Hükümetin 3 aşamalı eylem planı olduğunu ileri süren Yalçınkaya, "DP'nin 1950-60 yıllarında parlamento çoğunluğuyla diktatörlüğe yönelmesi 1961 Anayasası ile önlendi" dedi..
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurahman Yalçınkaya, AK Parti kapatma davası için Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı sözlü açıklamada, AK Parti'nin kapatılması gerektiğini savunurken, Demokrat Parti'nin (DP) iktidarda olduğu 1950-60'lı yıllara atıf yaparak "diktatörlük" benzetmesinde bulundu. Yalçınkaya, DP'nin 1950-60 yılları arasında parlamento çoğunluğuna dayanarak diktatörlüğe yönelmesinin 1961 Anayasası'nda 'erkler ayrılığı' ile önlendiğini belirtti. Yalçınkaya, bu sözleri bazı yayın organlarında "27 Mayıs övgüsü" diye yayınlanınca hemen bir açıklamayla Menderes'i diktatörlükle suçlamadığını ve 27 Mayıs'ı övmediğini belirtti. Yalçınkaya'nın sözlü açıklaması deşifre edilerek AK Parti'ye iletildi. Yalçınkaya 16 sayfa tutan konuşmasında öncelikle, 85 yıllık Cumhuriyet tarihinin gerici ayaklanmalara tanıklık ettiğini belirterek, "Bu kalkışmalar ulusumuzun Cumhuriyet'in kazanımlarına sahip çıkma azim ve kararlığı sayesinde bastırılmıştır" dedi.
'EMPERYALİZMİN İCADI'
Yalçınkaya, AKP'nin uygulamalarıyla
Türkiye'ye "ılımlı İslam ülkesi rolü biçildiğini" belirti. Buna dayanak olarak Erdoğan'ın "Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanı" olmasını ve Ali Babacan'ın "Müslümanlar dini özgürlüklerini yaşayamıyor" sözlerini gösteren Yalçınkaya, "Emperyalizmin icadı ılımlı İslam rejimini dayatacaklarını sananlar er veya geç hüsrana uğrayacak, laik
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" dedi. Yalçınkaya'nın diğer iddiaları şöyle:
*
PLANLI: Davalı parti söz ve eylemleriyle bir plan dahilinde ve birkaç aşamalı olarak yürürlüğe konmuş ve uygulanmıştır. Bu planın birinci aşaması, partinin bütün söylemlerinde ağırlıklı olarak dini söylem ve referanslar kullanılmıştır. İkinci husus, laikliğe aykırı söylemleri yükselen bir ivme izlemiştir. Üçüncü aşamada ise laikliğe aykırı söylemlerle toplumun ve kurumların tepkisini ölçme ve tavır alma biçiminde gerçekleşen gerginlik politikasını sıklıkla kullanmışlardır.
*
FUKARALIK-İŞSİZLİK: İşsizlik, ekonomik kriz gibi çözüm bekleyen onlarca sorun dururken, üniversiteye gidimeyen yüz öğrenciden sadece birisinin sorunu olan türban, en önemli sorun olarak sunulabilmiş, bu uğurda anayasa değiştirilmiştir.
*
FETHULLAH GÜLEN: Gülen'in faaliyetleri anayasal düzene ve laikliğe aykırıdır. Bu nitelikteki eylemler suç olmaktan çıkarılsa dahi, siyasi partilere isnat edebileceği AİHM'nin kararıyla sabittir.
Yayın tarihi: 3 Temmuz 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/03//haber,E457949269624656AF51ED0650C018F9.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.