Hakem skandalı
Özge AYDIN /SABAH İNTERNET
Turkcell Super Lig'in 26. haftasında Beşiktaş, İnönü Stadı'nda misafir ettiği Trabzonspor'u 3 - 0 yenerek zirvedeki yerini korudu. İŞTE YORUMLAR;
İSKENDER GÜNEN: HAKEM SKANDALI (SABAH)
Yıllarca, "Hakemler de insandır, hata yapabilirler" sözleriyle avutulduk. Dün bir kez daha gördük ki, hakemler bilerek hata yapıyorlar! Türkiye'de yıllarca bu oyun böyle sürüp gidiyor. Bu oyunun sahneden indirilmesi ise çok zor. Çünkü burası Türkiye. Bülent Yıldırım, İbrahim Toraman'ı attıktan sonra kendi kendine "Ben ne yaptım?" dedi. Sonra da sarı kartı bulunan Trabzonsporlu oyuncuları kovalamaya başladı.
İlk yarıda Trabzonspor bir bakıma kendi ipini çeken takımdı. Yedikleri ilk gol Erdinç'in bir savunma oyuncusuna yakışmayan yanlışından, ikinci gol ise Hüseyin gibi bir oyuncunun ilk yarının son dakikalarında yapmaması gereken gereksiz faulünden kaynaklandı. "Tolga'nın bu golde yapabileceği bir şey yoktu" sözüne katılmıyorum. Çünkü Delgado serbest vuruşları aynı köşeye kullanan bir futbolcu. Bu da gösteriyor ki, Trabzonsporlu oyuncuların maç öncesi rakibi değerlendirmeleri yetersiz.
Fatih ve Gökdeniz takımda olsalardı inanılmaz hakem hatalarına rağmen Trabzonspor'un bu maçı çevirmesi mümkün olurdu. Artık bugünden başlayarak gelecek sezonun planı ve programı yapılmalı. Öncelikle teknik direktör konusunda bir karar verilmeli. Eğer zaman yitirilirse, önümüzdeki sezonda da Trabzonspor için yine büyük hayal kırıklıkları yaşanabilir.
KAZIM KANAT: ŞEFLER VE APAÇİLER! (SABAH)
İki teknik adam Sağlam ve Yanal maçın taktik yorumunu orta sahada yaptılar. Aslında orta sahada yaşanan şefler ile apaçilerin savaşına dönüştü. Şöyle;
A-Sağlam tek ön liberolu (Toraman) üçlü orta sahada top tekniği yüksek DelgadoTello ile maça damgasını vurmak istedi. Vurdu da! Aslında bu bir teknik adam şansıydı . Elindeki tüm şefleri sahaya sürdü. Doğru da yaptı!.
B-Yanal 2 ön liberolu (Cimşir-Ayman) 4'lü bir orta saha yapmıştı. Elinde şef diye 18 yaşında bir çaylak (Barış) bir de ileride yalnız kovboy Yattara vardı . Yanal mecburen orta alanı savaşçı Apaçilerle doldurdu. Bu da bir teknik adam şansızlığıydı!
Sağlam, "Seni başka konuda dinledim" dedi. Benim için çok hoş olan düşüncelerini şöyle anlattı: G.Antep maçında Delgado da aynı hatayı yaptı. " Kovun şu adamı" dediler. Ama ben Delgado'yu kazandım. O da bana Zürih maçlarını kazandırdı. Şimdi de takımın patronu. O zor günlerde ısrarla 'Delgado Beşiktaş'ın yıldızı' dedin. Herkes 'Holosko ile bu iş olmaz' derken sen bana yüksek moral verdin. Dedin ki, "Beşiktaş Holosko'yu alırsa şampiyon olur."
Sağlam herkesin ders alması gereken o insani yönü ile teknik adamlık bilgisini birleştirdiğini kanıtladı.
AHMET ÇAKAR: RÜŞTÜ VE HAKEM... (SABAH)
Beşiktaş şampiyonluk yolunda kayıpsız ilerliyor. Dün gece de 3-0 gibi çok net bir skor aldılar. Maçı seyretmeyenler için bu skor belki de, siyah-beyazlıların mükemmel oynadığı izlenimini uyandırır. Ama tablo hiç de öyle değil. İlk 15-20 dakika dışında Beşiktaş istenilen Beşiktaş değildi.
Devre arasında Beşiktaş bu işi bitirir diyoruz. Sebebi çok açık. Böylesine maçlarda hele evinde ilk yarıyı 2-0 önde kapatmak çok ama çok büyük bir avantajdır. İkinci yarı belli bir dönem Beşiktaş için çok büyük bir sıkıntı yaşanıyor. Toraman'ın atılmasından sonra Trabzon'un yakaladığı çok net 3-4 gol pozisyonu var. Bu dakikalarda da, sahada bir oyuncu devleşiyor: Rüştü. Öyle önemli pozisyonları kurtarıyor ki, biri gol olsa maç Beşiktaş için çok kritik hale gelecek. Bu bunalım dakikalarında hakem de imdada yetişiyor. Anlamsız ve uyduruk bir kartla Barış'ı atınca oyuna denge geliyor ve Beşiktaş maçı alıp gidiyor. Sonuçta böylesine maçları bu haftadan sonra kazanmak neredeyse şampiyonluk kadar önemli.
Çünkü bir anlık tökezlemenin bedeli şampiyonluk demek. Gelelim hakeme. Kime el atsak elimizde kalıyor. Bülent Yıldırım'ın verdiği iki kırmızı kart da hatalı. İlkinde Toraman cepheden geliyor; kasti ve yaralayıcı bir hareketi yok. Ama ikinci sarıdan atılıyor. Barış'ın kırmızı kartı ise hem komik hem de düşündürücü. Kartla alakası yok ama Toraman'a gösterilen kırmızı kartın vicdan azabının baskısı çok. Bir FIFA hakemi böylesine hatalar yapmamalı.
