Okan Bayülgen çok yaratıcı

-Okan Bayülgen'i de çekmişsiniz. Oysa bugün onu poz vermeye ikna etmek oldukça güç...
- Bir derginin birinci yıl kutlaması için çekmiştim. Tabii o zamanlar şimdiki kadar ünlü değildi. Boynunda, çenesinin altında bir sivilce vardı, gözükmesin diye o kendi photoshop'unu kendi yaptı. Elini çenesinin altına koyarak poz verdi ki sivilce gözükmesin. Oldukça yaratıcı bir çocuktu.

- Gülben Ergen, Deniz Seki, Muazzez Abacı, Muazzez Ersoy ne zaman size gelmeye başladı?
- Bazı sanatçılar daha kalburüstü oldukları için Plakçılar Çarşısı'na gelmek istemiyorlardı. Bana akıl verenler oldu; "Etiler ya da Nişantaşı'nda stüdyo aç, o zaman gelirler," dediler. Ben de Nişantaşı'na geçtim. O zaman bu saydığınız isimlerin hepsi gelmeye başladı.

- En çok kim örnek alınırdı?
-Kadınlarda Hülya Avşar bir numaraydı, erkeklerde de Emrah. Ama daha çok yabancı dergilerdeki fotoğraflarla gelirlerdi. Demet Akalın da çok gelirdi.

- Peki bu isimler bugün niye size gelmiyor? Kırgın mısınız onlara?
- Artık her şey kabuk değiştirdi. Kimseye kırgın değilim. Arada davetlerde görüyorum, sarılıp konuşuyorum. Gülben Ergen, "Ağabey senin fotoğrafların çok doğaldı," diyor ama bana gelmiyor. Zaten artık onlara akıl veren yüzlerce insan var. Gelmek isteseler de basın danışmanları göndermiyor. "İlla şu fotoğrafçıya gideceksin," diyor. Gelmiyorsa gelmesin, ne yapayım!

- Şimdi neler yapıyorsunuz?
- Yıkılmadım, ayaktayım. Fotoğraf çekmeye devam ediyorum. Ünlülerin vefasızlıkları olmadı da değil ama olsun. Ben hırslıyım ve ölene kadar bu işi yapmaya devam edeceğim. İşler eskisi gibi değil tabii. Artık hileli fotoğraflar makbul.