40 yaşındaki çıtır Kylie

Kylie Minogue İstanbul'daki konserini verdi ve hemen ertesinde turnesinin bir sonraki durağı olan Atina'ya uçtu... Kuruçeşme'deki konserin ayrıntılarını mutlaka okumuşsunuzdur bir yerlerde. Ben size hastalıkla savaşan ve dimdik yoluna devam eden bir kadının performansından söz etmek istiyorum. Enerjisinden, güleryüzünden, tevazuundan... Son albümü 'X' için düzenlenen turne 6 Mayıs'ta Paris konseri ile başladı ve 4 Ağustos'ta Londra'daki konserle son bulacak. Bu iki tarih arasında, eğer ben yanlış saymadıysam, tam 50 konser vermiş olacak... Türkiye'ye ne zaman yabancı bir sanatçı gelse, biz basın olarak onun ne gibi özel isteklerinin olduğunun peşine düşeriz. Nitekim Kylie için de aynı bilgiler aktarıldı bize, bizlerden de size... Şarkıcı İstanbul'a 150 kişilik ekibi ile birlikte geliyordu. Ayrıca 21 TIR dolusu eşya onun peşinden dolaşıyordu. Özel bir mutfak istemişti. Yemeklerini özel aşçısı yapacaktı. Sadece 6 kişilik makyaj, 4 kişilik kostüm ekibi vardı. Kuliste kendisi ve ekibindekiler için 9 oda istemişti vs, vs...

GÖZLERİNDEKİ IŞIK...
Tabii bizim şov dünyasında bu rakamlara ve manzaraya alışık olmadığımız için, ilk bakışta abartı gibi geliyor bütün bunlar... "21 TIR da neyin nesi?" falan diyorsunuz... Ama neredeyse birer gün arayla dünyanın değişik ülkelerinde konser veren bir sanatçının daha 'küçük' bir dünyasının olması mümkün mü? Kanser tedavisi gördüğü günlerden bir fotoğraf karesi hep aklımdadır Kylie Minogue'un... Kemoterapiden dökülmüş saçları yeni yeni çıkmıştır ama gözlerinde müthiş bir ışık vardır. İşte o ışık önemli galiba... O ışık insanı hayata bağlar, hayatı da insana...

HİÇ KAPRİSİ YOKTU
Hiç star kaprisi yapmadan yaşadığı anın tadını çıkaran, herkese son derece sıcak ve samimi davranan Kylie, (Hatta yeni tanıştığı insanlarla çok fazla konuştuğu için menajeri bu durumdan memnun değilmiş) o ışığı sahneye de taşımıştı. 40 yaşında o çıtı pıtı kadının enerjisi görülmeye değerdi. Konseri düzenleyen EPD'nin ortaklarından Cüneyt Ortan'la hem konserden önce hem de sonrasında konuştum; "Hiçbir kaprisi yoktu. İnanılmaz sıcakkanlıydı" dedi. Uçaktan iner inmez, Ortan'a "Hemen bir Türk kahvesi içmek istiyorum" demiş. Konser günü şehir turu yapmak istemesine rağmen "Otelde kalmanız daha uygun olur" denince, hiç itirazsız kabul etmiş. Anne ve babası Kanyon'a alışverişe giderken o otelde kalmış. İstanbul'daki konser 1.1 milyon dolara mal olmuş. Turne kapsamındaki 50 konserin ulaşacağı rakam sanırım 50-60 milyon dolar civarında olur... Kadının yarattığı pazara ve iş gücüne bakar mısınız? Biz de burada bilmem ne tatil köyünde yazlıkçılara konser veren şarkıcılarımızı 'şahane konser verdi' diye anlatıp duruyoruz. Dünyamız o kadar küçük işte. Ve... Ama... Dünya o kadar büyük ki!