Protokolde en önde olmak, sınıf atlamak için yönetim istenir!

İstanbul Hazır Giyim İhracatçılar Birliği (İHKİB) seçime hazırlanıyor.
Adaylardan Hikmet Tanrıverdi, 'koltuk meraklısı değilim' demişti bana. Önceki gün de bir diğer aday olan Denimder Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Özbek'le konuştum. O da koltuk meraklısı olmadığını söyledi ama Tanrıverdi'nin de içinde yer aldığı mevcut yönetimin başarısız olduğunu, beğenmedikleri için yeni bir oluşuma gittiklerini anlattı.
Özbek içeride yani seçim kulislerinde nelerin yaşandığına dair de ilginç anekdotlar verdi. Mesela, şu anda adayların hepsi seçimlerde oy verecek olan şirketleri kendi yanlarına çekmek için yönetim kuruluna alacakları kişilerden evrak bekliyorlarmış. Yönetim kuruluna üye olmaya talip olan aday da başkan adayına gelip, 'Ben 300 evrak topladım. Üye yapacak mısın beni' diye soruyormuş. Özbek, bu evrak toplama işinin son bulmasını, seçim günü kimliğiyle şirket sahibinin gelip oy kullanmasının yeterli görülmesini talep ediyor. Özbek, ayrıca hiçbir şey vaat etmediğini söylüyor çünkü ona göre vaatleri siyasi partiler yapıyor ve en büyük kazığı da bu vaatlerden yiyiyorlar. 'Benim derdim atölyeler! Binlerce atölye kapanıyor. Biz şu anda dikim yaptıracak yer bulamıyoruz. Ben birliğin bu atölyeler için bir platforma dönüşmesini, örgütsel komitelerle sorunlarının çözülmesini sağlayacağım' diyor.
Bir de diyor ki Hikmet Tanrıverdi hazır giyimci değil. Yani fermuar ürettiği için yan sanayici, nasıl oluyor da İHKİB'e başkan olmak istiyor?
'Niye,' diyorum ' hepiniz bu kadar çok istiyorsunuz yönetimi?'
Özbek çok samimi bir itirafta bulunuyor.
'Sınıf atlamak için, protokolde en önde olmak için. Adam 700 milyon dolarlık ihracat yapıyordur ama bir salonda en arkada bile oturacak sandalye bulamaz. Ama sen 300 bin dolarlık ihracatınla, sırf yönetim kurulundasın diye protokolde oturursun. İşte bu yüzden" diyor.
İlginç değil mi?