CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, Ergenekon soruşturmasına ilişkin ana hatları açıklanan iddianameyi değerlendirirken "Dağ fare doğurdu" dedi. Darbe günlükleri etrafından bir darbe girişiminden bahsedildiğine dikkat çeken Özyürek, "Oysa iddianamede darbe günlükleri ve orada geçen olaylar iddianamenin konusunu oluşturmamış. Onun etrafındaki komutanlara dönük suçlamalar şimdi ne olacak?" diye konuştu.
CHP Genel Saymanı ve Basın Sözcüsü Mustafa Özyürek, İstanbul Cumhuriyet Savcıları, Zekeriya Öz, Mehmet Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlanan "Ergenekon" iddianamesine ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in açıklamalarını ANKA'ya değerlendirdi. Özyürek, "Şu aşamaya kadar dağ fare doğurmuştur denilebilir" dedi. Uzun süre darbe günlükleri etrafında bir darbe teşebbüsünden bahsedildiğini hatırlatan Özyürek, "Oysa iddianamede darbe günlükleri ve orada geçen olaylar iddianamenin konusunu oluşturmamış. Onun etrafındaki komutanlara dönük suçlamalar şimdi ne olacak?" dedi.
İddianamede Danıştay saldırısının da yer aldığını belirten Özyürek, şunları söyledi:
"Diğer önemli nokta ilgili mahkeme Danıştay saldırısını karara bağladı şimdi konu Yargıtay'da. Oradaki sanık ve sanıklar Danıştay'ın aldığı karar nedeniyle böyle bir saldırıyı gerçekleştirdiklerini söylemişlerdi. Bu ilgili mahkeme tarafından karara bağlanmıştı. Bu soruşturmanın kapsamına almak bir yargı kararına rağmen o saldırıyı örgütlü saldırı gibi göstermek çok tartışmalı bir konu. Yargıtay tarafından da mahkeme karar onaylanırsa bu iddia havada kalır."
TOPLUM İKİYE BÖLÜNDÜ
Toplumun "darbeciler ve darbeye karşı olanlar" şeklinde ikiye ayrıldığını söyleyen Özyürek'in değerlendirmeleri şöyle:
"Peki bir darbe olmadığı söyleniyor, o günlüklerle bir soruşturmanın bir bağlantısı olmadığı söyleniyor. Demek ki bir darbe yok. Sadece isyana teşvik var. İkisi arasında büyük fark var. Bu durumda bu iddialar boşa çıkmıştır. Özellikle AKP yandaşı medyanın şüphelilerin haklarına çok ağır saldırılarda bulundukları bu aşamada bile kendilerini gösterdi. Yargılamanın gerçekleri ortaya çıkaracağını düşünüyoruz. Hem İlhan Selçuk hem Mustafa Balbay iddianamenin sanıkları. Bu isimler kendi gazetelerini kendileri bombalamış gibi suçlanıyor. İddianamenin tümü ortaya çıktığında daha önemli çelişkilerin olduğu anlaşılıyor."
DSP'Lİ TÜRKER: "SORUŞTURMANIN YÖNLENDİRME AMAÇLI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI"
DSP Genel Sekreteri Masum Türker, Ergenekon soruşturmasının iddianamesinin teknik bölümlerine ilişkin açıklamaları, "Soruşturmanın yönlendirme amaçlı olduğu ortaya çıktı" sözleriyle değerlendirdi.
DSP'li Türker, İstanbul Cumhuriyet Savcıları, Zekeriya Öz, Mehmet Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlanan "Ergenekon" iddianamesine ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in açıklamalarını ANKA'ya değerlendirdi. Türker, şunları söyledi:
"Başsavcının açıklamalarının bu soruşturmanın başladığı süreçte belli bir merkezden soruşturmayı yönlendirme amaçlı yapıldığını gösteriyor. Aslında bu soruşturma kadar kamuoyunda yapılan yönlendirmenin ve servis edilen haberlerin merkezini odak olarak alıp değerlendirmek gerekir. Bu konunun da soruşturmanın ayrılmaz bir parçası olduğu ortaya çıkmıştır. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi bağlantılarını kurduğumuz zaman İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay'ın bu kapsamda sorgulanmasını açıklamak zor bir açıklanacak konu. Bu arada Başsavcının açıklamasından bu soruşturmaya Ergenekon isminin verilmediği anlaşılıyor. O halde bu ismi kamuoyuna ve basına servis edenlerin ulusal yapımıza yönelik bir amaçları olduğu ortaya çıkıyor. Bu arada Başsavcının açıklamasından Emniyet Müdürlüğü sürecinde yapılan servislerden Hükümetin sorumlu olduğu ortaya çıkıyor. Bu konuda İçişleri Bakanı'nın bir açıklama yapması gerekiyor. Gerçi Bakan, açıklama yapsa da yapmasa da bir an önce istifa etmelidir."
