Haddinizi bilin!
Özge AYDIN /SABAH İNTERNET
Fenerbahçe, Avrupa Şampiyonlar Ligi çeyrek final turunun ilk maçında, 1-0 geriye düştüğü mücadelede güçlü rakibi Chelsea'yi 2-1 yenerek önemli bir galibiyet elde etti.
AHMET ÇAKAR: FUTBOL ELÇİSİ (SABAH)
Fenerbahçe dün geceden sonra artık bir dünya markasıdır. Chelsea maçını milyarlarca insan seyretti ve bugünden itibaren Japonya'dan Kanada'ya, Çin'den Meksika'ya kadar milyarlarca futbolsever Fenerbahçe'yi ve onun dün geceki galibiyetini biliyorlar.
Fenerbahçe bir dünya markası oldu çünkü Chelsea gibi düzinelerce Şampiyonlar Ligi maçında yenilmemiş, hatta çok az gol yemiş bir takımı iki gol atarak devirdi. Londra'daki rövanş ne olursa olsun Fenerbahçe tarihi görevini fazlasıyla yerine getirmiştir.
Talihsizce gelen Deivid'in kendi kalesine attığı golle her şey kötü başladı. Üstelik ilk yarı Chelsea çok iyi kapandı. Fenerbahçe kafasını kaldıramıyor, iki top yapamıyordu. Volkan olmasa ilk yarı çok farklı olur derken ikinci yarıda herşey değişiverdi.
Dün gece bir gerçek daha ortaya çıktı. Volkan, önceki turdaki Sevilla maçındaki penaltı performansı ve dünyanın en önemli forvetlerine karşı dün gece gösterdiği başarıyla gerçek bir yıldız haline gelmiştir. Artık her şey Fenerbahçe'nin elinde.
LEVENT TÜZEMEN: AVRUPA TESCİLİ (SABAH)
Şemsiye gibi açılıp kapanan Chelsea, orta alandaki Joe Cole-Lampard-Ballack-Malouda gibi gezinen oyuncuları olduğu için salıncak gibi oyunun savunma ve hücum yönünü çok iyi oynuyordu. Uğur Boral geniş alan bulamıyor ve çok top kaybediyor, Alex topla buluştuğunda yüzünü rakip kaleye dönemiyordu. Aurelio sahanın her yerine basıyordu.
Avrupa'da Fenerbahçe'nin yükselişine attığı gollerle büyük katkısı olan Deivid 81'de bir kez daha jenerik olacak bir gol atarak Kadıköy'ü ayağa kaldırdı. Fenerbahçe'nin yıldızlar topluluğu ve zenginler kulübü Chelsea'yi geriden gelip yenmesi Avrupa tecrübesini kazandığının tescil belgesidir. Zico'ya önerim; Londra'da Kezman'ı değil, top tutan Semih'i oynatması. Semih bu özelliğiyle, Alex'in de takımın da verimini artırıyor.
GÜRCAN BİLGİÇ: HADDİNİZİ BİLİN! (SABAH)
İkinci yarının istekli başlangıcına rağmen maç; Chelsea'nin ne yapacağına göre yön buldu. F.Bahçe'nin en iyisi Aurelio ile Kazım 'geçilmez defansı' avladı.
O andan itibaren yapabileceğine inananlar tekrar geriye döndüler. İşin 'endişe' kısmı bu kez İngiliz tarafındaydı. Saracoğlu'nda "Haydi" diyen kalplerin sesi birbirine giriyordu. Taraftar sahaya indi, Fenerbahçe önce rakibiyle sayısını eşitledi, Zico 'lütfedip' Kezman'ı çıkararak Semih'i sahaya sürdüğünde 'bir fazla' oynamaya başladı.
Saracoğlu kanunları, devreye girerek, bir dünya devine "Ne yapsan nafile" tezkeresi yazdırıyordu. Değişen roller, F.Bahçe'yi yeni bir zafere doğru taşıyan lokomotifler oldu. Bu güvenin üstüne Deivid'in inanılmaz füzesi geldi. Saatlerce seyredebileceğiniz güzellikte, taşıdığı anlamı yüklenecek kalitede bir gol seyrettik. Kazanmanın keyfini katmerleyen, gelecekteki rakiplere özel hazırlanacak, "Haddinizi bilin" reçetesindeki fotoğraf oldu bu gol...
