Cenetteki babalara mektup var...
Esquire dergisi, babaları vefat etmiş ünlülere 'Babanız yaşasaydı ona ne söylerdiniz?' diye sordu. Kimi yarım kalan şeyleri tamamladı, kimi babasına nasıl layık olduğunu söyledi ama hepsinin ortak duygusu özlemdi..
Yağmur Kızılok (Fikret Kızılok)
"Baba, emin ol, hiçbir şey kaçırmadın. Türkiye aynı Türkiye... İnsanlar gittikçe daha da aynılaşıyor ve kalabalıklaşıyor. Belki kaçırdığın tek şey, senin teknende seni anarak yediğim güzel balıklar ve içtiğim şaraplar. Bir de, 30'una yaslanmış oğlunun gittikçe sana benzeyen hali... Üstelik fotoğrafına bakınca beni fotoğrafçılık yapmaya iten nedeni daha da iyi anlıyorum. Ne güzel bakmışsın be baba!"
Kadir Çöpdemir (Sıtkı Çöpdemir)
"Hani şairin dediği gibi, 'Kesilmiş bir kol gibi yanı başımda yalnızlığın...' Babacığım, beni 18'imde bırakıp gittiğinde, bu dize nasıl içime saplandıysa, şimdi 40'ımda, hala saplandığı yerdeki sızısı devam ediyor. Bu arada sen; hep bir köşeden, bir masadan, bir ağacın ya da bir köprünün arkasından başını uzatıverdin. İçimde hep, çok yaşlanmadan sana kavuşacağım hissi var. Kavuştuğumuzda da sana anlatacak çok şeyim var..."
Kenan Doğulu (Yurdaer Doğulu)
"Bugünüm sensiz geçti Cehennemde bir asırdı sanki Gözlerim iflas etti Çığırından çıktı gözyaşlarım Hani her şeyindim bensiz sen yoktun Ayrılamazdık ya Gül dudaklım sihir gözlüm dön... Karabulutları sensizliğin Çöküyor üstüme yavaş yavaş Çiçeğimin renkleri bir bir soluyor Sensiz günlerde pembeler nerde? Yanarım ben sensizliğime Doyamam senin sevgine Bağlarım kopar uçarım gökyüzüne Umutlar gelip geçer Mutluluklar bir an sürer Sensizlik canım ölümden beter
Seni çok özlüyorum babacığım. Benimle gurur duyduğun her günümü sana armağan ediyorum..."
Kerem Alışık (Sadri Alışık)
"Günaydın babacığım. Nasıl iyi uyudun mu? Ben pek uyuyamadım. Tuhaf bir rüya gördüm. Göz gözü görmez bir güz gecesinde uzaklara; çok uzaklara giden bir gemiye biniyorsun. Bütün dostlar, seni sevenler, hayranların orada. Hepsiyle teker teker vedalaşıyorsun. En sonunda sıra bana geliyor. Sen rüzgara doğru durmuşsun. Sarılıyoruz birbirimize; hiç bırakmamacasına... Nefesinle, kokunla, sıcaklığınla, yüreğinle; bütün varlığınla kucaklıyorsun beni. Yorgun ellerinde bir kez daha tanışıyorum sevgiyle. Sonra göz göze geliyoruz. 'Bu bir veda değil, bir merhabadır' diyorsun, 'Annene, sana ve hayata...' Sonra ayrılıyoruz. Ben rıhtımda kalıyorum. Sen gemiye çıkıp bana el sallıyorsun. Ben teşekkür ediyorum sana. Bana; güvenmeyi, sevmeyi, inanmayı ve hayatı öğrettiğin için. İşte böyle bir rüyaydı babacığım. Ne denir? Hayırlı olsun inşallah."
Teoman (Hasan Basri Yakupoğlu)
"Bir çocuk iki yaşındayken babası ölmüşse, onunla ilgili anıları varlığıyla değil, yokluğuyla ilgili oluyor. Yine de iki tane anı parçacığı kalmış bende. Birinde, ben gece yarısı uyanmışım, sen koşup kucağına alıyorsun... Diğerindeyse, salonda hazırlanmış bir yatakta bitkin yatıyor ve sürekli öksürüyorsun. İkişer saniyelik iki hatıra... Resimlerine baktım hep. Şimdi benim boy- larımda aynı boydaymışız zaten esmer, zayıf, güleç, zarif bir adam. Evde senden bahsedildiği ve ağlanıldığı zamanlarda içeriye kaçtıysam da bir kulağım orada oldu hep. Mavi gömlekleri sevdiğini, günde iki kere tıraş olduğunu, inatçılığını, zekiliğini ve nasıl tüm ailenin gözbebeği olduğunu öğrendim yan odadan. Adımı koyarken de zorlanmışsın. Hatta adım önce Alper'miş, nüfus cüzdanımı çıkarttıktan sonra Teoman ismini çok beğenip değiştirmişsin ismimi. Adımı çok sevişim ondan. Seni tanıyan herkesin, geçen onca yıla karşın adını söylerken sesleri titriyor ve gözlerinde hep bir sevgi ve buğu var. Azıcık zamanda herkesin kalbine girmiş ve çıkmamışsın. Ölerek beni çok üzdün; ama böyle bir adam olduğun için hep gurur duydum seninle. Beni tanısan, sen de gurur duyardın, eminim..."
Emrah Karaca (Cem Karaca)
"Sürekli, tekrar tekrar senin geldiğini görüyorum rüyalarımda ve konuşuyoruz... Ben hep hesap soruyorum, 'Neden bırakıp gittin, neden böyle, nasıl?' diye... Ama gerçekten gelsen, herhalde konuşmadan sadece özlemle, hasretle ve daha önce hiç sarılmadığım gibi sarılır öperdim seni; sözcüklere, cümlelere gerek duymadan... Seni seviyorum baba ve teşekkür ederim sana; bana bu kadar güzel bir isim bıraktığın için..."
Yayın tarihi: 15 Haziran 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/15/gny/haber,7B88B2546D734225BCE655A7C7386204.html
Tüm hakları saklıdır.