Bir süredir bel ve bacak ağrılarım var. Tam 5 doktora gittim ama beni yeterince dinlemediler. Sürekli sözümü kestiler. MR çektirmek istedim ama gereksiz olduğunu söylediler. Verdikleri ilaçlar da işe yaramadı. Sizce ne yapmalıyım? Hatice Ç./İstanbul
Okuyucumun satır aralarında, başvurduğu hekimlerle bir türlü doğru iletişim kuramamış olmasının yılgınlığı okunuyor. Başvurduğu 5 hekimle de benzer iletişim sorunları yaşamış olması ilginç. Genellikle, hekimler hastalarını dinleme konusunda pek sabırlı değildir. Hastayla hekim arasında güvene dayalı bir ilişkinin kurulabilmesi için görüşme sırasında hekim aceleci olmamalı, hastasını dinlemeye, onun sorununu çözmeye hazır olduğunu hastaya hissettirmelidir. Dikkatini hastasına vermeli, hastasıyla konuşurken bir şey okumak, yazmak, telefonla konuşmak, bir başkasına söz söylemek gibi işlerle ilgilenmemelidir.
TEK YÖNLÜ OLMAMALI! Hastayla hekim arasındaki iletişim, çoğu kez tek yönlü olarak cereyan eder. Hekim otoritesindeki bu ilişkide hasta edilgen konumdadır ve nadiren kendisine söz düşer. Oysa, sağlıklı ilişkide hekim hastasına, hasta da hekimine mesaj aktarmalıdır. Bu iletişimin sağlıklı yürütülmesinde, hekime daha büyük sorumluluk düşmektedir. Fakat hekimlerin bu sorumluluklarına uygun davrandıkları söylenemez. Yapılan bir araştırma, hastaların hekime şikayetlerini anlatmaya başlamalarından ortalama 18 saniye sonra sözlerinin kesildiğini gözler önüne sermiştir.
KARARI DOKTOR VERİR Sorunun ikinci boyutu, tıbbi tetkiklerin yapılıp yapılmayacağına kimin karar vereceğidir. Hekim kendisine başvuran hastasını dinler, muayenesini yapar, gerek duyarsa tıbbi tetkiklerini yaptırır ve hastasına bir teşhis koyar. Buna göre de bir tedavi düzenler. Bu aşamada hastanın istediği tetkiki yaptırmak zorunda değildir. Hangi tetkikin yapılacağına karar verme yetkisi hekimdedir. Ancak hastanın talep ettiği tetkikin, hastalığın teşhisinde işe yaramadığını hastaya açıklamalıdır. Sorunun üçüncü boyutu ise, sağlık hizmetinin sürekliliğiyle ilgilidir. Hekim, hastasına reçete yazmakla kalmamalı; hastasını kontrole çağırmalıdır. Verdiği tedaviyle iyileşmediğinde, hastanın tekrar kendisine başvurmasını önermeli ve sorunu çözünceye kadar hastasıyla ilişkisini kesmemelidir. Hiçbir hekim, hastasını ortada bırakamaz. Bir reçete yazıp, onu başından savamaz.
Bugünkü Tüm Yazıları
Bir hekim hastasını başından savamaz, ortada bırakamaz!
Yayın tarihi: 8 Temmuz 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/08/gny/tozlu.html
Tüm hakları saklıdır.