasibini almış olan birinin yapması mümkün mü?'' diye sordu.Erdoğan, ortada kararmış bir vicdanın bulunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

''Bunlarda şefkat diye, merhamet diye bir şey kalmamış. Bunlar her herhalde iradeden falan tamamen soyutlanmış, tecrit edilmiş olan karakterler, vicdanlar, yapılar. Böyle seçilmiş. Zaten teröristlerin huzura, istikrara kardeşliğe düşman oldukları kadar, insanlığa, hayata, hatta çocuk masumiyetine bile ne kadar düşman oldukları, Güngören'de olduğu gibi bütün dünyada da ortadadır. Tesellimiz şudur ki bu ülkenin bütün evlatları, 70 milyon insanımız, derin acısını yüreğine gömerken, aynı yürekten çıkan sesle teröre lanet yağdırmıştır. İktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla askeriyle, polisiyle, yargısıyla, bütün kurum ve kuruluşlarıyla terör karşısında bu ülke tek sestir, tek yürektir. Her kim terörle, cinayetle, şiddetle, bombayla, silahla, kalleşlikle, ihanetle, Türkiye'nin istikrarsızlığa sürükleneceğini, Türkiye'nin yörüngesinden sapacağını düşünüyorsa, bilsinler ki hiç bir zaman bunu başaramayacaklardır.

Geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da bu büyük milletin yüreğine ateş düşürerek bu ülkeyi durdurmak isteyenler, kendi karanlık ruhlarındaki planları gerçekleştiremeyeceklerdir. Kirli oyunlar, kirli tezgahlar, aşağılık planlar, milletimizin birlik ruhunu yaralamayacaktır. Bir Temmuz günü bir pazar gecesi İstanbul Güngören'de kan döken caniler, ebediyen gün yüzü göremeyecektir. Hep bunlar delik delik kaçacaklardır, delik delik gizleneceklerdir, mağara mağara gizleneceklerdir. Bunların hayata çıkmaları, bu halkın arasında yaşamaları, inanıyorum ki mümkün olmayacaktır. Aramızdan ayrılan 17 evladımızı ebediyete uğurladık. Yaraları saracağız ama biz milletçe hayata döneceğiz ve bu cennet vatanda birliğimizi ebedi kılmanın, kardeşliği daimi kılmanın mücadelesine kararlılıkla devam edeceğiz.''

GÜN BİRLİK, BERABERLİK GÜNÜDÜR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün öğle vakti, Güngören'de de söylediğini, bir kez daha altını çizmek istediğini ifade ederek, şöyle dedi:

''Aziz milletim gün birlik günüdür, gün beraberlik günüdür. Teröre karşı milletçe ne kadar birlik ve beraberlik içinde olursak, terörle mücadelede o kadar başarılı oluruz. Terörü yalnızlaştırmak, onu toplumdan tecrit etmek, teröre karşı en etkili mücadeledir. Terör, dağa halkın arasından gençlerimizi çekebiliyorsa, çektiği sürece güçlü kalacaktır. Ama terör eğer dağa halkın arasından gençleri çekemiyorsa, o zaman yalnızlaşacak, zayıflaşacak ve ondan sonra bu işin kökü kazınacaktır. İşte gecenin karanlığında ülkenin huzuruna kasteden terör karşısında yapmamız gereken tek şey, milletçe birlik ve bütünlük ruhumuzu, vakarla, metanetle ortaya koymaktır. Öyleyse bu mücadelede hepimize düşen sorumluluklar var. Demokratik istikrarı güçlendirerek, birbirimizi her zamankinden daha çok sahiplenerek, birbirimize her zamankinden daha çok sarılarak, bu ülkenin huzuruna kastedenlere hak ettiği cevabı birlikte vermeliyiz. Kuşkusuz, sadece bunu yaparak değil, güvenlik güçlerimiz titizlikle çalışmalarını yaparak, daha önceki bir çok cinayeti aydınlattıkları gibi inanıyorum ki bunu da aydınlatacaklardır.''

MEDYAYA UYARI

Başbakan Erdoğan, terörün hiçbir meşruiyet zemininin olmadığına dikkati çekerek, ''Bu cinayetleri tasarlayanların, hayata, masumiyete kastedenlerin ne dini, ne milleti, ne vatanı, ne ırkı yoktur. Terör kimi, ne zaman, nerede, nasıl vuracağı belli olmayan bir fenomendir. Bir adi suç değildir. Adi suçta bulursunuz, tespit edersiniz, yakalarsınız ve işi bitirirsiniz. Ama terör ulusal bazlı değildir, uluslararası boyutu vardır'' dedi.