Volkan'ın hakkını yemeden, tüm iyi niyetleri ve sınırlarını zorlayarak bu mücadeleyi sergileyenleri kutlayalım. Chelsea'yi Kadıköy'de ağırlarken "Üç, üç" tezahüratlarını duymak varmış... İngilizler ne mi düşünüyor? "Türkler geliyor" diyorlardır.
ÖMER ÜRÜNDÜL: İKİ KRİTİK DEĞİŞİKLİK (SABAH)
Fenerbahçe skor dezavantajına düştüğü, 60 dakika bir varlık gösteremediği maçta son 30 dakikadaki performansıyla zoru başararak çok önemli bir galibiyet elde etti ve rövanş için az da olsa bir avantaja sahip oldu.
İkinci yarıda Chelsea, Fenerbahçe'nin üstüne giden bir anlayış içersine girdi. Zico her zamanki gibi kulübeden oyunu seyrediyordu. Bu arada rahatlamış rakip son hareketlerde fazla laubali olup Volkan da iki başarılı kurtarışa daha imza atınca Fenerbahçe'nin ümidi yine devam etti. Kezman ve Uğur Boral'ı çıkarması gereken Zico, biraz geç de kalsa kısa aralıklarla bu hamleleri yaptı. oyuna giren Kazım, Aurelio'nun başarılı asistiyle güzel bir gole imza attı. Bu golle morallenen Fenerbahçe Semih'in de girmesiyle karşı alanda etkili olmaya başladı ve Deivid'in mükemmel golüyle de yenik durumdan maçı kazanmayı başardı.
Eğer Fenerbahçe beraberlik golünden önceki bölümde herşeyin biteceği ikinci golü yemediyse, bunu defans bloğunun fiziksel mücadelesi, kaleci Volkan'ın başarısı ve de Aurelio'nun insan üstü çabası sağlamıştır. Tabi ki rövanş zor olacak. Ama Fenerbahçeli futbolcular da bu kadar önemli maçlar kazandıktan sonra kendilerine güvenerek bu maça çıkacaklar. Tüm bunların yanı sıra merak ediyorum, Zico Kezman gösterdiği tölaransta daha ne kadar ısrar edecek?
Bu arada hakem Claus Bo Larsen son derece başarılı bir maç çıkardı.
HAKKI YALÇIN: İÇİMDEKİ ÇOCUK (FOTOMAÇ)
Fenerbahçe'nin maça başlangıcı doğruydu... Sakin ve sabırlı, ayağa oynarken isabetli. Aniden Deivid'in talihsiz darbesi geldi... Birkaç saniyelik hüznü geçiştirdikten sonra gözlerime baktı. "İçimden geçenleri yakaladın mı?" diye sordu, "Evet" dedim ve yazdım. "Futbol hata oyunuysa, gerektiğinde hata yapmanı... Gerektiğinde dünyanın anasını satmanı... Şerefli geçmişini, görkemli geleceğini... Ben senin, mal varlığına hüzünleri katmamanı sevdim."
Fenerbahçe'nin karşısında 21 maçtır yenilmeyen bir dev vardı. Şampiyonlar Ligi'nin en az gol yiyen takımı vardı. Ama Fenerbahçe'nin de, kurulmuş robotları bile yerle bir edecek aşkı vardı. O çocuğun üzerindeki de aşkın teriydi. Cebinden, Fenerbahçeli futbolcuların resimlerini çıkarıp öpmeye başladı. "Maldonado'yu yaz, Volkan'ı, futbolcuların hepsini. Yürek İhtilalini yaz. Taraftarın zafere seyirci kalmadığını ve nasıl eşlik ettiğini yaz" dedi... Beni çekiştirdi giderken... "Bunu bütün Fenerbahçeli çocuklar adına yaz" dedi... "Ben seni bana benzediğin için sevdim... Başka takımlara benzemediğin için..."
