Kalli gidici

Serbest Kürsü'de bu hafta gündemin tepesindeki konu kıran kırana geçen şampiyonluk yarışıydı. Yazarlarımız; Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ndeki yarı final şansı ile Galatasaray'ın 22 Mart'taki başkanlık seçimini de masaya yatırdı:
* Editör: Galatasaray, Kayserispor'u rahat geçti. Galatasaray ile ilgili düşünceler genelde "Takım düşüyor, Kalli takımı bitirdi" şeklindeydi. Kongreden etkilendikleri de söyleniyordu. Dört maçtan üçünü kaybettikten sonra Kayserispor gibi 2008'in flaş takımını yendiler. Sizce Galatasaray nasıl bir görüntü sergiliyor?

100 YILIN LİGİ OYNANIYOR
* A.Ç: Galatasaray bir bakıyorsunuz çok kötü, bir hafta sonra ise olağanüstü oynayabiliyor. Bu çok sağlıklı bir tablo değil. Beşiktaş ise kötü oynasa da geriye düşse de çok kritik maçları lehine çevirebiliyor. Üstelik bunları bazen son dakikalarda hatta son saniyelerde yapabiliyor. Fenerbahçe ligden kopabilir diyorlar ama o da hiç öyle görünmüyor. Sivas'a gelince ha koptu ha kopacak diye düşünülürken, şansını sonuna kadar sürdürebilecek sonuçlar alıyor. Dedik ya, oynanan, 100 yılın ligidir. lK.K: Galatasaray'ın futbol kalitesi şampiyonluğa yakışmıyor. Ümit Karan oynuyor, kazanıyorlar. Şampiyonluğa oynayan bir takımın en iyi oyuncusu kaleci Aykut... Bu çok ciddi sorun. Kongre takıma yansıyor. Ama nasıl yansıdığı da belli değil. Her an olumsuz da yansıyabilir. Çünkü en güçlü başkan adayı şu an futbolun da patronu. Seçim kaderi de futbol topunun alacağı sonuca bağlıdır. Yani Adnan Polat'ın kaderi kongre sandığında değil, sahada belli olacak. Feldkamp masal anlatan dede. Ne söylüyor, ne anlatıyor, ne yapıyor? Onu oraya getiren Adnan Polat bile sezon sonunda onu göndereceğini açıkladı. İşte durum bu. Şunu da bir kenara not edin: 'Özhan Canaydın'ın sözü senettir. Geri dönmez' dedim. Galatasaray'ı ve özellikle Canaydın'ı hiç tanımayanlar senaryo yazdılar. Canaydın bıraktı gitti. Şimdi listeler birleşecek, çok saygın bir başka Galatasaraylı ağabeyin şemsiyesi etrafında çok güçlü bir yönetim oluşturulacak. O da bugün, yarın açıklanır. Görürsünüz.
* L.T: İş başındaki yönetimin, özellikle Adnan Polat ve ekibinin şu sıralar takımı biraz ikinci plana iterek seçim çalışmalarıyla ilgilendiklerini görüyorum. Galatasaray düzlüğe çıkmak için Kayseri'yi yenmek zorundaydı ve bunu başardılar. Uğur'un eksikliğini büyük ölçüde hissediyorlar. Lincoln'ün çok etkili olmadığı söyleniyor ama Kayseri maçında çok çalıştığını ve savunmaya dahi yardım ettiğini gördüm. Kalan haftalar içinde Lincoln'ün takıma daha fazla etki edeceğini düşünüyorum. Önemli bir fikstür avantajı var. Ankaraspor'u yenerlerse içerde art arda iki maç oynayacaklar. Dokuz puan çıkartırlarsa Şampiyonlar Ligi'ni garantilerler. Artık söz futbolcularda. Herkesin ayağını denk alıp adam gibi yaşaması ve her maça final havasıyla konsantre olması gerekiyor. Feldkamp'ın yaptığı yanlışları ve bazı davranış biçimlerini futbolcular artık kafaya takmasınlar. Seçimi Adnan Polat kazansa bile sezon sonunda Kalli olmayacak. Ama bu kadar yeni kurulmuş bir takım olmalarına ve hocalarının sinerjiden, enerjiden uzak yanlışlarına rağmen birlik içinde hareket ederlerse sezon sonunda mutlu sona ulaşabilirler.

SERVET GERÇEKTEN MÜKEMMEL
* İ.G: Galatasaray'ın şu an almış olduğu puan ve bulunduğu yer yabancılarının katkılarının çok az olduğu bir yıl için önemli sayılmalı. Kayseri maçında gördük ki, Galatasaray'ın en büyük silahı pres. Yalnız kontrollü oyun oynayamadıkları için geriye düştükleri maçlarda sorunlar yaşıyorlar. Servet ve Mehmet Topal gerçekten mükemmel bir yıla imza atıyorlar.
* G.B: Galatasaray omurgasını bir kişi hariç tamamlayınca Kayseri'yi rahat geçti. Aykut, önünde Servet, onun önünde Topal ve en önde Ümit Karan muhteşem oynadılar. Bu maçın zayıf halkaları Lincoln ile Arda'ydı. 10 numarasına kavuşmadığı sürece Galatasaray'ın bir ayağı hep topal kalacak. Bu iki futbolcunun da artık bir an önce kendilerine gelmesi ve daha fedakar oynamaları gerekiyor.