Nereden gelirse gelsin, teröre karşı mücadelenin hep birlikte sürdürülmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Onun içinde ben şunu söylüyorum: Terörün adını lütfen koymayın. Bırakın da onun adını emniyet güçleri dosyalarının arasında değerlendirsinler. Yönetici olarak bizler dosyalarımızın arasında bunları değerlendirelim. Bunların adını andıkça, o zaman bunların propagandasını yapıyoruz. Zaten bütün bu eylemlerin asıl amacı, asıl gayesi, o terör örgütünün propagandasını yaptırmaktır. Buna bizler aracı olmamalıyız. Yazılı medyamız, görsel medyamız, oradaki yavrularımızı, oradaki vatandaşlarımızı fotoğraf kareleri olarak göstermeleri de bu ülkede teröre farkında olmadan, bilerek veya bilmeyerek destek olmaktır. Bunları burada yayınlamanın hiçbir anlamı yok. Televizyonlarda yayınlamanın hiçbir anlamı yok. Bununla ne elde ediliyor, ben bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Bununla milletin acılarını artırıyorsunuz, ailelerin acılarını artırıyorsunuz. Bundan artık vazgeçmeliyiz. Defaatle söylememize rağmen bunlar hala aynı şekilde yayınlanıyor. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir gelişmiş ülkede bu tür yayınları, bu tür yayın politikalarını göremezsiniz. Ama ne yazık ki bizde bu var. Buna dikkat eden yayın organları da oldu, ben onlara teşekkür ediyorum. Ama dikkat etmeyenler de oldu. Ben tekrar kendilerinden bunu özellikle milletim adına rica ediyorum. Lütfen bunları yapmayalım. Bununla sadece onların propagandasını yapıyoruz. Bu acılarımızı yaygınlaştırıyoruz. Bunlara lütfen hassasiyet gösterelim. Bunların üzerinde hassasiyetle duralım. Bunları yaygınlaştırmanın, yayınlamanın hiçbir anlamı yok. Eğer özel görüntüleriniz varsa, bu görüntüleri güvenlik güçlerine verin de işe yarasın.''


TÜRKİYE'Yİ ÇIKTIĞI MEDENİYET YOLCULUĞUNDAN ASLA DÖNDÜREMEYECEKLER

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu ülkeyi durdurmak isteyenler bilsinler ki; bu ülkenin üstüne kirli hesapları olanların açık ve örtülü hiçbir hesabı artık tutmayacaktır. Bu ülkenin 70 milyon insanının kalbindeki umudu söndürmeye güçleri yetmeyecektir. Türkiye'yi çıktığı medeniyet yolculuğundan asla döndüremeyecekler'' dedi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, terörün toplumda yara açmak, milletin vicdanında bir yara açıp, o açık yaradan kanla beslenmek istediğini söyledi.

Teröre karşı tek yürek olunması gerektiğini kaydeden Erdoğan, ''Dünyadaki ve ülkedeki terörist eylemlerin başka bir boyutu daha vardır; o da zamanlamadır. Kuşkusuz bu cinayetin zamanlaması da cinayeti işleyenler, cinayetin arkasındaki elleri bulmak, deşifre etmek ve adalete teslim etmek için, bütün delilleri kılı kırk yararak güvenlik güçlerimize önemli ipuçları verecektir'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, terörün kırılganlığı derinleştirmek ve gerilimlerden beslenmek, istismar edebileceği, propagandasını yapacağı zaaf alanlarını özelikle kullanmak istediğini vurguladı.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bize düşen, terörün yeşereceği iklimi, ona elverişli halden tümüyle çıkarmaktır. Bu yüzden ısrarla diyoruz ki terörün panzehiri birlik iklimidir. İşte bunun için hükümet olarak bütün adımlarımızda, 70 milyon insanımızın birlik, dayanışma ruhunu güçlendirmeye çalışıyoruz. Biliyorsunuz ki hiç bir siyaset teröre meşruiyet kazandırmayacağı gibi, toplumsal ve siyasal hayatımızdaki hiç bir ihtilaf da terörün zemin bulmasına fırsat vermemelidir.

