Çanlar bizim için çalıyor
İLİŞKİLİ HABERLER
Çanlar bizim için çalıyor
Mayıs ayında bebek sahibi olmanın en güzel yanı, bu zorlu günlerde parıl parıl parıldayan güneşin içinizi açması. Bir de deniz kenarındaysanız, mis gibi iyot kokusu her şeyin ilacı. Üstelik bebeğinizi "Aman üşür, hastalanır," endişesiyle kat kat giydirmek zorunda da değilsiniz. Rahatça, cildi nefes alarak, püfür püfür yaşıyor ne güzel! Biz de bu şansa sahip çiftlerden biri olarak hazır izindeyken, pılıyı pırtıyı toplayıp yazlığa taşındık geçen hafta. Rüzgârdı, sinekti derken ben epey bir gerildim, ama sonunda rahatladım. Annem de çok yakınımda, ana-kız ne zamandır özlediğimiz keyfi yapıyoruz beraber. Birlikte sabah kahveleri içiyoruz, doya doya sohbet ediyoruz, Ayşekiraz'ı da alıp akrabaları ziyarete gidiyoruz. Ben emziriyoum ya, zayıf düşmeyeyim, sütüm bol olsun diye herkes hiç üşenmeyip enfes şeyler hazırlıyor. Ne var ki bu arada tehlike çanları da benim için çalıyor! İşte hamilelik sonrası en dikkat edilmesi gereken dönem... "Nasılsa süt veriyorum," derken daha da kilo almak işten bile değil. Doğrusu insan kendini bundan nasıl korur pek kestiremiyorum. Çünkü gerçekten emzirirken inanılmaz acıkıyorsunuz. İtiraf edeyim, ben hamileliğim boyunca hiç bu kadar açlık hissetmemiştim. Benim buna karşı yapabildiğim tek şey ise, korkusuzca her hafta tartının üzerine çıkmak. "Çıkıyorsun da ne oluyor?" diyeceksiniz... E, hiç olmazsa ne kadar kilo alıp verdiğimi görüyor, sınırı aştığım gün de panikten iştahımın kaçacağını düşünüyorum. Gerçi kızımın doktorunun bana söylediği, bu dönemde çok abartmadığım sürece kilo almaktan korkmamam gerektiği. Emziren kadınlar günde normalden 700- 900 kalori fazla harcarlarmış çünkü. Dolayısıyla daha çok yemeğe ihtiyaçları var. Üstelik demir ve vitamin takviyesi yapmam gerektiğini de söyledi bana, iyi beslenmezseniz bağışıklık sisteminiz aniden çökebilirmiş. Sanırım yapılacak en doğru şey, besin değeri yüksek şeyler yiyip kalorisi tavana vuran abur cuburlara el sürmemek. Bir de emzirirken yediklerinizin bebeğinize 'gaz yapma' sorunu var tabii. Ama müsterih olun, söylenenlerin hepsi tevatürden ibaret! Artık tıp dünyasının vardığı sonuç şu ki, bebeğin gazlı olmasının annenin yedikleriyle bir ilgisi yok. Ancak şu var; eğer baklagil, sarımsak, soğan gibi gaz yapan gıdalardan çok aşırı yerseniz , bunun bebeğe de rahatsızlık vermesi beklenebilir. Ölçüyü kaçırmadığınız sürece ise sorun yok. Bir önlem de baklagilleri uzunca bir süre suda bekletip, bir kez kaynatıp suyunu döktükten sonra pişirmekmiş. Alkol konusuna gelince... "Bu güzel yaz akşamlarının tadı, bir kadeh soğuk rose şarap ya da cin-tonik olmadan çıkmaz," diyorsanız, emziren anneler için sadece arada yarım kadehe izin var. Sütünüzü önceden sağıp biberonla verecekseniz başka... O zaman 'alkollü sütünüzü' çöpe atıp miktarı artırabilirsiniz, nasılsa yedekte sağlam sütünüz var. Dikkatinizi çekerim, her kadeh için bir sonraki iki saatlik sütü gözden çıkarmanız gerekiyor, seçim sizin. Tüm 'mayıs anneleri' ve bebeklerine güzel bir yaz diliyorum... Aman güneşe dikkat!
İLİŞKİLİ HABERLER
Çanlar bizim için çalıyor
Yayın tarihi: 5 Temmuz 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/05/ct/haber,3D3D48C1CF54409A8583E6E2C12D28FE.html
Tüm hakları saklıdır.