CHP, anti-AB'ci imajından kurtulmak için atağa geçiyor

AB yetkilileri başta olmak üzere iç siyasette de "AB karşıtı" eleştirilerine hedef olan CHP'nin bu eleştirilere dönük tepkisi sürüyor. AB konusunda CHP'nin tavrının çok net olduğunun bilinmesine karşın, partinin haksız yere eleştirildiğine inanan parti yönetimi AB üyelik sürecinde, "AB'ye evet, özel statüye hayır" mesajına vurgu yapacak. Yönetim ayrıca, "CHP, AB konusunda meydanı AKP'ye bıraktı" eleştirilerine karşı da propaganda yapacak.

CHP'li Öymen, partisinin AB politikaları ve bu konuda CHP'ye yönelik eleştirilere ilişkin ANKA'nın sorularını yanıtladı. Siyasi partiler arasında AB üyeliğini en çok kendilerinin istediğini savunan Öymen, tam üyeliği öngören imzayı 1963 yılında İsmet İnönü'nün attığını hatırlattı. CHP'nin, "AB'ye tam üyelik" hedefinden sapmadığını söyleyen Öymen, "Biz, Türkiye'nin tam üyeliğini engellemek isteyenlere, baskı yapmak isteyenlere ve çifte standart uygulamak isteyenlere karşı çıktık" diye konuştu. Öymen, bundan sonraki süreçte de, "AB'ye evet, özel statüye hayır" tezlerini anlatmayı sürdüreceklerine vurgu yaptı.

AB'ye tam üyeliği isteyen CHP'nin "AB karşıtı" gibi gösterilmesine sırt çıkan Onur Öymen, AB'den gelen eleştirilerinse "bilinçli" yaptırıldığını öne sürdü. Öymen şunları söyledi:

"Avrupalılar bu söylemleri kendi başlarına yapmıyor, birileri söyletiyor. CHP'nin bu konudaki tutumu çok açıktır. Reform sürecini en çok biz destekledik. Biz AB'ye eşit şartlarda üyelik için çalışıyoruz. İktidar savsaklıyor. Buna karşın AKP AB yanlısı, biz AB karşıtı ilan ediliyoruz. Bu kadar insafsızlık olamaz. Kalkıyor Başbakan "Biz Batı'dan ahlaksızlığı aldık' diyor, kimsenin sesi çıkmıyor. AB, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasını, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın çıkarılmasını istiyor, biz de bunlara destek veriyoruz. Ama iktidardan ses yok. Tam tersine. Onlar reformcu parti olacak, biz AB karşıtı. Bu ahlaki bir yaklaşım değil."

EŞİT ŞARTLARDA ÜYELİK

Türkiye'de bazı çevrelerin, AB'den gelen her şeyi bir emir gibi algıladığını ve ona göre hareket ettiğini ifade eden Öymen, "Biz AB'ye eşit şartlarda üye olmak istiyoruz. Başka ülkelere dayatılmayan hususları kimsenin Türkiye'ye dayatmaya hakkı yok. Biz bunu söylüyoruz. Diğer ülkeler neyi kabul ettiyse bizde onu kabul ettik diyoruz. Ama onun dışında Türkiye'nin üyelik talebini fırsat bilerek Türkiye'ye her istediklerini dayatmalarını yanlış buluyoruz" diye konuştu.

301 DEĞİŞİKLİĞİ İŞE YARAMADI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, AB'nin yoğun baskısı nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 301'nci maddesinde yapılan değişikliğin de işe yaramadığını görüldüğünü söyledi. İfade özgürlüğü sorunun 301'le çözmenin mümkün olmadığını belirten Öymen, "301 değişti ne oldu? Bir hafta sonra Türk Tabipler Birliği Başkanı'nı sabaha karşı kaldığı otelde gözaltına aldınız. Şimdi neyi halletmiş olduk biz" dedi.

İfade özgürlüğü konusunda, AKP ve Başbakan Erdoğan'ın iki yüzlü davrandığını öne süren Öymen, şunları söyledi:

"Şunu unutmamak lazım, ifade özgürlüğü dediğimiz zaman, basın özgürlüğü dediğiniz zaman herkes buna saygı gösterecek. Başbakan kendisini eleştiriyor diye gazetecilere karşı 63 tane dava açmış. Baykal'ın açtığı dava var mı? O zaman hangimiz ifade özgürlüğüne daha saygılıyız. Hem durum böyle olacak, AKP AB yanlısı, özgürlüklerden, demokrasiden yana gösterilecek ve biz bütün bunlara karşı parti gibi takdim edileceğiz. Bu kadar haksızlık olamaz. Biz bütün bunların önüne geçebilmek için hem Brüksel'de hem de Türklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde yasalar ölçüsünde bürolar açmayı düşünüyoruz. Orda bir taraftan parti olarak görüşlerimizi gün gününe onlara anlatacağız, bir taraftan da oradaki gelişmeler hakkında bilgi alacağız. Bundan sonra daha yakın ilişki kuracağız. Zaten oralarda arkadaşlarımız var. Buradaki ilişkilerimizi daha da kurumsallaştırmaya çalışacağız."

(ANKA)