- Çocukluğunuzda ne yapmak isterdiniz? Büyüyünce oyun oynayacağım mı diyordunuz?
- Oyun oynayan bir çocuktum. Bilgisayarı oyun amaçlı kullanırdım. Commodore 64'te bazı arkadaşlar programlar yapardı. Benim öyle bir derdim yoktu. Oyun oynayacağım zamanı, böyle bir şeye harcamak mantıklı gelmiyordu.
- Zekânızı hayırlı şeylere kullanmak yerine oyuna kullandınız yani...
- Evet! Zeki olmak bana herhangi bir sorumluluk yüklemiyor. Öyle bir derdim yok. Hâlâ bilgisayarı oyun için de kullanıyorum.
- Zevk için günde ne kadar zaman oynuyorsunuz?
- Günde ortalama iki-üç saat oynuyorum. Ama işlerin yoğunluğundan hiç oynamadığım veya günde beşaltı saat oynadığım zamanlar da oluyor. Evlenmeden önce gün boyunca oynuyordum.
- Eşiniz bu duruma bozuluyor mu?
- Evet kızabiliyor. O rahatsız olduğunda evde sorun oluyor. Ama bu benim hayatım. Tatile giderken de Play Station Portable'ımı yanımda götürürüm. Tatil, oyun oynamak için iyi bir zaman.
- Bu sorununuzu nasıl çözüyorsunuz?
- Eşime sorsanız, ben bütün gün oyun oynuyorum, hiç konuşmuyorum. Bence yeteri kadar konuşuyoruz. Bir ara bana şöyle bir kural koydu, günde 15 dakika yüzüme bakarak muhabbet edeceksin! Buna dikkat ediyoruz ama kronometre koymuyoruz tabii... Hem ne yapayım, o daha çok konuşuyor, ben dinliyorum.
Yayın tarihi: 13 Temmuz 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/13/pz/haber,0CC8DEC4A538437795FB3A11B5FD961B.html
Tüm hakları saklıdır.