Almanya Başbakanı Angela Merkel, Ağrı Dağı'nda terör örgütü PKK tarafından kaçırılan ve daha sonra serbest kalan 3 Alman dağcıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin hiçbir şekilde şantaja boyun eğmediğini söyledi.Merkel, bugün başkent Berlin'de yaz tatilinden önce Alman ve yabancı gazetecilerle bir araya gelerek, bu yılki çalışmalarını değerlendirdi ve gazetecilerin güncel iç ve dış politikaya ilişkin sorularını yanıtladı.Bir Türk gazetecinin, 3 Alman dağcının serbest bırakılması için fidye ödendiği haberleriyle ilgili olarak kendisinden açıklama istemesi ve ''Bu tür kaçırma olaylarının gelecekte de yaşanmasından endişe ediyor musunuz?'' sorusu üzerine Merkel şunları söyledi:
''Tabii ki, bu tür olayların tekrarlanmamasını diliyorum. Çünkü bunun kimseye faydası yok. Bunun dışında, maalesef hala yaşanmakta olan tüm kaçırma olayları için geçerli olan bir şey var: Biz Alman hükümeti olarak şantaja boyun eğmeyiz. Kriz masası olağanüstü bir iş yaptı. Olayın bu şekilde sonuçlanmasından hepimiz mutluluk duymalı ve Türk makamlarıyla işbirliğine müteşekkir olmalıyız.''
Merkel, Karaciç'in yakalanmasının Sırbistan'ın hızlı bir şekilde AB'ye alınmasına katkı sağlayıp sağlamayacağı sorusuna karşılık da, ''Karaciç'in yakalanması iyi bir gündü. Lahey'deki Savaş Suçları Mahkemesi'ne de gönderilmesini bekliyoruz. Bu önemli bir adımdı. Sırbistan uluslararası camiayla tümüyle işbirliği yaptığını ispatlamalı. Bu Sırp makamlarının olağanüstü bir çabasıydı. Biz her zaman Sırbistan'a Avrupa perspektifi verilmesi gerektiğini savunduk. Tabii ki Hırvatistan gibi, bunun için gerekli olan tüm şartları yerine getirmeli'' dedi.AB'nin genişlemesi için Lizbon Anlaşması'nın kabul edilmesi gerektiğine de dikkat çeken Merkel, ''Kosova'yı tanımayan Sırbistan'ın AB üyeliğini gerçekçi görüyor musunuz?'' sorusu üzerine de, Kosova'yı hala tanımamış olan AB ülkelerinin bulunduğuna işaret ederek, ancak Sırbistan ve Kosova arasında yakınlaşma sağlanmasının ve Avrupa'da tümüyle bir barış ortamının sağlanabilmesi için Sırbistan'a Avrupa perspektifi verilmesinin şart olduğunu söyledi.
Merkel, İran ile yaşanan nükleer krizle ilgili olarak da, sorunun diplomatik yollardan çözülmesinden yana olduklarını tekrarlayarak, İran'ın, uluslararası camianın önerilerini kabul etmemesi durumunda başka yaptırımların da düşünülebileceğini ifade etti.Uluslararası camianın birlikte hareket ettiğinin gösterilmesi açısından kararların BM Güvenlik Konseyi kapsamında alınmasından yana olduklarını kaydeden Merkel, bugüne kadar İran'a karşı bankacılık alanında uygulanan yaptırımların etkili olduğuna inandığını sözlerine ekledi.Orta Doğu sorununun çözümü konusunda ümitli olup olmadığı sorusu üzerine Merkel, barış görüşmelerinin güçlendirilmesinden yana olduklarını belirterek, İsrail ve Filistin yönetimiyle olduğu kadar Suriye ve İsrail arasındaki ilişkilerde de olumlu sinyallerin görüldüğünü, mevcut durumdan tatmin olunamayacağını, ancak gelişmelerin olumlu olduğunu ifade etti.
Almanya'da yaşayan Iraklı mültecilerin durumuna ilişkin bir soru üzerine de Merkel, Berlin'de bulunan Irak Başbakanı Nuri El Maliki'yle bu konuyu görüştüğünü ve kendisinin Irak'taki güvenlik durumunun düzeldiğini söylediğini hatırlatarak, Irak hükümetinin bu insanların ülkelerine dönmelerini istediğini, kendilerinin de bunu teşvik ettiklerini söyledi.
Merkel, ABD'nin Demokrat partili başkan adayı Barack Obama'nın yarın Berlin'e yapacağı ziyaretle ilgili olarak da, senatör Obama'yı bizzat tanımaktan büyük mutluluk duyacağını kaydederek, kendisinin ağırlıklı olarak ikili ilişkileri, enerji konularını ve Dünya Ticaret Örgütü'yle
NATO ilişkilerini ele almak, bunun yanı sıra Obama'nın isteklerini de dinlemek istediğini sözlerine ekledi.Obama'nın kendisinden
Almanya'nın Afganistan'da daha fazla çaba harcamasını isteyeceği şeklinde haberlerin çıktığının hatırlatılması üzerine de Merkel, Afganistan'a 1000 asker daha gönderme kararı aldıklarını, ancak
Almanya'nın da bu konuda sınırları ve belirli imkanları olduğunu Obama'ya söyleyeceğini belirtti.Merkel, Obama'nın tarihi Brandenburger Tor'un (Brandenburg kapısı) önünde kendi isteği doğrultusunda konuşmaktan vazgeçmesini ve Zafer Anıtı'nın önünde konuşmaya karar vermesini nasıl değerlendirdiği sorusuna karşılık da, Brandenburger Tor'un önünde bugüne kadar sadece devlet başkanlarının konuştuğunu ve bu alanın seçim mücadeleleri için kullanılmasını uygun görmediğini söylediğini hatırlatarak, bunu geri kafalı bir düşünce tarzı olarak görecek insanların bulunabileceğini, ancak bunun kendi şahsi görüşü olduğunu söyledi.
Romanya ve Bulgaristan'daki gelişmelerle ilgili olarak AB Komisyonu'nun hazırladığı raporları nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine de Merkel, bu raporları olumlu bulmadığını ve gelecekte bu raporların daha iyi olmasını dilediğini ifade ederek, bu konuda söz konusu ülkelerin hükümetlerine önemli görevler düştüğünü kaydetti.
Merkel, yakın zamanda en büyük başarısının ne olduğu sorusuna da, ''Lizbon Anlaşması'nın hazırlanmasını sağlamak'' yanıtını verdi.Noel tatiline kadar başarılmasını istediği en önemli şeyin ne olduğu sorusu üzerine de Merkel, kardeş parti konumundaki Hristiyan Sosyal Birlik Partisi'nin (CSU) Bavyera eyaletinde yapılacak eyalet seçimlerinde, istediği hedefe ulaşmasını dilediğini sözlerine ekledi.
Merkel, eşi Joachim Sauer ile birlikte 25 Temmuz Cuma gününden itibaren
Almanya'nın Sauerland bölgesinde iki haftalık tatil yapacak.