kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bazı insanlar beni korkunç bir canavar gibi göstermeye çalışıyor

02.03.2008
İLİŞKİLİ HABERLER
Bazı insanlar beni korkunç bir canavar gibi göstermeye çalışıyor
- Küfürbaz ve aşağılayıcı yazılar yazıyorsunuz ama anketlere göre 'en çok okunan yazar'lardansınız. Sizce mazoşist miyiz biz?
- Belki de! (gülüyor) Bakın bu küfürbaz lafı nereden çıktı? Televizyonda eşek, hayvan gibi çok masum birkaç şey söyledim, bunun üzerine küfürbaz etiketi üzerime yapıştı.

- Aslında böyle olduğunuzu düşünmüyor musunuz?
- Hayır, ondan sonra ben sapıttım! "Ha siz öyle mi diyorsunuz, o zaman o küfür nasıl edilir ben size göstereyim," dedim ondan sonra...

- İnada bindi iş yani?
- İnada bindi! Ben ölünceye kadar din ve ahlak sohbetleri yazsam, yine de bu küfürbaz etiketini üzerimden silemem. Ama dikkat edin; 'Ahmet şöyledir, Mehmet böyledir' diye isim göstererek, hedef göstererek küfür etmiyorum. Ayrıca küfür Türk insanının hayatında çok önemlidir. Adam sabahtan akşama kadar ana avrat dümdüz gidiyor, sonra gazetede eşek, hayvan görünce de, 'Aa küfürbaz' falan diyor ya, bu ikiyüzlülüğe çok sinir oluyorum. Bir de Kova burcuna en yapılmaması gereken, bir şeyi empoze etmektir, 'Yapma,' dediğin zaman inadına yapar. Yani bana bunu dememeleri gerekiyordu! (gülüyor)

- İyi de genelleme yapsanız bile 'puşt' diyorsunuz, 'yavşak' diyorsunuz. Siz kendinizi ne zannediyorsunuz?
- Bilmiyorum yani bunu hiç düşünmedim. İnsanlara küfür etmeye ne hakkım var? Yoktur belki ama ediyorum işte, ettim, içimden öyle geldi, ettim. Ama bakın, böyle etiketler yapıştırıldığı zaman anlattığınız asıl şey gözden kaçıyor. Yani o yazının içinde tarih var, sosyoloji var, politika var, eleştiri var. Yani insanlara anlatmak istediğim birtakım şeyleri, şekere bulayıp, belki burada hardal oluyor ama bir şeye bulayıp aktarmaya çalışıyorum.

- Bir de uğraştıklarınız var. Bir ara yazılarınızı "Öyle değil mi İclal" diye bitiriyordunuz...
- Ercan Arıklı'nın ölümünden sonra yazdığım bir yazı dolayısıyla üzerime çullandı Vatan gazetesi. Bu konuya hiç girmeyelim, İclal de benim hakkımda beni üzen bir cümle sarfetti. "Hayatta senin de sevdiğin bir şey var mıdır Engin Abi" diye bir laf etti. Bu laf beni biraz üzdü çünkü birtakım insanlar beni böyle hiçbir şeyi, hiç kimseyi sevmeyen, her şeye saldıran, aşırı öfkeli, hırçın, hatta korkunç bir canavar gibi göstermeye çalışıyor. Çok da düşmanım var basında, artık İclal'i nasıl dolduruşa getirdilerse böyle bir şey yazmış. Bir-iki küçük kılçık attım ben de, annesinin tansiyonu filan çıkmış. İclal'le de hiç karşılaşmadık hayatımızda işin matrağı!

- Hiç pişman olduğunuz yazı yazmadınız mı?
- Oldu, Ercan Arıklı yazısı mesela. Onu da anlamadı insanlar, anlamak istemediler. Kötü bir yazı değildi aslında; ben Ercan'ı çok severdim, çok sevdiğim için bana attığı kazığı affedemedim. Çok sevdiğiniz bir adamı başka bir kadınla görürseniz neler hissederseniz, tabii Ercan'la öyle bir ilişkimiz yoktu bizim ama, ona benzer bir tepki oldu. Konuşmayalım bunu...