G.Saray'dan iki kez teklif aldım
İstanbul Büyükşehir Belediyespor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, hedefleri arasında büyük takımları ve milli takımı çalıştırmanın olduğunu belirterek, ''En fazla 4-5 sene içinde bunlar olmazsa dışarıya açılmak istiyorum'' dedi.
Avcı, antrenörlükte 9. yılını bitirmek üzere olduğunu belirterek, ''Abdullah Avcı'nın hedefleri arasında büyük takımlarda çalışmak, milli takımı çalıştırmak var. En fazla 4-5 senede bu hedefleri gerçekleştiremezsem, Avrupa'ya, dünyaya açılmak gibi bir düşüncem var'' diye konuştu.
Bulunduğu yere tırnaklarıyla kazıyarak geldiğini anlatan Abdullah Avcı, şöyle devam etti:
''Süper Lig'de Metin Türel, Ziya Doğan ve Aykut Kocaman'ın yardımcılığını yaptım. İstanbulspor ve Galatasaray'ın alt yapılarında çalıştım. 17 Yaş Altı Genç Milli Takımda çalıştım, sonra yarışmanın içine girdim. Bu süreçte çalışırken hep bana negatif tablo sunuldu. 'Genç milli takımla Avrupa Şampiyonu oldu, Dünya Şampiyonası'nda ne yapacak' dediler. Dünya Şampiyonası'nda da başarılı olduk. Süper lig varken, istikrarlı bir kulüp yapısı nedeniyle Lig (A)'yı tercih ettim. 'Abdullah Avcı Lig (A)'da da bir şeyler kanıtlasın' dedim, Allah bana bunu Lig (A)'da ilk sene nasip etti. Sonra 'Lig (A)'da şampiyon oluyor, Süper Lig'de ne yapacak' dediler. Süper Lig'de bugün kimsenin beklemediği çıkış yapan bir takım var. Türk futboluna yeni oyuncular sunmuş, iyi futbol oynayan bir ekip var. Bunu da bu sene çok güzel sonuçlandırırsak bizim adımıza çok güzel sene olmuş olur. Başkanımız Göksel Gümüşdağ benim hayatımın çıkış noktalarından bir tanesidir. O benim hakkımda sezon sonunda sağlıklı bir karar verir. Beraber oturup lig bittikten sonra onun kararını birlikte vereceğiz.''
GALATASARAY'DAN İKİ KEZ TEKLİF ALDIM
Abdullah Avcı, Galatasaray Kulübü'nden bu sezon başında ve ortasında iki kez teklif aldığını kaydetti.
Galatasaray'da daha önce çalıştığı için kendisini sarı-kırmızılı takımla örtüşdürdüklerini kaydeden Avcı, ''Geçen sene itibariyle resmi teklif aldım. Kalli'nin yardımcılığı vardı, ama sonrasında devre arasında Galatasaray'dan daha farklı görevlerde teklif aldım, ama ben bir yerde başlamışken, bir kulübü yarıda bırakıp gitmeyi etik açıdan doğru bulmuyorum. Bir kulübü yarıda bırakıp giden teknik direktörlerin hiç başarılı olduğunu görmedim. Bana da yakışmazdı zaten'' dedi.
Abdullah Avcı, Galatasaray ile bu sezon sonu için bir konuşmasının olmadığını ifade ederek, ''İleride doğru şeyler yaparsak tabii ki Galatasaray'da çalışmak önemli bir duygu, ama ismimin sadece Galatasaray ile anılmasının da yanlış olduğunu düşünüyorum. Bugün Fenerbahçe, Beşiktaş gibi Türkiye'nin bir sürü güzel kulüpleri var. Bunlar olmazsa dünyaya açılmak gibi bir düşüncem var'' diye konuştu.
''6 ayda bir kulüp değiştiren antrenör modeli olmak istemiyorum'' diyen Avcı, ''Ankaraspor, Çaykur Rizespor 3.'yü değiştirdi, Gençlerbirliği 5.'yi değiştirdi. Bu şekilde Türk futbolunu bir yere taşıyamayız. Bu ortam beni ürkütüyor. Güvenemiyorsun, nasıl yola çıkacağını bilemiyorsun'' şeklinde konuştu.