NECATİ BİLGİÇ: BİR DESTAN DAHA (FOTOMAÇ)
F.Bahçe, kadrosunda 21 yabancı bulunduran, 480 milyon euro'luk, dünyanın en pahalı takımı İngiliz Chelsea'yi de Kadıköy'ün çimenlerine gömerek başarısını sürdürdü ve sahadan 2-1 galip ayrılarak avantaj yakaladı. Eğer, Deivid kendi kalesine gol atmasa, hem skor farklı olacak (İngilizler başka gol atamadı) hem de moralman bozulan sarı-lacivertliler 2. yarıdaki başarılı futbollarını daha önce sergileyeceklerdi. Şimdi bir hesap var. Deivid şahane bir gol attı, skor 2-1 oldu. Eğer maç onun golleri olmasa 1-0 sona erecek, İngiltere'de Chelsea 1-0'la tur atlayamayacak ve onlara en az 2 gol gerekecekti.
Maçın Danimarkalı hakemi ilk yarıda Kezman'a yapılan açıp bir penaltıyı vermezken, Ballack'ın Maldonado'ya yaptığı hareketi de es geçerek sarı kartını göstermedi.
HADİ TÜRKMEN: SÜPER BİR BAŞARI (FOTOMAÇ)
Dünyanın en zengin kulübü Chelsea ile eşleşip çeyrek final mücadelesi yapıyor olmak F.Bahçe için önemli bir başarıdır. Sevilla'yı eledikten sonra F.Bahçelilerin takımlarına duydukları özgüvenle Chelsea'yi adeta küçümser bir havada görmek umutlarımızı arttırmış, Saracoğlu'nda rakibi parçalanacak bir av gibi görmemizin sebebi olmuştu. Başkan Aziz Yıldırım'ın PSV maçı öncesi yapılan yüksek divan kurulunda verdiği mesaj onun ayaklarının yere sağlam bastığının o günden işaretiydi.
Volkan başarıyla akınları önlerken ilk yarı Chelsea kalesinde pozisyon bile bulamadı. F.Bahçe 2. devrede coştu. Kazım 65'te attığı golle takımı ateşledi. 81'de Deivid öyle bir vurdu ki Chelsea kalecisi neye uğradığını şaşırdı. Tarihinin en önemli maçlarından birinde F.Bahçe'nin Chelsea'yi yoğun bakıma gönderdiği bir akşamı keyifli yaşadık. Darısı rövanşa...
ERMAN TOROĞLU: HER ŞEY OLUR (HÜRRİYET)
Bir şeyi değiştirmek lazım. Colin Kazım giriyor. Görüntü olarak çok rahat, gamsız. Rakibi hareketleriyle sinirlendiren, rakip için gıcık bir oyuncu tipi. Nitekim daha girer girmez yaptığı hareketlerle Chelsea'yi bozmaya başlıyor. İş böyle olunca, bu sefer Alex de devreye girmeye başlıyor. Nitekim attığı bir topta altı tane Chelsea'li oyuncu oyundan düşüyor. Colin Kazım da diklemesine depar yapınca Chelsea'ye mızrak gibi batıyor. Deivid iyi niyetli. Bu sefer 35'ten vuruyor. Kendi kalesine attığı Chelsea'nin golünden sonra bu sefer aynı yerden kendi takımının golünü atıyor. Ben yukarıdakinin gücüne inanırım. Sanki bu işin sonunda bir şeyler olacak. Ama bu iş mücadele etmeden olmuyor.
2-1 kötü mü? Belki iyi değil. Çünkü rakip 1-0'la seni eleyecek. Ama unutmayın, maç 0-0 başlıyor. Ve başladığı gibi biterse F.Bahçe tur atlar. Oradaki maçta gollü olur mu? Kesinlikle evet. Ama her şey olur.