Devlet, millet, yürütme ve yasama olarak, bütün birimlerimiz ve
kurumlarımızla hem ülke içinde hem ülke dışında, çevremizde, bölgemizde istikrarsızlık isteyen her adımı yakından takip ediyoruz. Yalnız kendimiz, 70 milyon insanımız için değil, bütün insanlık için barış, adalet, demokrasi ve hukuk mücadelesi veriyoruz. Gündemi rehin almak isteyen provokasyonlara fırsat vermemek için, bütün dikkatimizi ülkemizin kalkınmasına, refahına veriyoruz. Herkesten de bu sorumluluğu taşımasını istiyoruz. 'Başka Türkiye yok' diyen her vatan evladı, bu ülkenin, milletin birliğini, beraberliğini, huzurunu, refahını düşünmek durumundadır. Zihinlerimizi kilitlemek, reflekslerimizi kontrol altına almak, kör ideolojilerle, terör ve şiddetle, şuursuz kinleri besleyerek dikkatimizi dağıtmak isteyenler, hiç bir zaman bu karanlık arzularını gerçekleştiremez ve gerçekleştiremeyecekler de.''

HAMURU ŞEHİT KANLARIYLA YOĞRULAN BU ÜLKE...

Başbakan Erdoğan, 70 milyonluk milletin metanetini, vakarını yanlış okuyanların; toplumu manipülasyonlarla, provokasyonlarla, kirletilmiş yanlış bilgilerle yönlendirmeye; terörle, şiddetle durdurmaya muvaffak olamayacaklarını kaydetti. Erdoğan, ''Yeter ki bu ülkenin büyük gücünü zaafa uğratacak adımlardan hep birlikte sakınalım, Yeter ki hamuru şehit kanlarıyla yoğrulan bu ülkenin birlik ruhunu güçlendirelim. Yeter ki tereddüte, zaafa düşmeyelim'' dedi.

Türkiye'nin gelecek ideallerini gerçekleştirmek için çıktıkları yoldan dönmeyeceklerini, izledikleri istikametten asla sapmayacaklarını belirten Erdoğan, 'Türkiye, masum insanların kanı ve canı üzerinden anlaşılmaz bir soğukkanlılıkla oyunlar oynayabilen bu hain odaklarla mutlaka yüzleşecektir'' diye konuştu.

Recep Tayyip Erdoğan, millet olarak metaneti koruyarak, daima karanlık tünellerden çıkıldığını ve yine çıkılacağını dile getirerek, şunları söyledi:

''Yine bir olarak, kardeş olarak, yoldaş olarak yürüyeceğiz. Yine aydınlığa Allah'ın izniyle ulaşacağız. Bu ülkeyi durdurmak isteyenler bilsinler ki bu ülkenin üstüne kirli hesapları olanların açık ve örtülü hiçbir hesabı artık tutmayacaktır. Bu ülkenin 70 milyon insanının kalbindeki umudu söndürmeye güçleri yetmeyecektir. Türkiye'yi çıktığı medeniyet topluluğundan asla döndüremeyecekler. Kendi ruhlarının karanlığını, bu asil millete sirayet ettiremeyeceklerdir. Bugün Türkiye'nin değişimi, gelişimi, atılımı yönünde atılan adımları yavaşlatmanın değil, hızlandırmanın günüdür. Bugün gelecek için koruduğumuz aydınlık hayalleri, tereddütlerle gölgelemenin değil, daha da canlandırmanın günüdür. Bugün, bu milletin mutlu geleceği için çok daha azimli ve kararlılıkla çalışmanın günüdür. Bugün, bu ülkeye düşmanlık edenleri, hayal kırıklığıyla başbaşa bırakmanın günüdür. Milletimizin hissiyatı budur. Bizim hissiyatımız budur.

