Ustaların vazgeçemediği usta İstanbul'da

İkinci haftasında festival daha bir hareketlendi, malum yarışma heyecanı başladı. Yeni yerli yapımların yanısıra; Uluslararası Altın Lale Yarışma filmleri de görücüye çıkıyor. Dolayısıyla sinemacı veya gazeteci, yabancı konuklar da 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin mekanı İstiklal Caddesi'ndeki kalabalığa katıldılar. Yani tam da festival havasındayız. Festivalin önemli konuklarından Altın Lale jüri başkanı Michael Ballhaus da sinema sevgisiyle çoşan bu kalabalıklar karşısında çok etkilenmiş. Kendisi "Caddenin başından şöyle bir baktığınızda fotoğraf müthiş büyüleyici. Her yaştan büyük bir ilgi var ama özellikle bu kadar genç izleyici görmek inanılmaz sevindirici. Manzaranın güzelliği detaylarda gizli" diyor.

Hiçbir detay kaçmadı
Bu sözler dünyanın en önemli görüntü yönetmenlerinden birinden gelince normaldir elbet. Oscarlı 'Köstebek' de olmak üzere Martin Scorsese ile uzun yıllar süren verimli bir işbirliğinin ortakçısı olan Coppola ve Mike Nicols gibi önemli yönetmenlerle çalışan Ballhaus, İstanbul'a da hiçbir şeyi kaçırmamak adına usta bir görüntü yönetmeninin titiz detaycılığı ve sevgisiyle bakıyor. Ballhous, Türkiye keşfini tamamlamak niyetiyle ziyaretini festival sonrasına uzatacağını söylüyor. Ustalığı bir yana; her daim güleryüzlü, alçakgönüllü bir bilge, gerçek bir beyefendi.

Fassbınder'la çalıştı
Alman sinemasının dahi isimlerinden Fassbinder ile tam 15 film yapan ve 1980'lerin başında gittiği Amerika'da büyük başarı kazanan Ballhaus; "Fassbinder ile birbirimizden çok şey öğrendik. Onunla çalışmak kimse için belki kolay değildi ama müthiş bir yaratıcı olduğundan harika bir işbirliğiydi" diyor. Ballhaus, ABD'de görüntü yönetmeni sıfatıyla yönetmenle yan yana çalışarak, doğrudan ortak bir yaratım süreci yaşadığı için ustalığını zirveye taşımış.