Euro 2008 heyecanı için geri sayım başladı.
Türkiye ilk sınavını 7 Haziran'da Portekiz karşısında verecek. Haziran ayı boyunca tüm maçlar atv'den naklen ekrana gelirken, 24 gün boyunca
Santra programında yorumcular, maçları ve tartışmalı pozisyonları yorumlayacaklar. Birinci maç öncesi, ikinci maç öncesi ve ikinci maç sonrası üç kez yayın yapacak olan
Santra için Cenevre stüdyoda Selçuk Manav, Ömer Üründül, Gürcan Bilgiç ve Uğur Meleke hazır bulunacak. İstanbul stüdyoda Ali Şahin'in sunacağı programda ise Ahmet Çakar, Aziz Üstel ve Kazım Kanat düşüncelerini izleyicilerle paylaşacaklar. 2 Haziran'da başlayacak program şampiyona boyunca da hız kesmeden devam edecek. Euro 2008 heyecanını İstanbul stüdyodan yorumlayacak olan Çakar, Üstel ve Kanat'la bir ön değerlendirme yaptık ve Euro 2008'in en güçlü adayı kim,
Türkiye'nin şansı ne konuştuk. Takımın en büyük eksiğinin savunmada olduğunu belirten üçlü, "Hücum futbolu oynarsak fark yeriz. Ama bu turnuvada şans faktörü çok önemli,
Türkiye gruptan çıkıp, kupayı alabilir," diyor.
- 2 Haziran'da atv'de Euro 2008 ile ilgili programınız başlıyor. İçeriğinden biraz bahseder misiniz?
- Aziz Üstel: Bir grup İsviçre'de olacak. Yorumları oradan Ömer, Gürcan, Selçuk ve Uğur yapacak. Biz de tartışmalı pozisyonları, maçları stüdyoda yorumlayacağız.
- Ahmet Çakar: Evet, onlar orada hatları bağlarlar. Biz de burada çözmeye çalışırız. Haftanın her günü, bazı günler iki-üç kez program olacak. Birinci maç öncesi, birinci maçla ikinci maç arası ve ikinci maç sonrası. 24 gün boyunca yorum yapacağız, kapalı gişe oynayacağız ve kısacası çok yorulacağız.
- Euro 2008'in başlamasına sayılı günler kaldı. Genel bir değerlendirme yapsak, Türkiye'nin şansı nedir?
-
A.Ü: Benim kişisel görüşüm
Türkiye'nin şansının Fatih Terim'le doğru orantıda olduğu. Terim'in sahaya çıkaracağı takım ve vereceği taktikle doğru orantılı. Ben bir Uruguay maçı seyrettim, saçımı başımı yoldum. Tarifsiz kederler içindeydim. Benim için Terim'in ne yapacağı, sahaya nasıl bir takım çıkaracağı ve nasıl oynatacağı çok önemli.
-
Kazım Kanat: Ben de ortada bir Fatih Terim sorunu olduğunu düşünüyorum. Fatih Terim, İtalya'dan devlet nişanı aldıktan sonra Fatih Terim olmaktan çıktı, tanrılaştı. Terim'e Mesut Yılmaz, "Başbakan olursunuz inşallah," dedi. O da "Neden cumhurbaşkanı değil?" diye yanıt verdi. Biz tekerlek kırılmadan önce ona yol gösterdik, bize tavır aldı. "Ben eksilerden artı yaparım, en doğru ben bilirim," dedi. Defansa aldığı oyuncular sakat. Sağlık sorunu olan bir insanı takıma alıyor. Galatasaraylı Servet sakat, ama en önemli stoper olarak takımda. Gökhan da aynı şekilde. İki stoper de facia. Sanki
Türkiye'de oyuncu bitti.
-
A.Ç: Bakın iki tane çok önemli gerçek var. Biri mistik bir yaklaşımdır. Her turnuvada mutlaka mistik bir takım öne çıkar. Hiç beklenmeyen, turnuva öncesi bahis şirketlerinin çok az ihtimal verdiği bir takım çıkar, finale kadar gider. Bu hep böyle olmuştur. Örneğin Yunanistan. Üç yıl önce Çek Cumhuriyeti, daha önce Danimarkalılar plajdan gelip dünya şampiyonu oldular. Bu, niye bu yıl biz olmayalım. İkincisi; bu turnuva bir yazı tura turnuvasıdır. Çünkü teorik olarak hiçbir maçı kazanmadan Avrupa şampiyonu olma şansınız var. Tuhaf geliyor olabilir. Ama gruptaki bütün maçları beraber bitirip kupayı alabilirisiniz. Üstelik hiç gol de atmanıza gerek yok. Denk gelir gruptan çıkarsınız. Çeyrek final 0-0 biter. Penaltılarla geçersiniz. Yarı final de 0-0 biter, aynı şekilde yine penaltılarla geçersiniz. Finale gelirsiniz aynı şekilde kupayı alırsınız.
KOLAY GRUPTAYIZ - Şimdi Türkiye'nin olduğu grup için neler söyleyeceksiniz. Fatih Terim, "Zor bir gruptayız," dedi.
- A.Ç: Hayır, tam tersi. Size sekiz tane takım söyleyeceğim ve bunlardan bir tanesi illa final oynayacak. Bizim grubun dördü ve
Almanya, Avusturya, Hırvatistan, Polonya. Bu sekiz takımdan biri eşleşme gereği final oynayacak. En favori,
Almanya ile Portekiz gözüküyor. Peki ya denk gelirse ve
Almanya ile Portekiz çeyrek final oynayıp birbirini kırarsa... Bana göre çekebileceğimiz en iyi sekizli grubu çektik. Artı Dünya Kupası'nı hatırlayın. Kosta Rica, dakika 88, boş kaleye sizin bir hanımefendi olarak atabileceğiniz golü, onların futbolcusu atamadı ve kazandık. Dolayısıyla bu işte şans faktörü çok önemli.