kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Programın proje tasarımını Sevinç Yavuz, sunuculuğunu ise Bekir Aksoy yapıyor.

Mükemmel cinayet yok!

ECE KOÇAL
Türkiye'deki ustaca işlenmiş cinayetleri anlatan İpucu Kriminal programında, adli tıp biliminin kullandığı dava dosyaları ele alınıyor. Amaç, küçücük bir tüyden bile, çözülmez denilen cinayetlerin aydınlatıldığını göstermek. Program 26 Haziran'da başlayacak..
Türkiye'de zekice işlenmiş cinayetler var mı? Bizden seri katil çıkar mı? Daha da önemlisi polis, bu ustaca işlenmiş cinayetleri nasıl aydınlatır? Bu soruların cevapları, İpucu Kriminal progamında veriliyor. TRT-1'de başlayacak bu program, mahkemelerin tozlu rafları arasında kaybolup giden cinayet dosyalarını ekrana taşıyor. Anadolu'nun küçük bir kasabasında tam 20 yıl boyunca aralıklarla komşularını öldürüp sonra da onları tıpkı Çatalhöyüklüler gibi bir ayinle betondan hazırladığı mezarlara dik olarak gömen adam, bunun örneklerinden biri. İpucu Kriminal'in proje tasarımı gazeteci Sevinç Yavuz'a ait. 2002-2004 yılları arasında NTV'de yayınlanan İpucu programını yapan Yavuz, adli tıpın heyecanından vazgeçememiş. "Delilden suçluya ulaşılmış, adli tıp bilimlerinin, kriminal tekniklerin kullanıldığı dava dosyalarını ele alıyorduk. Bize Üç dosya yaparsınız, dördüncüyü bulamazsınız,' dediler. Ama tam 48 bölüm yaptık. Körfez Savaşı nedeniyle ara verdik. Gördük ki, bu ülkede çok ciddi ele alınmış dava dosyaları var. NTV'den ayrıldıktan sonra bu program hep aklımda kaldı. O zamandan beri Emniyet'in bu alanda daha çok yatırım yaptığını, eleman yetiştirdiklerini biliyordum."

40 YILLIK POLİS
Programın sunucusu ise oyuncu Bekir Aksoy. Bu projeye nasıl dahil olduğunu şöyle anlatıyor: "Sosyal tarafı olan işlere ağırlık vermeye çalışıyorum. Şu an oynadığım Doktorlar dizisi de öyle. Bu öneri bana geldiği zaman, çok düşünmedim. Suç işleme potansiyeli taşıyan insanlar için korkutucu bir engel, kurban olabilecek kişileri uyaracak, daha dikkatli olmalarını sağlacak bir program. Aynı zamanda polisin nasıl çalıştığını gösterip, güven uyandırıyor. Babam da emekli bir Emniyet Müdürü'dür. Hep bu işin içinde oldum. 40 yıllık polis memuruyum yani..."

İZ BIRAKMAK
Programın amaçlarından biri izleyiciye "Teknik olarak kaçacak yerin yok," mesajını vermek. Çünkü en küçük bir saç telinden veya deri parçasından katile ulaşılıyor. Örneğin Konya'da işlenmiş PTT cinayeti, hiç görgü tanığı olmadığı halde çözüldü. Ortada sadece bir ceset vardı. Çünkü katiller işlerini çok iyi bilip, çok iyi önlem almışlardı. Ama katil son bir kez cinayet mahaline geri dönüyor ve orada kolundan düşen küçücük bir tüy onu ele veriyor. Bunun yanı sıra bir cinayetin çözülmesi uzun zaman da alabiliyor. Bir başka olayda, cinayetin üzerinden bir yıl geçiyor. Ceset çürümüş ve sadece bir kafatası kalmış. Katil, o zamandan sonra "Tamam ben kurtuldum," diyebilir. Ama polis, kafatasını adli tıpa gönderiyor. Heykeltıraş bir adli tıp uzmanı, bu kafatasına yüz yapıyor. Ve ortaya çıkan görüntü, bir yıldır kayıp bir adamın yüzü oluyor. Böylece katil yakalanıyor. Amaç, her katilin mutlaka arkasında bir iz bıraktığını ve bunların da takip edilebildiğini göstermek. Peki bunu yaparak acaba katilin cinayete daha iyi hazırlanmasına imkân mı veriyorlar? Yavuz ve Aksoy bu soruya şöyle cevap veriyorlar: "Mükemmellik diye bir şey yok. Teknoloji öyle bir hale geliyor ki, katil hiç fark etmediği bir şeyden yakalanabiliyor. Ağzını kapattın, tırnağını kestin ama en basitinden yere basıyorsun. Bu da bir iz... Katilin göz ardı ettiği noktadan teknoloji giriyor. Ama bilimi çok yücelttiğiniz zaman yine yanılırsınız. Orada zeki, ne aradığını bilen bir dedektif yoksa, o bilimin bir önemi yok. Konya'da polis hiç görgü tanığı olmayan bir cinayeti aydınlatabilmek için tam 3 bin ev gezmiş. Yani ne aradıklarını biliyorlarmış."