7 yaşındaki kızı Leyla ile Bodrum Bitez’de yaşayan Merve İldeniz, yıllarca hayalini kurduğu bir hayatın içinde olduğunu söyledi. Eski manken, "Bir dönem işte bugün böyle yaşayabilmek için çok çalıştım" dedi.
İLİŞKİLİ HABERLER
Delirdiğimi düşünenler sanal dünyada yaşıyor!
Delirdiğimi düşünenler sanal dünyada yaşıyor!
MEHMET ÇALIŞKAN - MAGAZİN
'Hadi Gari Cumhur' adlı film için kamera karşısına geçmeye hazırlanan Merve İldeniz, Bodrum'daki doğal yaşantısını savundu: Benim anormal olduğumu düşünseler ne olur, düşünmeseler ne olur? Delirdiğimi söyleyenler, sanal dünyalarda yaşıyor!..
Bir dönemin en ünlü mankeni Merve İldeniz, 8 yıldır Bodrum Bitez'de 'kendi halinde bir hayat' yaşıyor. Eşi Serdar Önal'dan boşandıktan sonra annesini de kaybeden Merve İldeniz, hayatını 7 yaşındaki kızı Leyla ile paylaşıyor. Çekimlerine yakında Bodrum'da başlanacak 'Hadi Gari Cumhur' adlı sinema filminde 'Nihan' karakterini canlandırmaya hazırlanan İldeniz, bu işten kazanacağı 5 bin YTL'yi de kızı Leyla'nın okuduğu Cemal Uslu İlköğretim Okulu'na bağışladı. Sosyal yaşamdan uzaklığı nedeniyle zaman zaman eleştirilen eski manken, "Benim anormal olduğumu düşünseler ne olur, düşünmeseler ne olur? Normal sandıklarımız anormal olmasın! Delirdiğimi söyleyenler, sanal dünyalarda yaşıyor. Gerçek dünyada olan benim" dedi.
KADINSI BULMUYORUM
* 'Hadi Gari Cumhur' adlı sinema filminde günümüzün 'Afrodit'ini canlandıracaksınız değil mi?
Filmde Afrodit'in güzelliğiyle benim güzelliğim özdeşleştirilecek. Ama Afrodit çok kadınsı ve ben kendimi onun kadar kadınsı göremiyorum. Harun Özakıncı ile senaryo hakkında konuşurken ilginç bir şey fark ettik; Afrodit ile tek bağlantım isimlerimizin anlamı! 'Merve' sahildeki çakıl taşlarına suyun vurmasıyla oluşan köpük anlamına gelir. 'Afrodit' de mitolojiye göre deniz köpüğünden oluşmuş bir tanrıçadır.
* Siz bir dönemin en çok aranan mankeniydiniz. Kendinizi kadınsı görmemeniz ilginç!
Açıkçası böyle bir ruha sahip değilim. Herkesi eşit görüyorum. Cinsler arasında ayrım yapmıyorum. Transparan bir elbise tanıtımı için podyuma çıktığımda bile, kendimi kadınsı hissetmiyordum. İçimdeki çocuk, hep kadınlık duygusundan öndeydi. Kadınlığımın farkına doğumdan sonra vardım.
* İnziviya çekilmiş bir yaşama sahip olduğunuzu duyuyoruz. Doğru mu?
Ben çocuğu olan bir kadınım, inzivaya çekilemem. Bitez'de yaşıyorum diye inzivaya çekildiğim sanılıyor. İnziva; dağda kimseyle ilişki kurmadan doğayla içiçe yaşamaktır. Böyle bir yaşantım yok.
* Bodrum'a yerleşince hayatınızda ne değişti?
Hayatım gerçek oldu, bir anlam kazandı. Zamanımı anlamsız şeylerle geçirmiyorum. Yaşamak için birbirlerini ezen insanların arasında değilim, onların gözlerindeki o anlamsız hırsları görmüyorum. Bütün bunları görmemek benim hayatımı daha anlamlı kılıyor. Canım ne isterse onu yapıyorum. Kimseye hesap vermek zorunda değilim.
BİR YILANLA DOST OLABİLDİM
* Bir dönemin en çok çalışan mankeni olarak bunları söylemeniz bir büyük çelişki değil mi?
Bir dönem çok çalıştım ki; o dönemi kayıp olarak nitelendiriyorum. Çok çalışmak zorundaydım çünkü ailem bana bu yönde bir terbiye vermişti. Çok çalışmalıydım çünkü, bugün yaşadığım hayat için para biriktirmem gerekiyordu. Ben o zaman hayal ettiklerimi şimdi yaşıyorum. Hatta hayal edemediklerimi bile yaşıyorum. Örneğin bir yılanla dost olmak o zaman hayal edemediğim bir şeydi.
* 8 kedi ve bir piton yılanı besliyorsunuz. Bunun nedeni insanlarda bulamadığınız sevgi veya vefa gibi duyguları hayvanlarda bulmanız mı? Hiç arkadaşınız var mı?
Elbette var. Eski manken arkadaşlarımla İstanbul'a geldiğimde görüşürüz. Az önce Aylin Arasıl buradaydı. Eskisi kadar sık görüşmüyor olabilirim ama bu durum insanlardan kaçtığım anlamına getirilmemeli. Hayvanları sevme nedenim insanlarda bulamadıklarımı onlarda bulmam değil.
SUNULANLA YETİNİYORUM
* Parayla pulla ilginizin ne ölçüde olduğunu düşünebiliriz?
Dünyaya sahip olamazsınız. Çocuğunuza bile sahip olamıyorsunuz. Mülke de vekaleten bakıyorsunuz, öldüğünüz zaman başkalarına kalıyor. Ben hep kendime sunulanla yetiniyorum. Mankenlik yaparken de diskolarda gezmeyip, evde vakit geçiriyordum. Aslında hayatımda çok fazla şey değişmedi. O zaman yoğun çalıştığım için kendime bu kadar vakit ayıramıyordum. Enerjim yüksek olduğu için o tempoyu kaldırıyordum. Ne zaman ki içimdeki istek bitti, o zaman yapamayacağıma karar verdim ve bıraktım. Belki daha uzun süre yapabilirdim ama zevk almadığım bir işi neden yapayım?
* Sahiplenme duygunuzu mu yitirdiniz?
İnsan sadece kendine sahip olabilir. Başka kimseye ve hiçbir şeye sahip olunmaz. Sahip olduklarını sananlar, kendi geliştirdikleri sanal bir dünyada yaşıyorlar.
* Oldukça kalabalık bir insan topluluğu sizin dediğiniz sanal dünyada yaşıyor...
Olabilir. İşte büyük tehlike burada zaten. O kadar çok insan o sanal dünyada yaşıyor ki; zehirlenme had safhada. Kim neyi sahiplenmiş? Bütün yaşam boyunca iki mülkün peşinde koşuluyor. Sonra ne oluyor? Sahip olduktan sonra ölüp gidiliyor. Boşa geçen bir hayat!
İLİŞKİLİ HABERLER
Delirdiğimi düşünenler sanal dünyada yaşıyor!
Yayın tarihi: 15 Haziran 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/15/gny/haber,70F4AEB7BC00448EB7888D9CB77C7A64.html
Tüm hakları saklıdır.