ŞANSIZLIĞA HİÇBİR ZAMAN SIĞINMADIM
İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un bu zamana kadar gerçek anlamda futbol seyircisinin keyif aldığı bir takım olduğunu anlatan Abdullah Avcı, ''İstanbul Büyükşehir Belediyespor ligin sevimli ve iyi futbol oynayan ekibidir'' dedi.
Avcı, kendilerinden son dakikalarda yedikleri gollerle puan kaybetmeleri nedeniyle ''Şanssızlık yaşayan bir ekip'' diye bahsedildiğini kaydederek, ''Şanssızlığa hiçbir zaman sığınmadım. Şans kaybedenlerin sığındığı bir bahanedir. Ligin devre arasında teknik analiz yaptık. 80 ile 90. dakika arasında 14 puan kaybetmiş bir takım vardı. Çoğu maçı önde götürmüş, son bölümde kaybetmiş veya berabere bitirmişiz. Ancak lige yeni çıkan bir takımın, özellikle Lig (A)'daki 6-7 oyuncusu bu sene de oynaması itibariyle zaman zaman bu duyguyu yaşadık. Bir geçiş dönemi yaşıyoruz. Seyirci ve atmosferin olmadığı bir yerde ona rağmen iyi bir aile olduğumuzu düşünüyoruz. Bir takım tecrübesizlikler, çok ufak hatalar ve psikolojik nedenlerle biz bu sıkıntıyı yaşadık, ama her zaman pozitif bakıyorum'' diye konuştu.
KARGAŞANIN OYNANDIĞI BİR OYUN VAR
Geçen sezon Lig (A)'da oynarken, ''Biz futbol oynamaya çalışan bir ekibiz, Süper Lig'de daha rahat ederiz'' diye düşündüğünü ifade eden Abdullah Avcı, ''Turkcell Süper Lig'de oynanan futbol benim için hayal kırıklığı oldu'' dedi.
Abdullah Avcı, Süper ligde oyunun çirkin ve doğru oynanmadığını düşündüğünü anlatarak, şöyle konuştu:
''Bu kadar antrenör sirkülasyonunun olduğu bir ülkede, bir takım etik kurallardan ve netice almak uğruna belki oyun felsefesinden de vazgeçip, kargaşanın oynandığı bir oyun var. Buna yöneticiler, medya, oyuncular, teknik adamlar da dahil. Oyunun çirkin ve doğru oynanmadığını düşünüyorum. Sadece mazeretler üretip, bunun arkasına sığınıyoruz.Bunların düzelmesi için eğitimin düzelmesi lazım. Alttan gelen oyuncuların ve bizi yönetecek insanların daha eğitimli, daha düzgün insanlar olması lazım. Futbol eğitiminin dışında, okul eğitiminin de daha sağlam olması gerekiyor. Onun dışında kulüplerin kendi sahipleri olup, sportif direktörlerin kulüplerin başlarında olması, onların bu şekilde işin içinde olması gerekir. Profesyonel olmak lazım. Dışardaki bir esnaf veya bir şirket sahibi yönetici olup, futbol konusunda gelip benimle ahkam kesmemeli, 'Bu niye çıktı, bu böyle mi oynar' dememeli. Ben o şirketin sahibinin işi hakkında yorum yapamıyorum, çünkü bilgim yok. Bizim mesleğimizde bunlar yapılıyor. Bilgili, donanımlı insanların kulüplerin başında olması daha sağlıklı olur.
Şu anda bahsettiğim kriterlere yakın bir kulüp Türkiye'de yok, ama biz kulüp olarak buna yakınız. Başımızda Göksel Gümüşdağ gibi bir başkanımız var. Bugün Türkiye Ligi'nde 2 senedir çalışan istikrarlı hocalarından biriyim. Bir Zico Fenerbahçe'de çalışıyor, bir de ben burada çalışıyorum 2 senedir. Diğer takımlara baktığımızda antrenörler devamlı değişiyor, hatta 2'şer 3'er defa değişiyor. Göksel Gümüşdağ kaliteli bir insan. Yöneticilik sıfatından gelmiş, bana inanmış, bana burayı temsil etmiş. Sonuna kadar kötü neticeler olsa da benim arkamda duruyor ve devam ediyoruz. Bizim de tabii bir takım eksiklerimiz var, ama istikrar anlamında baktığımızda Türkiye'nin iyi kulüplerinden bir tanesiyiz.''