Bu ülkenin gelişme, kalkınma hızını kesmek, insanımızın kafasında tereddütler uyandırmak, canlanan umutları kırmak isteyenler bilsinler ki umutsuzlukla başbaşa kalacaklardır. Bu ülkenin kalkınması için gecesini gündüzüne katan insanımızın dikkatini dağıtmak, moralini bozmak, çalışma, üretme, gelişme azmini kırmak isteyenler yanılıyorlar. Geçmişten bugüne taşıdığı hukuk dışı kirli oyunlarla hesaplaşmasını ve geleceğe emin adımlarla yürüyüşünü yarıda kesmek isteyenler yanılıyorlar. Bu ülkeyi yeniden bir korkular ülkesine dönüştürme gayreti içerisinde bulunuyorlar. Çünkü, böyle kargaşalardan, cinayetlerden besleniyorlar. Bu ülkeye düşmanlık edenlerin oyunlarını milletçe hep beraber bozacağız. Ben buna inanıyorum. Türkiye Cumhuriyeti, varlığına kasteden bu azılı çetelere ve terör odaklarına karşı gereken cevabı, devleti ve milletiyle bir ve beraber olarak, boyun eğmeyerek, dimdik ayakta durarak verecektir. Bu terör illetini bütün kökleriyle birlikte bu milletin yakasından söküp atıncaya kadar mücadele etmek, bu ülkeyi seven her vatandaşımızın ortak görevidir. Bu ülkenin iyiliğini isteyen herkes, fikir aykırılıklarını, yöntem farklılıklarını bir yana bırakarak terör karşısında elele, omuz omuza, gönül gönüle bir duruş içinde olmalıdır.''

-''AKLI SELİMİ ZAAFA UĞRATACAKLARINI ZANNEDENLER...''-

Başbakan Erdoğan, bu ülkede aklı selimi zaafa uğratacaklarını
zannedenlerin; bu milletin asırlardır yaşadığı her zorluktan, her acı
tecrübeden, o aklı selimin galip çıktığını unutmaması gerektiğini
söyledi.

''Attıkları her karanlık adımda bu milletin vicdanındaki mahkumiyetleri,
daha da ağırlaşıyor, bunu da unutmasınlar'' diyen Erdoğan, Türkiye'nin
artık kararlılıkla aydınlık bir geleceğe doğru yol aldığını bildirdi.
Başbakan Erdoğan, bu süreci geriye çevirmenin, tarihi geriye çevirmek
kadar imkansız olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
''Bizler birbirine inanarak, güvenerek bu zor günleri de aşacak ve güzel
yarınlara mutlaka ulaşacağız. Bu ülkenin felaketinden kendilerine yarar
umanların da artık bir geleceği yoktur.

Terörün esas hedefi hareketleriyle korku salmak ve toplumda istikrarsızlık oluşturmaktır. Çünkü terörü araç olarak kullananlar hesaplarını her zaman böyle bir zemin üzerine yapıyorlar. Ama biz biliyoruz ki demokrasinin, hukukun hakim olduğu bir ortamda terör zemin bulamayacaktır. Yaklaşık 30-35 yıldır bu ülke terörden çok acı çekti, çok fatura ödedi. Toplumsal
kutuplaşmanın üst seviyeye çıktığı, demokrasiye ve hukuka inancın
zayıfladığı dönemlerden geçtik. Ne zaman demokrasi ve istikrar yolunda
ciddi bir mesafe alacağımız, önemli bir eşik atlayacağımız noktaya
gelsek, terörün çirkin yüzü hep kendini göstermiştir. Şimdi, yine öyle
bir dönemdeyiz. Artık bunun farkındayız. Farkındayız ki terörün hedefi,
demokrasi, hukuk ve insan hakları alanındaki kazanımlarımızı yok etmeye
gayret ediyor ve bunun tespit edildiğini de hep birlikte görüyoruz.
Kin, nefret ve düşmanlık yayarak şiddeti mümkün ve meşru kılmaya gayret ediyorlar. Burada teröre yataklık edenler yok mu? Var. İşte bütün
bunlara karşı hep birlikte dayanışma içerisinde olacağız. Yataklık
edenlerin de bu noktada tespiti şart.

Bunların üzerine de hep birlikte gideceğiz. Şiddetten ve kandan beslenen, insani ve ahlaki değerlerden nasibini almamış terör odakları karşısında milletimize düşen görev, toplumsal dayanışmayı daha da kuvvetlendirmektir. Teröre vereceğimiz en sağduyulu cevap; nereden gelirse gelsin, ne adına yapılmış olursa olsun, hangi ideolojik mülahazaya dayandırılırsa dayandırılsın, terör karşısında birlik ve dayanışmamızı güçlendirmek, şiddete asla prim vermeyeceğimizi göstermektir.''


TERÖRÜN MANTIĞINI REDDETMEK...

