Günün fıkrası

Cumartesi günü öğle yemeğinde Cemil Çiçek, Vecdi Gönül, Necati Çetinkaya, Ali Coşkun, Galip Demirel, Saffet Arıkan Bedük ve "birkaç dostla daha" birlikteydik.
Sık sık "parti kapatma davasından" söz açıldı.
Cemil Çiçek'te "başsavcının iddianamesi" vardı ama henüz okumamıştı.
Bir şey söylemedi.

Yemekten sonra "herkes bir yere gitti." Cemil Çiçek de, alışveriş merkezi "Panora" ya.
Bir işyeri sahibi dedi ki:
- Sayın Bakanım, endişeliyim.
İkincisi:
- Pazartesi günü ne olacak?
Üçüncüsü:
- Dolarla borcum var... Kredi... Faiz... Uykum kaçtı.
Cemil Çiçek'e dedik ki "günün anlam ve önemine denk düşen bir fıkra aklınıza geliyor mu?"
"Zamanı mı şimdi" diye sordu. "Zamanı" dedik... O da anlattı.
Bektaşi'nin karısı ölmüş.
Ev dolup dolup taşıyor.
Kimi "üzülme" diyor, kimi "Allah' ın takdiri."
Ama Bektaşi hiç de fazla bir üzüntünün içinde değil.
"Ey erenler çok üzülmüşe benzemiyorsun" demişler.
Bektaşi'nin yanıtı:
- 40 yıldır her sabah evden kavga ederek ayrılırdım... İlk defa bu sabah kavgasız çıktım.

Cemil Çiçek:
- Türkiye uzunca bir süredir ilk defa istikrarı yakaladı.
- İstikrarsızlığın nelere mal olduğu unutulmasın... Rahmetli Sakıp Sabancı dedi ki: Bir gecede servetimin yüzde 70'ini kaybettim.
- 23 çeyrektir (3'er ay) Türkiye devamlı büyüyor.
- İhracat 100 milyar doları aştı.
- Hasta adam denilen Türkiye'ye şimdi yıldızı parlayan ülke deniyor.
- Böyle bir Türkiye'nin imajını yerle bir etmek doğru mu?.. Yakıştı mı?.. Türkiye bunu hak ediyor mu?