TURGAY DEMİR: BAKİ VE RÜŞTÜ (FOTOMAÇ)
Şampiyonluk yolundaki tüm rakipleri kazanmışken, Beşiktaş'ın Trabzonspor karşısında alacağı galibiyet liderliğin devamı anlamına geleceği gibi, baskı altında da kazanacağını kanıtlayacaktı. Bu hedefle çıkan Kartal, ilk dakikalarda gol için yüklendi. Holosko'nun "İşte ben buyum" dercesine götürdüğü topu Nobre ağlara gönderince zor kolay olacak gibi göründü. Ne var ki, golden sonra daha iyi oynaması beklenen Beşiktaş inanılmaz şekilde geri çekildi.
Öncelikle Barış, Umut ve Yattara'nın net pozisyonlarında gole izin vermeyen Rüştü ve Beşiktaş forması altındaki en iyi maçını oynayan Baki en çok alkışı hak edenlerdi. Nobre, özellikle ikinci yarıda müthiş mücadele eden Serdar Özkan da kürsüye çıktılar. İnanın bana, gol atanlardan çok tutanların katkısı vardı bu üç puanda. Herneyse öyle ya da böyle Beşiktaş zorlu bir virajı daha kazasız döndü. Ligin boyu kısaldı, geri sayım sürüyor.
İLKER ATEŞ: FERRARİ HOLOSKO (FOTOMAÇ)
Gerçekten bu adam Türkiye Ligi'nin çok üstünde bir futbolcu. Maçın başında Nobre'ye attırdığı gol adeta bir markanın, futbol markasının inanılmaz gösterileriyle gerçekleştirdiği goldü. Holosko topu ayağına aldığı zaman bir Ferrari gibi gidiyor. Ancak onun bu doyumsuz futbolunu maçın tamamında izlemek mümkün değil. Çünkü Beşiktaş'ta Holosko gibi bir Ferrari'nin yanında sıradan markalar da var. Örneğin savunma, manevrası olmayan, çekiş gücü zayıf sıradan markalarla dolu.
Beşiktaş her şeye rağmen ligin zirvesinde uygun adım yoluna devam ediyor. Ancak her maç bu kadar rahat ve net galibiyet getirmez. Liderin savunmasının yanında orta sahası da dün gece sapır sapır döküldü. Haftalardır yere göğe sığdıramadığımız Tello sıfır çekti. Oynuyormuş gibi görünen Serdar Özkan ikinci yarının son bölümü dışında ortalıkta pek gözükmedi.
İSMAİL ER: DELGADO RÜZGARI (HÜRRİYET)
Futbol kişiliği, sistemi iflas etmiş. Al Yattara'yı vur Memiş'e. Ayman'a top değdiğini kimse görmedi. İstatistiklere baktım en çok top kaybı yapan oyuncuların liste başında yerini aldı.
Sezon başında teknik heyeti kırmamak için hatır gönülle alınan oyuncular topluluğu oluşturulur, para kazanmak için star futbolcular satışa çıkartılırsa, başarı beklemek hayalden öteye gitmez. Bordo mavili takımın yönetimi beni ilgilendirmez ama İnönü Stadındaki futbolunu ibra etmiyorum.
Özellikle maçın son 30 dakikası Trabzonspor forveti ile Rüştü arasında geçmesi ve Beşiktaş'ın ikinci bölgedeki isimlerinin etkisiz kalışı notlarımda kötü bir anı olarak kaldı. 71'nci dakikada oyundan alınan Tello'nun 9 haftadır sahalarda yürüdüğünü benim kadar kimse görmüyor mu. Aydın Karabulut attığı golle Teknik direktörüne mesaj verdi "Harcama beni hoca". Tello'nun yokluğunu, Sağlam atlasa bile, Sinan Engin, unutmamalı. Süper ligde şampiyonluğun takım ruhuyla kazanıldığı futbolculara hatırlatılmalı.
MERİÇ ENERCAN: VE BİTTİ TRABZONSPOR (HÜRRİYET)
Elbette bu, "Yıldız satmayız, yıldız alırız" iddiasına hiç uymuyordu ama gerçekti. Fatih Tekke'nin gidişiyle başlayan yaprak dökümüne şiddetle karşı çıkanların söylemleriyle eylemlerinin arasındaki çelişki ortadaydı. Tıpkı, koskoca Trabzonspor'da kalan tek yıldızın İbrahima Yattara olduğu gerçeği gibi.
İkinci yarı başında çenesi ayaklarından çok çalışan İbrahim Toraman kendisini erken emekliye sevkedip, soyunma odasının yolunu tutunca, Trabzonspor, Umut, Yattara ve Barış ile üç mutlak gol şansını kullanamadı.
Maçın en ilginç yanı ise hakem Bülent Yıldırım'ın kararlarıydı. İlk maçtaki "Rüştü'nün el yanığını" içinde hisseden Yıldırım, Toraman'ın kırmızı kartını, genç Barış'a gösterdiği ile telafi etmeye çalıştı ancak hem futbola hem de alın terine yazık etti. Üçüncü gol ise diğer stoper Çağdaş'ın hediyesi idi. İki stoper bir kaleci hatasıyla gitti maç..
Ve bitti Trabzonspor..
Yayın tarihi: 17 Mart 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/17//haber,AF42862A38EC46AC95001CBA3A8F8DC5.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.