Suna Yıldızoğlu 'Elif' adlı diziyle ekranlara döndü. 9 yıl önce ani bir kararla Avustralya'ya yerleşen, orada seyyar satıcılık yaparak hayata sıfırdan başlayan Yıldızoğlu, hayatını ve aynı dizide rol alan kızı Yasemin'i anlattı..
Ünlü oyuncu Suna Yıldızoğlu 'Elif' adlı dizisiyle ekranlara geri döndü... 9 yıl önce her şeyi geride bırakıp Avustralya'ya yerleşen, orada seyyar takı satıcılığı yaparak hayata sıfırdan başlayan Yıldızoğlu, kızı Yasemin'in rol aldığı ilk dizide onunla beraber kamera karşısına geçti. Yıldızoğlu ile
Türkiye'den neden ayrıldığından, oyunculuğu neden bıraktığına, Kayhan Yıldızoğlu ile evliliğinden, kızı Yasemin'e bir çok konuyu konuştuk.
*
Oyunculuğu neden bıraktınız?
Çünkü hiçbir şey vermiyordu. Heyecanlı değildi. O dönem Yasemin ilkokulu çok iyi dereceyle bitirmişti. Eğitimini yurtdışında sürdürsün istedim. ABD'yi araştırdım ama yaşam tarzı bana uymadı. İngiltere'yi de daha önce bırakıp gelmiştim. Avustralya'da bir arkadaşım vardı. Valizleri toplayıp gittik. Orada ne yapacağımı hiç düşünmedim. 45 yaşında sıradan bir kadın olarak hayata yeniden başlamak, kim olduğumu, neler yapabileceğimi öğrenmek istedim.
DÜKKAN DOLAŞTIM*
Avustralya'da neler yaptınız?
Beş lisan biliyorum ama hiçbir lisan orada geçerli değil. Onlar Çince ve Japonca istiyorlardı. İş bulmam zordu. Beyoğlu'ndan iki tane bilezik almıştım. Kadınlar beğeniyordu.
Türkiye'de bunların nerede yapıldığını öğrendim ve kolyeler, bileklikler yaptırdım. Son paramı da öyle harcadım. Bu ürünler için bir de kamera alıp katolog yaptım ve 'Türk Bijuteri' olarak satmaya başladım. Dükkan dükkan dolaşarak sattım. Çok zor geldi. Çünkü yıllarca kariyer sahibi Suna Yıldızoğlu olarak size kapılar açılırken, siz elinizde çanta ile seyyar satıcılık yapıyorsunuz. Fakat çok sevildi ve tutuldu. Şirketin adını da 'Alaturka' koyduk. Hâlâ devam ediyor. Bütün doğu sahillerinden Sidney'e kadar müşterilerim var...
*
Kızınız Yasemin oyunculuğa nasıl başladı?
Ben buraya döndükten sonra bir dergide röportajım çıktı. Yasemin tatil için yanımdaydı. Dergide fotoğrafını gören yapımcılar aramaya başladı. Yasemin de geri dönmedi ve burada 'Elif' adlı dizide rol almaya karar verdi. Prodüksiyon şirketi ile konuştum ve şaşırdım.
Türkiye'de düzen değişmişti. Oyuncu koçluğundan, başka şeylerden bahsediyorlar. Biz başladığımızda bunların hiçbiri yoktu. Olduğumuz gibi çıkıyorduk ortaya. Daha sonra Yasemin, Dolunay Soysert ile çalışmaya başladı. Baktım, ilerleme var.
*
Sizin oyunculuğa dönmeniz nasıl oldu?
Play Prodüksiyon'dan bana da teklif geldi. İlk başta kabul etmedim. Ama sonra düşündüm ki kızımın ilk ve benim son dizim olur. Üstelik de birlikte. Güzel bir anı olur diye oyunculuğa tekrar girdim.
SOSYETEDEN OYUNCU ÇIKMAZ*
Yasemin'in oyunculuğu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir oyuncunun sosyetik bir ortamdan çıkamayacağını düşünüyorum. Gerçek hayatı bilmeden nasıl oyunculuk yapabilir. Normal çevresi yoksa, nasıl normal insanı oynayabilir! Avustralya Yasemin için çok iyi bir şey oldu. Küçük star olmadı. İnsanların içinden çıkıp tecrübelerle bir yere geldi. Yasemin'i izlerken çok beğendim. Doğaldı, takıntısı yoktu. O çok önemli bir şeydi.
*
Yasemin'i eleştirdiğiniz oldu mu?
