İkili, fotoğrafları çekilirken bir niyet tavşancısına rastladı. İkisi de niyetlerini çektikten sonra Fahriye Evcen, küçük bir tavşanı satın aldı.
İLİŞKİLİ HABERLER
Ben susuyorum ama gülümsemem konuşuyor!
Ben susuyorum ama gülümsemem konuşuyor!
'Aşk Tutulması' adlı sinema filminde başrolü Tolgahan Sayışman ile paylaşan Fahriye Evcen, Özcan Deniz ile yaşadığı aşkı şöyle anlattı: Fazla konuşmak istemiyorum. Zaten yüzümdeki gülümseyen ifade her şeyi anlatıyor.....
'Yaprak Dökümü'nün 'Necla'sı Fahriye Evcen ile 'Elveda Rumeli'nin 'Mustafa'sı Tolgahan Sayışman'ı biraraya getiren 'Aşk Tutulması' adlı filmin çekimleri başladı. Tims Productions& Sugarworkz ortak yapımı olan filmin yönetmenliğini Murat Şeker yapıyor. Film setinde buluştuğumuz Evcen ve Sayışman, "Gerçekten şeker gibi bir ekiple çalışıyoruz. Çok eğleniyoruz" diyor.
BANA DA FAL BAKIN!
İkili arasındaki sinerji büyük. Fotoğrafları çekilirken Fahriye Evcen, "Beni Tolgahan'ı severken çekin" diye konuşuyor. Çiçeği burnunda sevgilisi Özcan Deniz hakkında ise konuşmayı istemiyor. Ama Monica Belluci'ye gerçekten de benzeyen Evcen'in yüzünden eksilmeyen gülümsemesi ve bana fal bakan menajerinden, kendisine de fal bakmasını istemesi aşkını ele veriyor...
* Öncelikle filmde canlandırdığınız karakterleri konuşalım...
Fahriye Evcen: Ben 'Pınar' karakterini canlandırıyorum. Murat Şeker bana rolü önerdiğinde işkolik bir sigortacıyı canlandıracağımı söyledi. Ama biz 'Pınar'ı eğlenceli bir genç kız havasına soktuk.
Tolgahan Sayışman: Ben de ailesine bağlı, babası öldükten sonra annesi ve kız kardeşine bakan, 'Uğur' adlı mütevazı bir ilaç mümessilini canlandırıyorum. Aynı zamanda koyu bir Fenerbahçe taraftarı. Tipik bir Türk erkeği yani.
F.E.: Ama tüm Türk erkeklerine örnek olacak bir yanı da var 'Uğur'un. 'Pınar' uğruna Fenerbahçe'den vazgeçiyor. (Gülüyor)
İLK BAKIŞTA AŞIK OLDUM
* Fahriye Hanım bu sizin ikinci, Tolgahan Bey'in ise ilk sinema filmi olacak. Bu projeye 'evet' demenizin en önemli nedeni nedir?
F.E.: Benim ilk sinema filmim 'Cennet' bir psikolojik dramdı. Bu film ise romantik komedi. Bana gelen teklifi bağlı olduğum Acans ile birlikte değerlendirirken, bu iki yapımın birbirinden farklı olmasına özellikle dikkat ettim. Henüz 22 yaşındayım. Beni her türlü filmde göreceksiniz. Ülkemizde romantik komedi yapılmıyor. Bu yüzden de, bu film bana cazip geldi.
T.S.: Ben de katılıyorum Fahriye'nin söylediklerine.
* Filmde bir kaza sonucu karşılaşıp, tesadüfen birbirinize aşık oluyorsunuz...
F.E.: Kız ilk etapta olmuyor aslında çünkü bir önceki ilişkisinden dolayı erkeklere güvenini kaybetmiş durumda. Bu aşk başta tek taraflı başlıyor. 'Pınar'da sonradan gelişiyor aşk.
T.S.: Bence aşk hep zamanla gelişir zaten. İlk görüşte aşık olmak var mı, yok mu bilmiyorum. Varsa da, ben hiç olmadım.
* Siz oldunuz mu?
F.E.: Oldum.
* Tanıdığımız birine mi?
F.E.: Cevap yok. (Kahkahalar) Ama ben filmdeki o trafik kazasının tesadüf olduğuna inanmıyorum. Bir şeylerin olacağı varsa, bir şekilde yolunu buluyor bence. Eğer filmdeki o kaza olmasaydı, başka bir yoldan tanışacaklardı.
T.S.: Evet. Kader insanların yollarını bir şekilde birleştiriyor.
* Sizin yollarınızı da bu sette kesiştirdi. Memnun musunuz?
F.E.: Kesinlikle. Çok iyi anlaştık. Tolgahan dünya tatlısı biri.
HANGİSİ ESAS MONİCA?
* Ayrıca 'dünyanın en yakışıklı erkeği' sıfatını da kazanmış biri...
F.E.: Evet, kızlar parçalayabilirler beni. (Kahkahalar) Ben Tolgahan'ın erkek güzeli olduğunu yeni öğrendim. O anlamda beni heyecanlandırmadı.
T.S.: Fahriye de gerçekten çok güzel bir kadın bence.
* Güzel olmasaydı Monica Bellucci'ye benzetilmezdi zaten...
F.E.: Monica Bellucci çok hoş bir kadın. Neyimi ona benzetiyorlar? (Gülüyor) Duruşum andırıyor.
T.S.: Gerçekten çok benziyor ya! Geçenlerde İstinye Park'taydık. Monica Bellucci bir firmanın katalog yüzü olmuş. Bir Fahriye'ye baktım, bir ona; hangisi gerçek Monica bilemedim. (Kahkahalar)
* 'Yaprak Dökümü'nde canlandırdığınız 'Necla', aşkı uğruna ailesini karşısına aldı. Sizler yapabilir misiniz aynı şeyi?
F.E.: 'Necla'nın davranışı mantıksızdı. Ben mantıklıyım. İnsan bazı şeyleri aşka göre şekillendirmeli ama aile çok önemli. Aşk uğruna ailem gibi önemli bir şeyi kaybedeceksem, durup düşünürüm.
T.S.: Ben sevdiğim kadın için çıkarır böbreğimi masaya koyarım. En büyük hayalim de evlenip, çocuk yapmak. Ailem geçen hafta 30. evlilik yıldönümlerini kutladı. Ben de 70 yaşında el ele dolaşacağım bir kadınla evlenmek istiyorum.
SONSUZA DEK SÜREBİLİR
* İnanıyor musunuz hala böyle ölümsüz aşklara?
T.S.: Ben inanıyorum yaşayacağıma. Bu; doğru insanı bulmakla ilgili. Ben henüz onu bulamadım.
* Ya siz Fahriye Hanım?
F.E.: Benim annem ve babam da çok mutlu. Ben de inanıyorum.
* Siz doğru insanınızı bulabildiniz mi peki?
F.E.: Yorum yok. (Gülüyor)
* Siz inatla konuşmasanız da, yüzünüzdeki gülümseme her şeyi söylüyor aslında...
F.E.: Evet, aynen öyle. Ben susuyorum çünkü yüzümdeki gülümseyen ifade benim yerime her şeyi söylüyor zaten. (Kahkahalar)
* Sizde net bir aşk ve dil tutulması hali var Fahriye Hanım...
F.E.: ... ( Susup, gülümsüyor)
İLİŞKİLİ HABERLER
Ben susuyorum ama gülümsemem konuşuyor!
Yayın tarihi: 3 Temmuz 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/03/gny/haber,B1425380BF394BF3A4F66F17E278D3C5.html
Tüm hakları saklıdır.