'Mücevher Oscarı'na abone oldu

Adını ilk Güler Sabancı'nın yüzüklerini takmasıyla duyduk. İlk röportaja gittiğimde, Kapalıçarşı'nın arka sokaklarında mütevazı atölyesinde tanıştık. Ve aksesuar kadını olmamama rağmen, röportajımız sırasında yüzükleri parmaklarımdan çıkmadı. O, mücevher tasarımında yaratıcılığın sınırlarını zorluyor, değerlerimizi tasarımlarına taşıyor. Bu yaratıcı insan, Sevan Bıçakçı. 2006 yılında davetle katıldığı Couture Mücevher Fuarı'ndan ödülle döndüğü yetmedi, üst üste üç sene bu ödüle layık görüldü. Las Vegas'tan gelir gelmez Akaretler'de açtığı Türkiye'deki ilk mağazasında buluştuğumuz Sevan Bıçakçı, sorularımızı yanıtladı.

- 2006 yılında ilk ödülü aldığınızda bir araya gelmiş ve sevincinizi paylaşmıştık. Bu üçüncü oldu, tebrik ediyorum.
- Şehir efsanesi gibiydi ilk katılışımız. Düşünsenize kapalı kapılar ardında düzenlenen, adını daha önce duyduğumuz ama hayal bile edemediğimiz bu etkinliğe davet ediliyorsunuz. Kabul edilmek bile zor. Avrupa'nın ve Amerika'nın en büyükleriyle yarıştık ve bu üçüncü katılışımızdan da ödülle döndük.

- Üçüncü kez de ödülle dönmeyi bekliyor muydunuz?
- İnsan beklemeye korkuyor aslında. Hayranlıkla baktığın insanlarla, markalarla yarışıyorsun. Bu yıl, geçen yıllardan farklı olarak iki turlu bir seçim yapıldı. Birinci turda, herkesin tasarımı internette bir linke yerleştirildi ve bu ilk oylama herkese açık yapıldı. Sonra ikinci tur, sadece profesyonellerin, dergi editörlerinin ve tasarımcıların verdiği oylarla yapıldı. Biz de tarihte alınmış en yüksek oyu alarak açık ara farkla birinciliği elde ettik. Mücevhere yeni bir soluk getirdiğimiz için bizi seviyorlar sanırım.

- Dışarıdan baktığınızda küçücük bir halka aslında tasarladığınız. "Ne kadar değişiklik yapılabilir ki?" derken, siz her seferinde yaratıcılığı zorluyorsunuz.
- Çok teşekkür ederim. Ama bu bir ekip işi. Çok iyi arkadaşlarım var. Kendi işime çok iyi kanalize olabiliyorum. Üretim aşamasında ekibim, kardeşim Kutlay Usta, mıhlamacılarımız, herkes bir adım daha nasıl öne götürebiliriz diye canla başla çalışıyor. Biz bu işe âşığız. İşine âşıksan, seviyorsan başarı gelip seni buluyor. 35 metrekarelik bir dükkândan bugün Dubai'de ve Akaretler Sıraevler'de dükkânlarımız oldu. Hepsi işimize olan aşkımızdan.

- Artık Türkiye'nin sınırlarını aştığınızı da ilan edebiliriz herhalde. Hangi dergiyi açsam sizin tasarımlarınızla karşılaşıyorum.
- Sağolsun arkadaşlar bizim tasarımları seviyor. Amerika'da her dergide yazıp çiziyorlar. Arkadaş olduk hepsiyle. İtalya'da bir fuara da katıldık. Orada da emin adımlarla ilerliyoruz. Fazla böbürlenmemek lazım.

ÜNLÜLERİN TERCİHİ
- Merak ettiğim bir şey var. Ünlü Hollywood yıldızlarını bile sizin yüzüklerinizle görmeye başladık. Moda çekimleri bir tarafa, bu yıldızlar röportaj verirken bile sizin tasarımlarınızla... Siz mi yolluyorsunuz, yoksa onlar mı alıyor?
- Kesinlikle biz yollamıyoruz, onlar bulundukları yerde, özellikle Los Angeles'ta Barney's mağazasına giderek kendileri beğenip satın alıyorlar. Ama haklısın, dünyada birçok önemli mücevher markası, Oscar törenlerinde onların mücevherleri takılsın diye sıraya bile giriyorlarmış. Ama bizim öyle değil, hatta çoğundan o kadar sonra haberimiz oluyor ki... Bizi hayranlıkla taşıyanların takması önemli. Gerçek insanlar takıyor, reklam amaçlı değil. Bu da çok hoşumuza gidiyor. Olsen İkizleri, Halle Berry, Elizabeth Hurley, Liv Tyler, Catherine Zeta Jones, Celine Dion'u bizim tasarımlarımızla gördük. Demek ki seviyorlar, kullanıyorlar. Bu da çok gurur verici tabii ki.