ZİCO'YU BAŞARILI BULUYORUM
Fenerbahçe'yi Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale çıkaran Brezilyalı teknik direktör Zico'nun zaman zaman 'stajer hoca' diye eleştirilmesiyle ilgili Avcı, ''Zico'yu tanımıyorum, ama duruşuyla, davranışıyla son derece düzgün bir insan olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe'nin 1.5 yıldır başında. İstikrarlı bir gidişi var. Zico'yu şu andaki duruşu itibariyle başarılı buluyorum. En azından sempatik, doğru buluyorum'' şeklinde konuştu.
Abdullah Avcı, Türkiye'de eleştirinin sonu olmadığını ifade ederek,
şöyle devam etti:
''Stajer diyecek, birine yaşlı diyecek, birine tecrübesiz diyecek. 'Orada yanlış değiştirdi' diyecek. Bizim ülkemizde bu eleştirmenin sonu yok. Beni de eleştiriyorlar, Galatasaray maçı 2-0 niye 2-2 olmuş, yok takımı geriye yaslamışım. Maçın devre arasındaki konuşmamda var mıydınız? 'İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan 6 oyuncu say' desen sayamazlar. Fenerbahçe 85 dakika benim kaleme gelmedi, korner attı gol oldu. Arkasından bir tane daha geldi, gol oldu. Kontra ataktan gol yedim. Ben mi kontra atak yedirdim takıma. Toplum olarak negatif bir şeyin üzerine gitme gibi bir yapımız var. 'Nasıl aşağı çekeriz' diye düşünüyoruz. Ne yapacağız, bunlarla mücadele edeceğiz.''
HAKEM HAKKINDA BİR KEZ KONUŞTUM
Futbolun içinde olan oyuncu, yöneticiler ve basın nasıl hata yapıyorsa, hakemlerin de hata yapabildiklerini kaydeden Abdullah Avcı, ''Önemli olan teknik adam, oyuncu, yönetici, hakem ve medyada insanların güvenilir olması. Önemli olan herkesin doğru ve dürüst davranmasıdır'' dedi.
Hakemler hakkında bir kez konuştuğunu vurgulayan Avcı, ''Ligde ilk Konyaspor maçından sonra 'Maçın teknik analizini Çetin Sarıgül yapsın' dedim. Çetin Sarıgül'ün bugün isminin Türkiye'de senelerdir ne olduğunu herkes biliyor. Onun dışında esas kendi hatalarını söyleyebiliyorsan, o zaman Türk futbolu bir yerlere gidecek. Yok 'hakem hata yaptı, o şunu yaptı' dersek hep suçu başkalarına atmış oluruz. Gerçekler neyse onu konuşalım. Bize haksız penaltı verilmişse bir teknik adam da çıkıp, 'bu penaltı haksızdı' demesini beklerim. Bana olduğu zaman söyleyeceğim'' şeklinde konuştu.
İBRAHİM AKIN VE NECATİ ATEŞ SON DERECE MUTLU
Abdullah Avcı, Beşiktaş'tan gelen İbrahim Akın ve Galatasaray'dan sezon başında ayrılan Necati Ateş'in İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da son derece mutlu olduğunu ve takıma katkı sağladıklarını söyledi.
''Dışarıda problemli görünen İbrahim Akın ve Necati burada son derece mutlu ve katkı sağlıyor'' diyen Avcı, ''İbrahim çok yetenekli, ama 4 senedir Beşiktaş'ta tartışılan bir oyuncuydu. Şimdi ikisi de milli takımı hedefliyor. Bu hedeflere bizle koşuyorlar, Abdullah Avcı'yı ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u tercih ediyorlar. Teknik direktörlüğün bir boyutu da psikolojiktir. Biz onlara en iyi şekilde yaklaşıyoruz. Onlar da burada mutlu bir şekilde çalışıyorlar. Bunun karşılığını da onlardan alıyoruz. 'At sahibine göre kişner' diye bir laf vardır. Belki onu yaşıyoruz'' diye konuştu.
