kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Haziran 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

''Reform süreci devam etmeli''

AA
Yeni Haber
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Lüksemburg'un Türkiye'nin AB sürecine verdiği destekten dolayı teşekkür ederek, bu güçlü desteğin önümüzdeki dönemde de sürmesini beklediklerini söyledi.

Dışişleri Bakanı Babacan, Ankara'ya çalışma ziyaretinde bulunan Lüksemburg Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Göç Bakanı Jean Asselborn ile Dışişleri Bakanlığında bir araya geldi.

Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Babacan, Lüksemburg ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geleneksel dostluğu dayalı olduğunu ve hem ikili, hem çok taraflı platformlarda güçlü bir işbirliğinin söz konusu olduğunu kaydetti.

Ziyaretin iki ülkenin dışişleri bakanları olarak sorunsuz seyreden ilişkilerin daha da geliştirilmesi yönündeki karşılıklı siyasi iradeyi bir kez daha ifade etmek için imkan sunduğunu belirten Babacan, görüşmelerde ikili ilişkilerin farklı boyutlarını, Türkiye-AB katılım sürecini ve her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konuları ele aldıklarını ifade etti.

Türkiye'nin AB katılım sürecine Lüksemburg'un sağladığı destekten dolayı teşekkür eden Babacan, ''Bu güçlü desteğin önümüzdeki dönemde de devam etmesini bekliyoruz'' diye konuştu.

Lüksemburg'un AB'yi kuran ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Ali Babacan, Lüksemburg'un Avrupa'nın en dışa açık ve müreffeh ülkesi olduğunu belirtti. Babacan, özellikle dünyanın önde gelen bankacılık ve finans merkezlerinden biri olan Lüksemburg ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin de önemli yer tuttuğunu ifade etti.

Babacan, ''Önümüzdeki dönemde Lüksemburg ile olan ilişkilerimizi çok daha ileri boyutlara götürmek için, her alandaki ilişkilerimizi geliştirmek ve derinleştirmek için Türkiye olarak elimizden gelen çabayı sürdüreceğiz'' dedi.

ASSELBORN'DAN TÜRK MİLLİ TAKIMINA ÖVGÜ

Lüksemburg Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Göç Bakanı Asselborn da konuşmasına Türkiye'de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.

Avrupa futbol şampiyonasına da değinen ve en iyi takımın kupayı kazandığını belirten konuk bakan, Lüksemburglular olarak Avrupa kupasında Türk takımının çabalarını yakından izlediklerini belirtti.

Türkiye'nin Avrupa içindeki büyük bir ülkeye karşı son dakikada yenildiğini söyleyen Asselborn, ancak Türk takımının oyuncularının güzel oyunları ve savaşçı ruhlarının herkes tarafından takdirle izlendiğini ve Avrupa şampiyonasında Türk takımının oyununun her zaman hatırlanacağını ifade etti.

Asselborn, 25 yıl önce ülkesinin de Türkiye'yi 2-0 yendiğini hatırladığını kaydetti.

Futbolda ya da başka bir alanda Türkiye'yi yenmek için burada bulunmadığını kaydeden Asselborn, Türkiye ve Lüksemburg'un birbirinden iki farklı ülke olduğunu ve ikili ilişkilerin daha da gelişmesi için daha çok çalışmaların yapılacağını belirtti. Asselborn, ekonomik işbirliği alanında ilişkileri geliştirmek için Lüksemburg'un Ekonomik işler bakanının gelecek sonbaharda Türkiye'ye ziyarette bulunacağını söyledi. Konuk bakan, ulaştırma konusunda iki ülke arasında belirli sorunlar olduğunu ancak bunların çözümüne çok yakın olduklarını ifade etti.

''REFORM SÜRECİ DEVAM ETMELİ''

Türkiye'nin AB sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Asselborn, Türkiye'nin üyelik müzakerelerine başlama kararının alındığı Aralık 2004'de Avrupa Konseyinde Konsey Başkanı olduğunu, müzakerelerin başladığı 3 Ekim 2005'te ise Lüksemburg'da bu sürece aktif olarak dahil olduğunu hatırlattı.

Asselborn, şöyle konuştu:

''Lüksemburg'da siyasi bir kişi olarak şöyle düşünüyorum. Bizim çocuklarımıza, torunlarımıza karşı görevimiz, ileride AB'ye sırtını dönmüş bir Türkiye'den ziyade, AB'ye yüzünü dönmüş bir Türkiye sağlamaktır. Bu bizim siyasi olarak görevimizdir. Eğer zaman içinde AB içindeki büyük ülkelerin bu konuyla ilgili sorunları varsa, onların tabii ki böyle bir tercihi var, ama ben böyle bir sorun görmüyorum. Göreceksiniz, Türkiye'de ve AB'de, Türkiye ve AB'nin geleceği konusunda açık bir vizyona sahip kişiler doğru tarafta olacaklardır'' diye konuştu. Ancak bu süreçte hem AB'nin, hem de Türkiye'nin üzerine düşenleri yapması gerektiğine işaret eden Asselborn, ''Reform süreci devam etmeli'' diye konuştu.

Bu konuda Türkiye'yi teşvik etmek istediğini ifade eden Asselborn, özellikle insan hakları konusunda reformların sürdürülmesi gerektiğini, şimdiye kadar pek çok şeyin başarıldığını ve sürecin devamının önemli olduğunu söyledi.

''HEM TÜRKİYE, HEM AB İÇ SORUNLARINI ÇÖZMELİ''

Kıbrıs konusunu da değinen Asselborn, AB içerisindeki herkesin Kıbrıs sorununun çözümüne yardım etmesi gerektiğini ve konuyla ilgili bir ''fırsat penceresi oluştuğunu'', 2008 yılının sorununun çözümü için fırsat olabileceğini kaydetti.

İrlanda'nın Lizbon Anlaşmasına ''Hayır'' demesinin rahatsızlık yarattığını, ancak ümitsiz olmadıklarını da dile getiren Lüksemburglu Bakan, AB'nin genişlemesi ve derinlemesinin her zaman paralel olduğunu, ancak ikisi bir arada olduğunda işe yaradığını belirtti.

Asselborn AB'nin bir barış projesi olduğunu vurgulayarak, Avrupa'nın 2004 ve 2005'teki Türkiye'deki gelişmeleri dikkate alması gerektiğini söyledi. Avrupa'daki kamuoyunda daha entegre bir AB'nin egemenliğin kaybedilmesi olarak algılandığını bildiren Asselborn, dolayısıyla AB içinde iyi çalışılarak daha entegre bir AB'nin küreselleşmenin olumsuz sonuçlarına karşı daha güçlü bir AB olacağını aktarmak gerektiğini kaydetti. Asselborn, ''Sizin Türkiye ile ilgili iç sorunlarınızı çözmeniz gerekiyor, bizim de AB'nin iç sorunlarını çözmemiz gerekiyor'' diye konuştu.