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bütün siyasi, toplumsal aktörlerin sorumluluk duygusuyla hareket etmesinin, terörün arzuladığı gerilim ortamına müsaade etmemesini sağlayacağını belirterek, ''Esas yapmamız gereken şey, terörün mantığını reddetmek ve toplumsal bünyemizi terör karşısında güçlü kılmaktır'' dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, terörle ilgili görüşlerini ifade etti. Şiddetin hiçbir şekilde meşruiyet kazanamayacağını her ortamda bildirmeleri ve işlemeleri gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, ''Zira böyle bir toplumsal zemin, inanıyorum ki terörü iyice zayıflatacaktır. Terörün hastalıklı, gayri insani mantığını bütünüyle reddetmeli ve o zehirlenmiş mantığın zihnimizde en ufak bir izdüşümüne dahi izin vermemeliyiz'' diye konuştu.

Terörün mantığının, akıl yürütme şeklinin medeni ve insani hayatı ortadan kaldırmaya dönük barbarca attığı adımların ancak o barbarlara özgü yaşam şekli ve tavır olduğunu anlatan Erdoğan, bunun böyle olduğunu gayet iyi bildiklerini vurguladı.

Uzun yıllardır terörle mücadele eden bu devletin ve bu milletin asıl düşünmesi ve bundan sonra üzerinde biraz daha kafa yorması gereken hususun, terörün bir araç olarak bu ülkede zemin bulmasının bütünüyle önüne geçmek olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bu ülkenin sosyal zemininin şiddeti, terörü araç olarak kullananların ya da amaç edinenlerin varlık bulmasına tümüyle engel olacak tarzda restore edilmesi gereğini hep söyledik. Sosyal restorasyon alanında çok büyük mesafeler de aldık. Türkiye'nin kazanımlarından tek bir adım geri atmadan yolumuza devam etmemizin, medeni dünya ile bu noktada birlikteliğimizin hayati önem taşıdığını hem ifade ettik.''

DEMOKRATİK SİYASETİ...

Küresel çağda içeriden ya da dışarıdan gelen terör tehdidinin her ülke için geçerli olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Bundan kimsenin kaçınması mümkün değil. Önemli olan bu tehdidin pratikte ortaya çıkışına elverişli olmayan bir toplumsal, siyasi düzeni inşa edebilmektir. Ancak bu şekilde terör ve şiddet, en aza indirilebilir. Bunun yolu, demokratik siyaseti bütün imkanlarıyla ve azami şekilde tesis etmekten geçer. Bunun yolu, bütün vatandaşların ikna olduğu, meşru kabul ettiği çağdaş bir hukuk düzeninin tesisinden geçer. Bunun yolu, toplumsal kutuplaşma yerine, bu milletin ruhunda, özünde zaten saklı olan o birlikte yaşama kültürünün, dayanışma ahlakının öne çıkarılmasından geçer. Aksi halde infial sağduyunun, duygusallık aklıselimin önüne geçebilir. Dolayısıyla bütün siyasi, toplumsal aktörlerin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi, terörün arzuladığı gerilim ortamına müsaade etmemesini sağlayacaktır. Esas yapmamız gereken şey terörün mantığını reddetmek ve toplumsal bünyemizi terör karşısında güçlü kılmaktır.''

KENDİ MİLLİ TANKIMIZI ÜRETECEĞİZ

Erdoğan, öğleden sonra Sakarya'da bir dizi etkinliğe katılacağını; önce savunma sanayi için büyük önem taşıyan milli bir proje olan ''Altay Projesi''nin imza töreninde bulunacağını belirterek, ''Kendi milli tankımızı inşallah üreteceğiz ve bunun adımını atıyoruz'' dedi.

Sakarya'da gerek merkezi yönetim, gerek yerel yönetimin yapmış olduğu 50'ye yakın projenin hayata geçirilmesi sebebiyle yapılacak açılış törenlerini gerçekleştireceğini belirten Erdoğan, akşam Ankara'ya döneceğini söyledi.

Erdoğan, konuşmasını, ''Durmadan, duraksamadan çalışmaya, ülkemizi, milletimizi kalkındıracak hizmetlere devam ediyoruz, devam edeceğiz'' diyerek tamamladı.

Bu arada AK Parti, CHP ve DTP grup toplantılarının yapıldığı salonlara frekans karıştırıcı seyyar Jummer cihazı yerleştirildi.