İki yıl önce beynimden bir pıhtı geçip de sağ tarafım felç halde hastaneye kaldırılıp, hiç hatırlamadığım dört gün geçirdikten beri en büyük korkum yeniden felç olmak. Felcin ardından bir ay konuşma güçlüğü çektim. Çatal-bıçak gibi hayati kelimeleri bile anımsayamıyordum. Bir daha yazı yazamayacağımı düşünüp günlerce ağladım. Neyse ki ciddi bir 'yakın zaman hafıza problemi' dışında bir sıkıntım kalmadı. Önceki gece Digiturk'de Jean- Dominique Bauby'nin hayatını anlatan 'Kelebek ve Dalgıç Giysisi' filmini izledim. Bu korkularım iyice depreşti. Elle dergisinin editörüyken 43 yaşında sadece tek gözü hareket edebilir halde kalarak felç geçiren Jean-Do, ölmeden önce gözleriyle son yirmi gününü kitap haline getirmiş. Büyüleyici bir film. Çok da sarsıcı. Filmin bir sahnesi ise gözyaşlarımı 'Katrina Kasırgası' kıvamına getirdi... Jean-Do hastalanmadan önce eşi Celine'i sevgilisi Ines için terk etmiş. Hastalandığında ise sevgilisi onu öyle hatırlamamak için ziyaretine gelmemiş. Filmin bir sahnesinde telefon çaldı. Eşi Celine açtı. Arayan Ines idi. Celine, Jean-Do'nun konuşacak durumda olmadığını söylese de, Jean-Do konuşmak istedi. Sonrası üçü için de korkunç bir deneyimdi. Celine alfabenin harflerini sıraladıkça, Jean göz kırptı. Ines "Gelmemi ister miydin?" dediğinde Celine ağlıyordu. Jean-Do'nun cevabı sarsıcıydı: "Her gün!" Jean-Do'nun cevaplarını Ines'e, onun cümleleriyle Celine iletti telefonda. Jean, Ines'e karısının sesiyle onu çok sevdiğini söyledi. Buna bir yorum yapmak çok güç. Tek bildiğim, hayatın bazen bizden daha acımasız olduğu.
Bugünkü Tüm Yazıları
Sevgilinle, karının sesinden konuşmak
Yayın tarihi: 24 Temmuz 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/24/gny/gulsan.html
Tüm hakları saklıdır.