Eleştiri yapamam. Belki de objektif bakamadım. Bazı yerlerde inanılmaz iyiydi. Bazı yerlerde iyiydi.(gülüyor) İlk sahnelerle daha sonraki haftalarda çektiği sahneler arasında çok büyük farklar vardı. Çok büyük gurur duydum. Sonuçta beni temsil ediyor bir yere kadar.
*
Yasemin yıllar önceki sizi yansıtıyor mu?
Oyunu çok benziyor benimkine. Biraz durağandı. Çünkü ben Yeşilçam'a geçtikten sonra oyunum çok değişti. Yönetmenlerin benden istedikleri şey değişmişti. Kocaman kocaman ağlamalar, bağırmalar. Bana çok ters geldi ama sinema öyleydi o zaman. Siz de ister istemez bunun içine giriyordunuz. Bu yüzden komedi filmlerimin dışındaki filmlerimi seyretmiyorum.
TÜRKİYE'DE KALMASIN*
Kızınızın nasıl bir oyuncu olmasını istiyorsunuz?
Sadece
Türkiye'de kalmasını istemiyorum. Eğer yurtdışında
Türkiye'yi temsil edecekse o zaman çok mutlu olurum. Ben Avusturalya'da bileziklerimi satarken, küçücük de olsa
Türkiye'nin tanıtımı için bir şeyler yapmaya çalıştım. Sadece benim anlattıklarım yüzünden
Türkiye'ye gelenler oldu. Yasemin de yurtdışında oyunculuğunu kullanarak daha büyük tanıtım yapabilir. Yasemin benim kadar alıngan, çekingen de değil. Ben hayatımda daima ileri gittim, nostaljik bir insan değilim. Anılar çok fazla bir şey ifade etmiyor. O anda yaşamışım. Ben yarın ne olacak diye düşünüyorum. Hayatımın heyecan verici olmasını istiyorum.
*
Kızınızı ilk kez ekranda gördüğünüzde ne hissettiniz?
'Orada olmalı' dedim. Yasemin'in doğru yerde olduğunu düşündüm.
*
Kendinizi Türk vatandaşı mı yoksa İngiliz vatandaşı olarak mı görüyorsunuz?
İngiliz değilim. Ben
Türkiye'yi çok seviyorum. Burada çok rahat ediyorum. Ama zaman zaman çok kızıyorum. İngiltere'ye kızmıyorum çünkü orayı umursamıyorum. Umursamıyorsan sevgi de yok anlamına geliyor. Avusturalya'yı da çok sevdim. Hakkını almak için savaş vermiyorsun. Hakkın fazlası ile veriliyor.
Türkiye çok zor, belki de zorlukları seviyorum.
Türkiye'ye sorumluluk hissediyorum.
Türkiye yaşayan bir memleket ve ben de yaşayan bir kadınım. Türkler her koşulda eğlenmesini biliyor. Mesela 'Sürünüyorum' diye bir şarkı var. Düşünün, şarkıda sürünüyorum ayaklar altında deniyor ama oynuyorsun. Hayatıma bir erkek girdiği zaman ilgi çekici kalması gerekiyor. Onunla ilgili her şeyi öğrendiğimde ve buna hiçbir şey ekleyemiyorsam sıkılıyorum.
Türkiye'de böyle. Her gün faklı bir olay, her an farklı bir şey oluyor.
TEKRAR SAHNEYE ÇIKACAĞIM*
Uzun bir süre şarkıcılık da yapmıştınız...
Bir evim ve yazlığım var şarkıcılıktan. Sadece son dönemde dizilerde kazandığım para ile çocuklarıma baktım. Bana açık çek teklif etmişlerdi sahneye çıkmam için. Sinema filmlerinde oynuyordum ama param yoktu. Şan Hocası Ertuğrul Çayıroğlu ile çalıştık. Yabancı şarkılar söylemek hoşuma gidiyordu. Türkçe şarkıların arajmanları hoşuma gitmiyordu. Maddi manevi gücüm yoktu. Üzerine tekrar gidemedim. Sonrasında
Almanya'da albüm yaptım. Türkülerimizi rock ve hip hop şeklinde kırık Türkçe ile söylemiştim. Hatta ilk kez bu tarzda yapan bendim. Dışarıdaki gençlik bunu anladı. Yarı Avrupa yarı Türk aksanım onlara yabancı gelmiyordu. Şimdi de teklif geldi. Cazblues tarzında bir şeyler yapmak istiyorum. Kış aylarında işlerimden fırsat bulursam deneyeceğim. Albüm değil ama, bu kez sahne çalışmam olacak.