EA
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?EA
Ulusalcıların yanıldığı nokta
Jeopolitikle ilgilenen bazı
ulusalcılara göre
İslamcılar (bu kelimeyle
AKP'yi ve onu destekleyen
muhafazakar/dindar Anadolu girişimcileri kastediliyor)
Türkiye'yi bir
Ortadoğu ülkesine dönüştürmek istiyor.
Bu ulusalcılara göre, İslamcıların gözü '
Güney'de; yani İslam ülkelerinde.
ABD ile işbirliği yaparak
Türkiye'yi, Batı'dan soyutlanmış bir Ortadoğu ülkesi yapacaklar.
Bu yoruma katılmıyorum.
AKP hareketinin ivmesini Anadolu kökenli muhafazakar girişimciler veriyor.
Her sermaye kesimi gibi onlar da büyümek istiyor. Tabii büyürken siyasi ve kültürel alanlarda daha fazlasını talep ediyorlar.
Bu büyüme ve artan talepler, Ankara bürokrasisi ile İstanbul sermayesi arasındaki tarihsel bağı sorgulamaya başlıyor: Ankara'ya "Sadece İstanbul'u değil, bizi de kolla" diyorlar.
' Kaplan' filan diyoruz ama aslında Anadolu sermayesi İstanbul karşısında hala küçük kalıyor.
Aradaki açığı dinamizmleri ( dış pazar bulma çabası ), yatay örgütlenmeleri ( tarikatlar, cemaatler) ve siyasi temsilcileri (DP'den AKP'ye) ile kapatmaya çalışıyorlar.
Ulusalcılar bu yaşananlara
" karşı devrim " diyor ve
demokrasiyi suçluyor.
Ve tam da böyle dedikleri için, "
İslamcılar, Türkiye'yi, bir Ortadoğu ülkesi yapacak " şeklindeki saptamalarını kendi elleriyle yanlışlamış oluyorlar!
Ne olduğu belirsiz, zaten bir kısmı devlet tarafından kontrol edilen marjinal gruplar hariç;
Türkiye'yi
İran'a ya da
Suudi Arabistan'a filan benzetmek isteyen bir muhafazakar/dindar kesim yok.
Elbette "
has demokrat " olduklarından değil, seslerini duyurmak, devletin kaynakları yeniden dağıtma sürecinden daha fazla yararlanmak için demokrasiyi savunuyorlar.
Gözleri öncelikle
Avrupa Birliği'nde: Gümrük Birliği sayesinde büyüdüler ve kendi siyasi temsilcilerini alaşağı eden
darbelere karşı AB'yi
sigorta olarak görüyorlar.
Girişimcilik alabildiğine desteklendiği,
dinsel değerlere ise hiç karışılmadığı için ABD'yi de bir model olarak görüyorlar.
Buradan hareketle şu da söylenebilir: Coğrafi konum gereği AB'ye girmemizi istiyorlar ama asıl hayalleri
Türkiye'nin '
Küçük Amerika' lmasıdır.
Evet, Türk muhafazakarları ağırlıklı olarak
Sünni Müslüman'dır ama aynı zamanda da
milliyetçidir. Kendilerini Araplardan üstün görürler. Şii İran'dan pek haz etmezler.
Çoğunluğu ağzına içki koymaz. Eşlerinin başı örtülüdür. Küçükken
Kuran kursuna gittikleri için az buçuk Arapça bilirler.
Hz. Muhammed ve halifelerin hayatlarından dersler çıkarırlar.
Yani gündelik hayatın kimi sorunlarını (aile, arkadaşlık, vs.) çözmede dini referans olarak kullanırlar.
Ama bu özellikleri bir '
kimlik' ve '
dayanışma' oluşturmaktan öteye gitmez. Yani bir
jeopolitik tercih oluşturmaz.
Olsa olsa, kökü
Osmanlı'ya uzanan bir
"hakimiyet özlemi" ile Ortadoğu'yu
Türkiye'nin "
arka bahçesi " olarak görmek isterler.
'Güney' onlar için bir kimlik merkezi değil, duruma göre, mal satılacak bir '
pazar' ya da sermaye bulunacak bir '
banka'dan ibarettir.
İşte tam da böyle oldukları için son dönemde liberal kesim onlarla ittifak kurdu.
Yoksa ulusalcı jeopolitikçilerin tabiriyle '
modernist' ve '
Atlantikçi' liberallerin, 'Ortadoğucu' İslamcılarla hiç işi olmaz.
Değil mi efendim?
Yayın tarihi: 20 Temmuz 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/20//haber,87A5E6EDD69F42B8B51BC5B33F0659F7.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.