En kaba haliyle mısır, patates gibi organik malzemelerin işlenmesiyle dizel motorları çalıştırabilen biyodizel, hem petrol gibi fosil bazlı yakıtların atmosferde yarattığı sera etkisine, hem de bu ürünlerin dünya ekonomilerini esir alıp dengeleri altüst etmesine alternatifti... Biz bir tarım ülkesi olarak bu işe pek ilgi duymadık. Hatta petrol şirketleri sıkıntı duymasın diye üreticiye kota bile koyduk. Özellikle Brezilya gibi ülkeler bu işe balıklama atladı ve ciddi paralar da kazandılar. Ancak şimdi biyodizel'in karşımıza hiç de beklenmeyen bir yan etkisi çıktı: Açlık! Haber izleyen, gazete okuyan azınlık son birkaç gündür tam 100 milyon aç insanın karınlarını doyurmak için çıkardıkları olayları izliyor. Bu insanlar herhangi bir ideoloji için filan değil, insanoğlunun en temel içgüdülerinden biri, yani karınlarını doyurmak için birbirlerini öldürüyor... Ve ne ilginçtir ki; bunda ürettiği her üç ton mısırın iki tonunu biyodizel üretmeye ayıran Brezilya'nın da suçu varmış. Bu ne ilginç bir denge... Petrol tüketmeye devam edersek gezegenimiz ısınacak, buzullar eriyecek ve öleceğiz. Petrolü bırakıp biyodizel kullanırsak aç kalarak öleceğiz. Galiba her şekilde öleceğiz:)
Bugünkü Tüm Yazıları
Hani biyodizel kurtarıcıydı?
Yayın tarihi: 17 Nisan 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/17/gny/haber,08C8981B2DC0477FAC15A2722F00AEC9.html
Tüm hakları saklıdır.