Aylarca bu köşeden mücadele verdim. Gündüz kuşağı programlarındaki türlü rezilliğin önüne geçmek için uğraştım. Bir yandan mürekkep, bir yandan nefes, diğer yandan da bol bol sarı kurdele tükettim. Sağ olsunlar, okurlarım ve duyarlı televizyoncu dostlarım bu mücadelemde bana büyük destek verdiler. Şimdi gündüz ekranına baktığımda, -bir kaç kötü örnek hariç- büyük bir gönül huzuru duyuyorum. İki yıl önceki gündüz kuşağı programlarını bir hatırlayın: Sabahın köründe en ucuz magazin polemikleri, en ucube magazin hoppalarının ağzında sakız gibi uzatılıyordu. Gözlerinde çapaklarıyla birbirlerinin saçını başını çekiştiren, birbirlerine bardak fırlatan sözde "sanatçıların" türlü rezilliği, irinden oluşmuş bir lav akıntısı gibi ekrandan odalarımıza doluyordu... Varoşların çileli insanlarının en mahrem sırları, sözde onlara yardımcı olmak gayesiyle "kirli çamaşır panayırı" gibi önümüze seriliyor, "stüdyo zorlamasıyla" yalvaran, ağlayan, feryat eden insanların dramlarından reyting damıtılıyor, küçücük çocukların gözyaşından reyting puanı imal ediliyordu. Programcılar "en acılı aileyi" birbirlerinin elinden kapmak için sektörün ortasına adeta "müzayede salonu" kurmuşlardı. En hassas sosyal konular, kendilerine "halk bilgesi" süsü vermiş cahillerin yalan yanlış yorumlarıyla halkın gözünü, kulağını ve en önemlisi ruhunu kirletiyordu. Yıldızı sönmüş eski sanatçılar, kendilerine sunulduğunu sandıkları sözde "ikinci fırsatı" ekranlarda değerlendirmek adına birbirinin üzerine çullanıyor, yıllanmış çirkefleri fosseptik çukuruna kova daldırır gibi önümüze seriyorlardı. Rezilliğin, pespayeliğin bini bir paraydı.
TEMİZLENECEK ÇOK SOKAK VAR Adına magazin denilen ama magazin haberciliğiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan pespayelikler, adı "magazin" olan programlardan taşmış, sabah sohbetinden ana haber bültenine kadar virüs gibi her yere yayılmıştı. Bugün nispeten çok daha "izlenebilir" bir gündüz kuşağına kavuştuk. Demek ki bu ülkede zaafların üzerine yayıncılık inşa etmeden, işin ucuzuna kaçmadan ve gemimizi sığ magazin kayalıklarına oturtmadan da programcılık yapılabiliyormuş. Ama henüz her şey güllük gülistanlık değil. Daha temizlenmesi gereken çok sokak var. Umarım Manifaturacılar Çarşısı'nda da yeterli sarı kurdele stoku vardır!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Demek ki oluyormuş dostlar...
Yayın tarihi: 30 Mart 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/30/gny/aytug.html
Tüm hakları saklıdır.