ALTAN TANRIKULU: ÖNCE MÜCADELE... (HÜRRİYET)
İlk 45 dakika takım oyununu sahaya mükemmel yansıtan, Fenerbahçe'ye hiç boş alan bırakmayan taraf Chelsea.. İkinci yarı rakibin silahlarını değil kendi gücünü düşünmeye başlayan ve golü isteyen bir Fenerbahçe..
Gol Fenerbahçe'yi rahatlatırken Chelsea'nin "beraberlik de bize yeter" anlayışı Deivid'in golüyle darbe alıyor.. Brezilyalı oyununcunun kalesine attığından daha güzelini rakip kaleye atması da ilginç.. Chelsea'nin Şampiyonlar Ligi'nde 6 maç sonra ilk golü geçen sezon Premier Lig'de oynayan bir golcüden yemesi de..
Ama daha önemlisi 1-0'dan Chelsea gibi güçlü bir ekibin yenilmesiydi.. Zico yine büyük risklere girdi, Semih'i yine dakikalarca kenarda oturttu, ama yine kazanan taraf oldu..
2-1'lik skoru artırma şansları da yakalayan Fenerbahçe için rövanş zorlu geçecek.. Maç öncesi dağıtılan kitapçıkta sarı-lacivertli takımın bu sezon sahasında oynadığı tüm maçları kazandığı, Chelsea'nin ise bu sezon hiç yenilmeyen üç takımdan biri olduğu notu vardı.. Ve şöyle deniyordu.. Bu gece bu istatistiklerden biri bozulacak.. Chelsea ünvanını kaybeden taraf oldu.. Fenerbahçe ise kazanan.. Bir anlamda milyonlarca euro alanlar değil, mücadele eden kazandı.
MUSTAFA DENİZLİ: PEKİ RÖVANŞTA NE OLUR? (MİLLİYET)
Fenerbahçe'nin çeyrek finalde karşılaşabileceği 7 takımdan 2'si tercihimdir demiştim. Bunların başında Chelsea geliyordu, o olmazsa Schalke.
Rakip Chelsea olunca, 'Fenerbahçe, Avrupa kupalarındaki özel günlerine çıkarsa kazanır, çıkamazsa zor kaybeder' diye düşünmüştük. Hele hele bir Inter 90 dakikası yaşarsa, işi birinci maçta bitirebilir dedik.
Fenerbahçe kendi kalesine attığı şanssız bir golle oyuna başladı, ama 8-9 savunmacıyla oyuna çıkan Chelsea'ye ne yazık ki sahada paramparça olan bir tek Kezman'la hücum etti. Kezman bir ara çıldırmış vaziyette arkadaşlarını öne çıkarmaya çalıştı. İkinci yarıyı düşünün. Alex, Kazım, Semih, oynadığı sürece Kezman, Deivid, Vederson, hatta Aurelio rakip ceza sahasını zorlamaya başladılar. Zaten kolay panik yaşayan Chelsea o dakikadan sonra bunalıyor. Ben 1-0'dan sonra oyunu 2-1'e getiren Fenerbahçe'yi kutluyorum, ama oyun stratejisini doğru bulmam, övmem mümkün değil. Fenerbahçe çok büyük bir özveriyle ve 2. yarıdaki oyunuyla maçı kazandı, ama yarı final şansını zora soktu. Bu galibiyete seviyorum, övünüyorum, fakat belki de bir kez daha yakalayamayacağı bir Chelsea'yi yenmesine rağmen elinden kaçırdığına da üzülüyorum.
Peki rövanşta ne olur? Cesur ve akılcı Fenerbahçe, bu Chelsea'yi eler. Bu Chelsea'ye, İstanbul'dan daha rahat gol pozisyonu üretebilir. Roberto Carlos'un kadroya katılacağını, Beşiktaş maçındaki gibi alan bulabilecek bir Kazım'ı düşünürsek Zico'nun, Gökhan'a da forma vereceğini hesap ederek rövanşta kesinlikle bu Chelsea'yi çok zorlarlar.
Yayın tarihi: 3 Nisan 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/03//haber,3F3127C91E364A36AF66D3F7C4F98334.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.