SHP LİDERİ KARAYALÇIN: "EK İDDİANAMEYİ BEKLEMEK LAZIM"
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak ek iddianamenin beklenilmesi gerektiğini söyledi.
Karayalçın, İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlanan "Ergenekon" iddianamesine ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in açıklamalarını ANKA'ya değerlendirdi. Karayalçın şunları söyledi:
"Bir süredir Hilmi Özkök'ün açıklamalarıyla birlikte iddianamenin bu şekle dönüşeceği izlenimini edinmişti. Sayın Özkök'ün açıklamaları bunun işaretini vermekteydi. Ancak kesin bir değerlendirme yapabilmek için ek iddianameyi beklemek lazım. Ek iddianamenin neleri getireceği bu konudaki kargaşayı açıklığa kavuşturacaktır düşüncesindeyim."
ERGENEKON'A VATANDAŞIN YORUMU: SUÇU OLAN ÇEKSİN
Emekli 2 generalin tutuklandığı Ergenekon soruşturmasında iddianamenin açıklanmasına kahvedeki vatandaşlar ilgi göstermedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in açıklamaları sırasında kahvedekiler oyunlarını sürdürdü. Açıklamaları dinleyenler ise "suçu olan cezasını çeksin" dedi.
Ümraniye'de geçen yıl ele geçirilen el bombalarının ardından süren soruşturma kapsamında hazırlanan Ergenekon iddianamesi, saat 11.00 sıralarında açıklandı.
Boş zamanlarını kahvede geçirmeyi tercih edenler, Başsavcı'nın televizyonlardan naklen yayınlanan açıklamalarına dikkat etmedi. Kimi de açıklamaları büyük heyecanla dinledi. Vatandaşlardan bazıları, "Hükümet ilgilensin o işlerle" derken kimileri de "suçu olan cezasını çeksin." diye konuştu.
AVUKAT ERGÜL: "İDDİANAMENİN İADESİ GEREKTİĞİ KANAATİNDEYİZ"
Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül, Ergenekon soruşturmasına ilişkin hazırlanan iddianamenin iadesi gerektiğini savundu. Hazırlanan iddianamede, Ergenekon örgütünün kuruluş metnini yazan kişi olarak ifadesi de bulunan Tuncay Güney'in bu ifadesinin yer almadığını kaydeden Ergül, bu durumun iddianamede eksiklik yarattığını söyledi. Ergül ayrıca, savcılık tarafından Güney hakkında interpole arama yazısı yazdırılmadığını da iddia etti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in, Ergenekon soruşturmasına ilişkin hazırlanan iddianameyi açıkladığı toplantı sonrasında İstanbul Beşiktaş Adliyesi'nde gazetecilere bir açıklama da Ergenekon operasyonu kapsamında Şubat'ta gözaltına alınarak tutuklanan gazeteci Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül'den geldi.
Ergül, iddianamenin, 13 ay sonra hazırlanarak mahkemeye sunulduğunu kaydederek, "Güya Ergenekon örgütü iddianamesinin iadesi gerektiği kanaatindeyiz. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda iddianamenin iadesi için 15 günlük inceleme süresi içerisinde soruşturma dosyasındaki kısıt kararına rağmen tespit edebildiğimiz kadarıyla, eşcinsel haham Tuncay Güney'in ne sanık olarak ne de itirafçı olarak iddianamede ifadesinin alınmadığını öğrenmiş bulunmaktayız" diye konuştu.
Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda iddianamenin iadesini düzenleyen 174. maddenin "b" bendini anımsatan Ergül, "b" bendinde, "Suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen iddianamenin iade edileceği" hususunun düzenlendiğini savundu. Ergül, Tuncay Güney'in, Ergenekon örgütünün kuruluş metnini yazdığı yönündeki ifadesini anımsatarak, iddianamede Güney'in ifadesinin yer almamasının eksiklik olduğunu ileri sürdü.
Savcılık tarafından Güney hakkında interpole arama yazısı yazdırılmadığını söyleyen Ergül, "Hatta belirttiğimiz yargılama dosyasını alıp incelediği halde, soruşturma kapsamında eşcinsel haham Tuncay Güney'e ait bildiği Kanada'daki adresi ne İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bildirmiş, ne de interpole yakalama için arama yazısı çıkartmıştır. Ancak aynı savcılık soruşturma kapsamında aranan AKP muhalifi eski AKP milletvekili Turhan Çömez ile emekli Tuğgeneral Levent Ersöz için yalnızca 15 gün içerisinde interpole kırmızı bülten ile arama kararı çıkarttırmıştır" dedi.
Yayın tarihi: 14 Temmuz 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/14//haber,C9DDDEDF2B6E4AEE92B17DD4F9388D88.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.