kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Mart 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Soru var cevap var mı?

Kamuoyuyuz, kamuoyusunuz ya...
Net bir cevap beklemek hakkınız.
Tabii, ilgileniyorsanız.
"Türkiye, Afganistan'ın çatışma bölgelerine, Taliban'la savaşmak üzere asker gönderecek mi?"
Cumhurbaşkanı'ndan...
Başbakan'dan...
Genelkurmay Başkanı'ndan bu sorunun cevabını istemek hakkınız, hakkımız.
"Türkiye, Afganistan'ın çatışma bölgelerine, Taliban'la savaşmak üzere asker gönderecek mi?"
Belki hayır diyecekler...
Belki, hayır.
Diyemeyecekler.
Birkaç gün sonra ABD'nin büyük şirket yöneticisi, müstesna şahin Başkan Yardımcısı Ankara'ya geliyor.
Yukarıdaki üç makamla da görüşecek.
Ne isteyecek?
Sonra, nisanın 2'sinde Bükreş'te NATO Zirvesi var.
26 NATO ülkesinden sadece 9'unun Afganistan'ın "Taliban'la savaş" bölgesinde askeri mevcut.
Mesela, sadece ABD'nin değil, Kanada'nın da tepesi atmış. Başkaları da oraya asker göndermezse, ateş hattındaki 2 bin 500 askerini çekeceğini söylüyor.
ABD Genelkurmay Başkanı, durumun daha tehlikeli olduğunu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri 2007'de çatışmaların arttığını açıklıyor.
2007'de koalisyonun askeri kayıpları yüzde 20 artmış, 2008'in ilk iki ayında da durum kötüleşmiş.
Sonra, Afganistan sınırının ötesi, Taliban'ın öteki yakası var.
Genelkurmay Başkanı'nın işaret ettiği, "Pakistan".
Veziristan.
Aşiret eyaleti.
Pakistan gizli servisinin ikili oynadığı sahalar.
Hem Taliban'la mücadele ettiği, hem Taliban'ı beslediği, bunun için de 7 yılda ABD'den 10 milyar dolara yakın para aldığı ortamlar.
Şimdilik aşiretlerden bir "sınır ordusu"; sonrası meçhul. Ankara'da "Dünya tehlikeyi görmeli" denen yer.
Genelkurmay Başkanı, ABD Başkan Yardımcısı'nın Ankara'da kendisiyle görüşme isteği için, "Sorunlar konuşarak çözülür, susarak değil" demişti önceki gün; tam da muhalefeti "konuştuğu" için bir kez daha hainlikle suçlayabildikten sonra.
Neyse.
Biz, siz... kamuoyu isek; hükümet ile Genelkurmay kamuoyuna, Meclis'e açıklama yapmak zorunda ise, susmak değil konuşmak iyi ise, soruyu sorup cevabını isteyin:
Afganistan'ın çatışma bölgelerine, Taliban'la savaşmak üzere asker gönderecek miyiz?
ABD ve NATO bizden asker istiyor mu, isteyecek mi?
Biz ne demeyi düşünüyoruz?
"Çocuklar" sınır ötesinin ötesine geçecek mi?
Böyle bir "Washington mutabakatı" olmuş muydu, "Ankara mutabakatı" olacak mı, "Bükreş mutabakatı" yoksa?
Belki de "hayır" diyecekler.
Belki, hayır... diyemeyecekler.
O zaman, "neden" diye soracağız, neden! Neye mukabil Kabil?