İkinci yarıya başladığınızda başkanlık durumu ortaya çıktı. Özhan Bey bırakmak zorunda kaldı. O dönemden itibaren sizin isminiz ön plana geldi. Birçok başkan adayı belirdi. Ocak başından Mart'a kadar çok sıkıntı çektiniz mi?
Hayır. O dönemde sıkıntı şuydu: Özhan Bey seçime katılmayacağını, 22-23 Şubat'ta açıkladı. Ondan sonra adaylar belirdi. Benim seçimler ile uğraşmam mümkün değildi. Çünkü işler yoğundu. Bir de, renk seçimine kadar Özhan Bey hakkında inanılmaz spekülasyonlar yapıldı. Ama kendisi bugüne kadar bana verdiği her sözü tuttu. Dolayısıyla benim endişe edecek bir şeyim yoktu. Karşımda bir aday olmaması da avantaj oldu. En önemli hadise katılımdı. Onun için Galatasaray'ın birlikteliği adına katılımın yüksek olması için çağrıda bulundum. G a - latasaray tarihinin en yüksek oyla seçilen başkanı oldum. Bu, hem çok güzel hem de çok fazla sorumluluk getiriyor. İlk yapmak istediğim şey Galatasaray'ın görüntüde dağılmış olan birlikteliğini yeniden sağlamaktı.
* Başkan olduktan sonra ne düşündünüz?
Galatasaray başkanlığı benim çok yıllar önce aklımdan geçen bir hayaldi, bir rüyaydı. Onun mutluluğunu yaşadım.
* Bir kutlama yaptınız mı eşinizle mesela?
Zaman yoktu ki... Hep koşturuyorduk. Sadece takım olarak değil kulüp de değişim yaşıyor. Onun için de, çok ciddi problemler var. Camia bize güvendiyse, karşılığını vermek zorundayız.
'G.SARAYLILIK BİR YAŞAM BİÇİMİ'
* Babanız ne dedi?
Babam oldum olası Galatasaray'da görev almama karşı gelmiştir. Neticede beni tebrik etti.
"Başına iş aldın" demedi yani?
Hayır... Biliyordu zaten başıma iş aldığımı. Babam bana her zaman kendi düşüncelerini açıkça söyler. Fakat hayatımla ilgili kararı kendim veririm.
* Galatasaray başkanlığı sizce ne demek ?
Galatasaray başkanlığından çok, Galatasaraylılığın ne demek olduğunu anlamak lazım. Ben Galatasaraylılığı bir yaşam biçimi olarak görüyorum. Bir hayat felsefesini, yaşam tarzını oluşturan kültürün başındasınız. Bunun liderisiniz... Onu geliştirmek, yukarılara götürmek, insanların beklentilerine cevap vermek zor bir iş... Ama çok da onurlu ve gururlu bir iş... Ben işte bu yaşam tarzını seviyorum. Ne kadar başarılı olacağımı zaman gösterecek.
* Tam kongre döneminde bir Fenerbahçe maçı oynandı. Ondan kısa bir süre önce de Leverkusen'den ciddi bir mağlubiyetle dönüldü. Hatta yakın çevrenize 0-0 biten Leverkusen maçından sonra "Turu kaybettik" dediğinizi duyduk.
Hayır, doğru değil o... Turu kaybettik demedim. Elimizden kaçırdık dedim. Biz onları burada 4-5 farklı mağlup edebilirdik. Ben turu kaybettiğimizi, Konya'daki olaylarda anladım. Federasyon o şartlarda maçı oynatmayabilirdi. O karşılaşma ertelenebilirdi. Tüm planlarımız alt üst oldu.
Yayın tarihi: 15 Mayıs 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/15//haber,03019ED1ED9644D19A863169CF980A86.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.