NURİ ŞAHİN NİYE BURADA YOK, ONU İRDELEMEK LAZIM
Abdullah Avcı, 2005 yılında dünya 4.'sü olan 17 Yaş Altı Genç Milli Takım'da en değerli 3 oyuncudan biri seçilen Nuri Şahin'in Almanya'da veya Süper Lig'de oynamamasını irdelemek gerektiğini kaydetti.
2005 yılındaki 11. Dünya 17 Yaş Altı Gençler Futbol Şampiyonası'nın 3 değerli oyuncusundan 2'sinin Avrupa'nın önemli kulüplerinde forma giydiğini anlatan Avcı, ''Biri Manchester United'de oynayan Anderson. Porto'yo gitti, 25 milyon dolara oraya geldi. 19 yaşında 1 senedir Manchester United'de oynuyor. Meksikalı Dos Santos ise Barcelona'da oynuyor. 3. oyuncu da Feyenoord'da oynayan Nuri Şahin'dir. Tabii ki Alman liginde oynaması veya bizim (A) milli takımda oynaması daha doğru olurdu. Onu sadece oyuncularda aramamak lazım. İkisi Barcelona, Manchester United gibi dünyanın büyük kulüplerinde oynuyorsa, oranın 3. değerli oyuncusu Nuri Şahin niye burada yok, onu bir şekilde irdelemek lazım. Sadece Nuri Şahin adına değil, kulüpler, teknik direktörler adına irdelemek gerekir'' dedi.
Abdullah Avcı, Türk futbolunda şu anda pivot santrfor ve savunmanın merkezinde oynayacak oyuncularda sıkıntılı bir dönem yaşandığını kaydederek, ''1980'li senelere bakın hep pivot santrforlar vardı. Bir nesil böyle çok geldi. Ondan sonra Hakan Şükür modeli geldi, devamı gelmedi. Gelecek olanlar da bir şekilde Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısından veya kulüplerin yapısından dolayı kayboldu. Savunmanın merkezinde oynayacak oyuncularda da sıkıntılı bir dönem var. Bir bakıyorsun orta saha ve kenar oyuncusu çok çıkıyor. Avrupa'da da çok fazla pivot santrfor çıkmıyor. O yüzden az sayıda yakaladığımız oyuncuları iyi değerlendirmek lazım'' diye konuştu.
(A) Milli Futbol Takımı'nın 2008 Avrupa Şampiyonası'nda gruptan çıkmasının çok önemli olacağını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:''Milli takımlarda çalışmış bir insan olarak, her turnuvaya istikrarlı bir şekilde katılırsak o zaman Avrupa Şampiyonaları'nda derece bekleyebiliriz diye düşünüyorum. Biz dünya kupasında 3. olduk, ondan sonra gidemedik, 'Niye gidemiyor' diye kavga çıktı. Baktığımızda 50 senede bir gitmişiz dünya kupasına. Bir takım şeylerin temellerini atmak lazım. Avrupa'da artık herkes bir şeyler oynuyor. Sıkıştığımız anda bir şeyler yapan bir toplumuz. Norveç maçı öncesi sıkıştık, onları deplasmanda yenip Avrupa Şampiyonası'na gitmeye hak kazandık. Şimdi kağıt üzerinde bakıldığında 'İyi gruba düştük, İtalya, Fransa yok' deniyor, ama Çek Cumhuriyeti de çok iyi takım. Portekiz çok önemli bir takım. Zor bir gruptayız, ama bizim de önemli oyuncularımız var. İyi konsantre olurlarsa özellikle tecrübeli oyuncularımız iyi şeyler yapacak diye umut ediyorum. Turnuvaya nasıl başlarsan öyle gidiyor. Gruptan çıkmak çok önemli. Ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceklerdir.''
Yayın tarihi: 11 Mart 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/11//haber,40F75BBD23B141E7B2FA8227FD1F3E0A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.