Modayı hiç ciddiye almadım

Yurtdışında ülkemizi temsil eden Türklerin başında gelen ünlü modacı Rıfat Özbek, kendisine şöhret kazandıran modacılığı artık bıraktığını söylüyor. Modayı hiçbir zaman ciddiye almadığını söyleyen Özbek, "Dünyada bu kadar çok problem varken, 'bir kadının eteği on santim kısa mı, beş santim uzun mu olacak' diye düşünmek çok önemsiz" diyor. Yıllardır yaşadığı İngiltere'den Türkiye'ye geri dönüş yapan ünlü tasarımcı, artık hayallerini hayata geçireceğini söylüyor...

* 1970 yılında mimarlık eğitimi için gittiğiniz Londra'da, ülkenin en prestijli moda okulu St.Martin School of Art'tan üstün başarı derecesiyle mezun oldunuz. Neden mimarlıktan modaya geçmeyi tercih ettiniz?
Londra'da modacı birkaç gençle tanıştım, onlarla konuştuktan sonra modacı olmaya karar verdim.

* Yıllar boyunca defilelerinizle hep moda otoritelerinden övgüler aldınız. Hep zirvede olmak sizi yıprattı mı?
Yıpranmadım sadece sıkıldım, başka hayallerim var. Onlar da sürpriz olacak, yavaş yavaş gerçekleştireceğim... Mobilya, mücevher, ev aksesuvarları gibi bir sürü projem var. Bunları gerçekleştirmek istiyorum. Modayı zaten o kadar uzun süre yaptım ki, artık bu yaştan sonra başka hayallerimi gerçekleştirmek peşindeyim.

HİÇ ACELEM YOK
* Nedir bu sürprizler?
Adı üstünde, sürpriz! Hiç acelem yok artık. Yeni bir hayata başladım... Herkes 'İstanbul'da niye mağaza açmıyorsunuz?' diye soruyordu. Bodrum Yalıkavak'ta bir mağazam var, bir tane de İstanbul'da açalım dedim ve yastıkla başladım. Başka fikirlerim de var; başka dükkanlar, başka konseptler de olacak.

* 2001 yılında modaya ara verdiğiniz haberleri çıktı. Ama 2004 yılında moda dünyasına geri döndünüz. Geri dönüş kararınızın nedeni neydi?
O zaman da modadan sıkılmıştım. Her koleksiyon, her sezon bir medeniyet benim için. Ya Kızılderili ya Türk ya Japon ya Hint... Ama artık öyle bir yere geldik ki dünyada ele alacak memleket, medeniyet, kıyafet ve kostüm kalmadı. Ben de kendimi tekrarlamaya başladım, tükettim.

* 'Medeniyetleri tükettim' mi diyorsunuz?
Evet, medeniyetleri tükettim. Yani insanlar her altı ayda bir yeni bir şeyler bekliyor. Ben de bundan sıkıldım ve Türkiye'ye geldim, Bodrum'da bir yer aldım.

* Rıfat Özbek koleksiyonundan vazgeçemeyen Tina Turner, Madonna ve Uma Thurman gibi dünya çapında yıldızlar var. Sizden giyinen insanlara karşı bir sorumluluk duyuyor musunuz, 'Onları yüzüstü mü bıraktım?' diye düşünmüyor musunuz?
Benim kendi hayatımı da düşünmem lazım. Onları giydirecek bir sürü modacı var. Ben onları düşünerek hayatımı şey edemem bir yerde...

EĞLENDİM, ŞÖHRET GELDİ
* Evet ama moda dünyasında önemli insanlardan birisiniz!
Doğru, fakat insanlar bir yerde bırakıyor, yalan mı? Ölene kadar moda yapmak diye bir şey yok. Hele bu yeni dünyada... Ayrıca ben bu kadar ciddiye almıyorum modayı. Bu kadar ciddiye alsam bırakmazdım bir kere. Dünyada o kadar çok problem var ki... Bir kadının eteği on santim kısa mı, beş santim uzun mu olacak, yok efendim bu yaz beyaz mı modaydı mavi mi; bunlar dünyanın problemlerinin yanında önemsiz kalmıyor mu?

* Onca yıldan sonra modayı ciddiye almamak... Nasıl yani?
Hiçbir zaman ciddiye almadım ki... Modayı bir eğlence olarak yaptım, bu da bana şöhret getirdi.

* 1988 yılında 'İngiltere Moda Konseyi' tarafından 'Yılın Modacısı' seçildiniz. İngiliz modasına katkısı bulunan 10 modacı arasına girdiniz ama 'Modayı ciddiye almıyorum' diyorsunuz. Peki modacı olmasaydınız mimar mı olurdunuz?
Hayır, modacı olmasaydım yazar ya da ressam olmak isterdim.

* Bu alanlarda çalışmalarınız var mı?
Yok. Belki ileride kitap yazarım. Modanın dışında başka bir sürü yaratıcı hayallerim var.

* Değişik bir alanda yönlendirici olmak istiyorsunuz herhalde...
Aynen öyle, çok iyi söylüyorsunuz. Konsept markalar yaratmak istiyorum.